HABER MRK - Adana Acıbadem Hastanesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı Uzmanı Prof. Dr. Tümer Ulus, , "Kanser Haftası" münasebetiyle bir açıklama yaptı.
Türkiye`de de akciğer kanserine sık rastlandığına dikkat çeken Ulus, "Ancak Türkiye`de kanserli hasta verilerinin toplanmasındaki sorunlar nedeniyle bu konuda istatistikî sonuçların güvenilirliği azdır. Türkiye`de akciğer kanserinden 25 bin kişinin öldüğü tahmin edilmektedir. Akciğer kanserinin bölgelere göre görülme sıklığı ise, Akdeniz bölgesinde yüzde 41, Ege bölgesinde yüzde 39,5, Marmara bölgesinde yüzde 26.9, İç Anadolu`da yüzde 23, Doğu Anadolu`da yüzde 21, Güneydoğu Anadolu bölgesinde ise yüzde 18,2`dir" dedi.
Akciğer kanserinin nedenlerini açıklayan Ulus, "Tüm akciğer kanserlerinde yüzde 80-90 oranında neden sigaradır. Ancak aktif sigara içenlerin yanında pasif içicilerde de akciğer kanserine yakalanma riski yüksektir. Sigaranın yanı sıra aspest denen tozlarla uğraşan, çeşitli kimyasal maddelerle çalışılan iş kollarında çalışanlarda, daha önce akciğer hastalığı geçirmiş kişilerde akciğerlerindeki nedbe dokusu değişikliğe uğrayarak kansere dönüşebilir. Hava kirliliğine neden olan kükürt, dioksit, azot gibi maddeler egzoz gazı, petrol yanma ürünlerine maruz kalan kişilerde de akciğer kanserine yakalanma oranı artar" ifadelerini kullandı.
Akciğer kanserinin belirtilerini de değinen Ulus, "Akciğer ve bronş sisteminin ağrı duyusu içermemesi ve ilk belirti olan öksürüğün sigara içenler tarafından bir hastalık belirtisi olarak değerlendirilmemesi nedeniyle akciğer kanseri vakalarının tanısı çoğunlukla ileri evrelerde konulmaktadır. Ses kısıklığı, yutma güçlüğü, boyundaki sinir köklerine bası oluşturarak (horner serndromu) dediğimiz halde göz kapağında düşme gibi sinir basısına bağlı ağrı belirtileri olabilir. Çoğu hastalarda göğüs boşluğunda sıvı toplanması, ağrı, ateş, boyunda şişlik gibi belirtileri ilerlemiş dönemlerde daha sıkça görülür" ifadelerine yer verdi.
Akciğer kanserinde tanı konmasının tedavinin erken uygulanabilmesi için şart olduğunu ifade eden Ulus, "Birinci etapta uzun süreli öksürüklerde mutlak akciğer grafisi çekilmelidir. Akciğer kanserinde doku tanısı çok önemlidir. Doku tanısına göre tedavi planlanır. Akciğer kanseri küçük hücreli ve küçük hücre dışı kanserler diye ayrılır. Küçük hücreli kanserlerde genelde kemoterapi (ilaçla tedavi), ışın tedavisi yapılır. Oysaki küçük hücre dışı akciğer kanserinde evreleme ve yayılma durumuna dikkat edilerek birinci etapta cerrahi tedavi düşünülmelidir. Beraberinde cerrahi ile birlikte kemoterapi, radyoterapi uygulanabilir" dedi.
Türkiye`de de akciğer kanserine sık rastlandığına dikkat çeken Ulus, "Ancak Türkiye`de kanserli hasta verilerinin toplanmasındaki sorunlar nedeniyle bu konuda istatistikî sonuçların güvenilirliği azdır. Türkiye`de akciğer kanserinden 25 bin kişinin öldüğü tahmin edilmektedir. Akciğer kanserinin bölgelere göre görülme sıklığı ise, Akdeniz bölgesinde yüzde 41, Ege bölgesinde yüzde 39,5, Marmara bölgesinde yüzde 26.9, İç Anadolu`da yüzde 23, Doğu Anadolu`da yüzde 21, Güneydoğu Anadolu bölgesinde ise yüzde 18,2`dir" dedi.
Akciğer kanserinin nedenlerini açıklayan Ulus, "Tüm akciğer kanserlerinde yüzde 80-90 oranında neden sigaradır. Ancak aktif sigara içenlerin yanında pasif içicilerde de akciğer kanserine yakalanma riski yüksektir. Sigaranın yanı sıra aspest denen tozlarla uğraşan, çeşitli kimyasal maddelerle çalışılan iş kollarında çalışanlarda, daha önce akciğer hastalığı geçirmiş kişilerde akciğerlerindeki nedbe dokusu değişikliğe uğrayarak kansere dönüşebilir. Hava kirliliğine neden olan kükürt, dioksit, azot gibi maddeler egzoz gazı, petrol yanma ürünlerine maruz kalan kişilerde de akciğer kanserine yakalanma oranı artar" ifadelerini kullandı.
Akciğer kanserinin belirtilerini de değinen Ulus, "Akciğer ve bronş sisteminin ağrı duyusu içermemesi ve ilk belirti olan öksürüğün sigara içenler tarafından bir hastalık belirtisi olarak değerlendirilmemesi nedeniyle akciğer kanseri vakalarının tanısı çoğunlukla ileri evrelerde konulmaktadır. Ses kısıklığı, yutma güçlüğü, boyundaki sinir köklerine bası oluşturarak (horner serndromu) dediğimiz halde göz kapağında düşme gibi sinir basısına bağlı ağrı belirtileri olabilir. Çoğu hastalarda göğüs boşluğunda sıvı toplanması, ağrı, ateş, boyunda şişlik gibi belirtileri ilerlemiş dönemlerde daha sıkça görülür" ifadelerine yer verdi.
Akciğer kanserinde tanı konmasının tedavinin erken uygulanabilmesi için şart olduğunu ifade eden Ulus, "Birinci etapta uzun süreli öksürüklerde mutlak akciğer grafisi çekilmelidir. Akciğer kanserinde doku tanısı çok önemlidir. Doku tanısına göre tedavi planlanır. Akciğer kanseri küçük hücreli ve küçük hücre dışı kanserler diye ayrılır. Küçük hücreli kanserlerde genelde kemoterapi (ilaçla tedavi), ışın tedavisi yapılır. Oysaki küçük hücre dışı akciğer kanserinde evreleme ve yayılma durumuna dikkat edilerek birinci etapta cerrahi tedavi düşünülmelidir. Beraberinde cerrahi ile birlikte kemoterapi, radyoterapi uygulanabilir" dedi.
İLKHA