Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şu şekilde:

"Tüm insanlığın barışına vesile olmasını diliyorum. Her şeyden önce bizim bugün burada bulunuşumuzun da ayrı bir sebebi var. Kuzey Kıbrıs’ın kurtuluş mücadelesinin 47. Yıl dönümünü aynı zamanda kutlayacağız. Ve iki bayramı bir arada kutlama fırsatını buluyoruz. Bununla birlikte bugün toplu açılışlarımız var. Bu toplu açılışlarımızla birlikte de Kuzey Kıbrıs’ımıza ayrı bir canlılık altyapı da üstyapı da getirme fırsatını bulacağız. Bu vesileyle Kuzey Kıbrıs’taki kardeşlerimin bayramını tebrik ediyorum. İslam aleminin bayramını tebrik ediyorum."

"(Kabil Havalimanı'nın güvenliği) Sorunsuz bir dönem, sorunsuz bir zaman insanlığın yaşamı boyunca olmamıştır ve olmayacaktır. Tabi bu sorunlar karşısında çözümlerimiz ne olacak? Nasıl çözümler üreteceğiz? Dikkat edilirse egemen güçler, emperyalist güçler Afganistan’da ilk defa böyle bir sorun üretmiyor. Bundan öncede Afganistan’da daha nice sorunlar yaşadık. Ve Afgan halkı dirayetiyle, iradesiyle bu emperyal güçlere karşı mücadelesini verdi ve bu mücadeleden de zaferle çıktı. Daha sonra tekrar bu emperyal güçler malum Afganistan’a girdiler. 20 yılı aşkın zamandır oradalar. Ve bizde bütün bu emperyal güçler karşısında Afgan kardeşlerimizin yanında yer aldık. Ve orada onlarla beraber öncelikli olarak da Kabil Havalimanı’nın korunmasını, bunun yanında insani noktada Afgan halkına her türlü desteği verme mücadelemizi sürdürdük.

"Öneriye olumlu bakıyoruz"

Şimdi yeni bir dönem var. 3 ana otorite burada görülüyor. NATO, Amerika ve bunun yanında da Türkiye. Ve bizden şu anda Amerika çekilme kararını verdi. Ama Kabil Havaalanı’nın bizim tarafımızdan zaten 20 yıldır işletiliyor. Bundan sonra da işletilmesini istediler.

Biz şu anda buna olumlu bakıyoruz. Ama olumlu bakarken tabi Amerika’ya bizim bazı şartlarımız var. Bir, diplomasi noktasında Amerika bizim yanımızda yer alacak. İki, lojistik noktasında imkanlarını bizim için seferber edecek. Hangi gücü varsa lojistik anlamda bunları Türkiye’ye devredecek. Ve bir diğeri de burada bu süreç içerisinde çok ciddi bir mali, idari noktada sıkıntılar olacak. Bu noktada da gerekli desteği Türkiye’ye verecek. Eğer bunlar sağlanabilirse biz Türkiye olarak bu süreçte Kabil Havaalanı’nın işletimini ele almayı düşünüyoruz."

"Bu konuları daha iyi görüşürüz"

Bu arada Taliban’ın bazı rahatsızlıkları söz konusu. Taliban’la da bu süreci görüşmek suretiyle nasıl ki Amerika ile bazı görüşmeleri Taliban yaptıysa herhalde Taliban, Türkiye ile bu görüşmeleri çok daha rahat yapması lazım. Çünkü, Türkiye onun inancıyla alakalı ters bir yanı yok. Ters bir yanı olmadığı için de onlarla bu konuları daha iyi görüşeceğimize anlaşabileceğimize ihtimal veriyorum. Ve Doha’dan oraya akan bir süreç var. Bu süreci de iyi değerlendirebileceğimizi düşünüyorum."

KKTC cumhurbaşkanı Tatar: Azerbaycan bizim kardeş ülkemiz

KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da yaptığı açıklamada, Azerbaycan’ın kardeş ülke olduğunu belirterek, şunları söyledi:

“Böyle bir kutlu günde bizlerle beraber olmaları esas itibarıyla dünyaya verilen bir mesajdır diye değerlendiriyorum. Benim gönlümde biz aynı milletin soyundan gelmekteyiz. Bir millet üç devlet, iş o noktaya doğru gidiyor diye düşünüyorum. Zaman içerisinde ilişkilerimiz daha da gelişecektir. KKTC’de binlerce Azerbaycanlı kardeşimiz eğitim görmekte, üniversitelerimizde ders vermekte ve aynı zamanda bizler gibi vatandaşlarımız olarak yaşamaktadırlar. Dolayısıyla aramızda zaten önemli ve köklü bağlar vardır.”

“Derdimiz birlikteliği sağlamak ve daha güçlü hale getirmek”

KKTC’ye geniş katılımlı bir ziyaret gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konuyla ilgili de şunları söyledi:

"Oğuzhan Asiltürk, Kıbrıs Barış Harekatı’nın yapıldığı dönemde Erbakan hocamızın en yakın çalışma arkadaşıydı. Ve o dönemde bu Kıbrıs Barış Harekatı’nda o da üst düzey görev almış olan siyasilerdendi. Bu ziyareti yaparken biz de Oğuzhan Asiltürk beyi aramıza, kafilemize katalım dedik. Ve bunun yanında yine hocamızın mahdumunu da buraya davet edelim dedik. Aynı dönemde yine o dönemin siyasi hareketi olarak, o koalisyonun içinde Erbakan hocamızla beraber bulunan kadrodan Temel beyi de davet ettik.

Bu davetleri yaparken hep birlikteliği, beraberliği sağlayarak, burada olalım istedik. Nitekim Demokratik Sol Parti’nin şu andaki genel başkanını da aramıza aldık. Çünkü merhum Ecevit’in o da şu andaki makamında bulunduğu için o da bizimle beraber. Derdimiz bütün bu birlikteliği sağlamak. Bu birlikteliği çok daha güçlü hale getirmek. Ve bundan sonraki süreçte de artık 'Kuzey-Güney' demek istemiyoruz, artık Kıbrıs Türkü diyoruz, olaya böyle bakıyoruz, bundan sonra da böyle devam ettireceğiz."