Milley söz konusu açıklamayı çarşamba akşamı Pentagon'da ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin ile düzenlediği basın toplantısında yaptı.
Toplantıda Afganistan’a dair birden fazla mesaj verildi. Nitekim şu an Afganistan bölgelerinin yaklaşık yarısını kontrol altında tutan Taliban'ın saldırılarındaki artış, çatışmanın büyüyerek bir iç savaşa dönüşmesi durumunda kendisine de sıçrayacağından korkan komşu ülkelerdeki endişeyi de artırıyor.
Afganistan’daki 419 bölgeden 212’sini kontrolü altında tutan Taliban, buna rağmen hiçbir büyük şehri alamadı. Gözlemcilere göre Afgan güçlerinin dayanıklılığı konusunda ABD’nin temel aldığı dayanak noktası da bu. General Milley'in ifade ettiğine göre kırsal ve seyrek nüfuslu bölgeleri görünüşte terk eden Afgan güçleri, şehirlerin etrafındaki savunmayı artırmayı başardı.
Afgan kuvvetlerinin ABD'den eğitim ve teçhizat almış olmalarının ve Taliban savaşçılarından çok daha fazla sayıda olmalarının savaşta önemli bir kriter olmadığını vurgulayan General Milley, asıl önemli iki faktörün irade ve liderlik olduğu vurguladı. Şu anki durumun Afgan halkının, Afgan güvenlik güçlerinin ve Afganistan hükümetinin iradesinin ve liderliğinin bir sınavı olacağının altını çizdi.
ABD'nin geçen hafta Afgan ordusuna üç Black Hawk helikopteri teslim ettiğini, önümüzdeki günlerde daha fazla askeri teçhizat verileceğini duyuran ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin da “Gelecekte de Afgan ordusu ve Afgan hükümetine yardım etmeye kararlıyız” dedi. ABD'nin Afganistan'da El Kaide'nin yeniden ortaya çıkmasını önlemeyi amaçladığına işaret eden Austin, yabancı güçlerin çekilmesinin ardından ülkedeki militanlara karşı mücadeleyi sürdürmek için Katar'da konuşlu ABD birliklerinin varlığına dikkat çekti.
ABD'nin Afganistan'dan çekilmesinin yüzde 95 oranında tamamlandığını bildiren General Milley şu ana kadar 9 bin ABD asker ve sivil personel ile C-17 uçağı ile 984 sevkiyat eşdeğerinde teçhizat çektiğini vurguladı. Milley sözlerini şöyle sürdürdü:
“Asker ve sivil personelden küçük bir grup, güvenliği sağlamak ve Kabil'deki diplomatik varlığımızı güçlendirmek için Afganistan'da bulunuyor.”
Washington, yabancı diplomatik varlığın geleceği için hayati önem taşıyan Kabil Havalimanı’nın güvenliğinin Türk kuvvetlerce devralınması yönünde bir anlaşmaya varmak için Ankara ile müzakerelerini sürdürüyor. Pentagon, söz konusu misyonla ilgili konuların çoğu üzerinde anlaşmaya varıldığını duyurdu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bunun Washington'ın Ankara'yı diplomatik ve lojistik olarak destekleme taahhüdüne bağlı olduğunu vurguladı.
Diğer yandan ABD Dışişleri Bakanlığı, ABD ordusuyla iş birliği yapan ve Taliban Hareketi’nin intikamından korkarak ülkelerini terk etmeye çalışan ilk Afgan grubunun önümüzdeki hafta başlarında ABD'ye varacağını duyurdu. Bakanlığın bu dosyadan sorumlu yetkilisi Tracey Jacobson çarşamba akşamı düzenlediği basın toplantısında, ilk partinin aileleri ile birlikte yaklaşık 700 Afgan çevirmen ve yardımcı da dahil olmak üzere toplamda 2 bin 500 Afgan'ı kapsadığını söyledi. ABD pazartesi günü söz konusu ilk partinin İç Güvenlik Bakanlığı göçmenlik başvurularını incelemeyi bitirene dek Virginia’daki Fort Lee Askeri Üssü'nde kalacağını bildirmişti. Dört bin çevirmen ve birinci dereceden aile üyelerinden oluşan 20 bin kişilik ikinci grubun göçmen vizesi almak için Kabil'deki ABD Büyükelçiliği'nden onay aldığını belirten Jacobson, söz konusu kimselerin kapsamlı bir güvenlik incelemesinden geçeceklerini ve bunun aylar sürebileceğini hatırlattı. Jacobson, ABD güçlerinin Afganistan'dan çekilmesinin ardından bu insanların güvenliğine önem veren Washington'ın inceleme süreci sona erene dek kendilerini üçüncü ülkelere göndermeye çalışacağını belirtti. Bu ülkelerin isimleri verilmese de ABD’nin bu amaçla Kuveyt ve Katar’ın yanı sıra bir dizi Ortadoğu ülkesiyle pazarlık yaptığı biliniyor.
Taliban'ın hızla ilerlemesinden dolayı hayatlarından endişe eden söz konusu Afganlar, ABD’de özel göçmen vizesi kapsamında sığınma başvurusunda bulunuyorlar. Aile üyeleriyle birlikte toplam sayılarının 100 bine ulaşabileceği düşünülüyor. 2008'den bu yana ABD’ye göç eden yaklaşık 70 bin çevirmen ve Afgan işbirlikçi bulunuyor.
Taliban, Kurban Bayramı tatilinde meşru müdafaa harici saldırılarda bulunmayacağını duyurmuş ancak önceki bayramlarda da olduğu gibi resmi ateşkes ilan etmemişti. Hareket ateşkes duyurularını pozisyonlarını güçlendirerek savaşçı tedarik etmek için kullanmak ve güvenlik güçlerine saldırmak için kullanmakla itham ediliyor.
Devlet Başkanı Eşref Gani yaptığı açıklamada Taliban savaşçılarının barış niyetinde olmadıklarını kanıtladıklarını söyeldi. Gani’nin açıklamasından dakikalar önce üst düzey yetkililerin bayram namazı kıldığı sırada başkent Kabil'deki cumhurbaşkanlığı sarayı yakınlarına 3 roket mermisi isabet etmişti.