Kavramlara yaklaşım insanın düşünme melekesini nasıl çalıştırdığını görmek açısından oldukça önemli hususlar sunuyor. Batı menşeili üretilen kavramların Türkiye’de de birtakım çevreler tarafından kullanılması insanların algı düzeylerine nasıl yön verildiğini gösteriyor bir bakıma... Örneğin mücahid kavramı yerine “cihadist” gibi uydurma bir kelimeyi kullandığınız zaman Allah yolunca cihad edenleri belirli bir zemine hapsetmiş yani kavramlarla tutsak etmiş oluyorsunuz!
Türkiye’de bu durum özellikle FETÖ soruşturmalarında yapılıyor. Emniyet, yargı ve basın eliyle inşa edilen dil İslami kavramların içini boşaltıyor. Bunların başında da imam ve cemaat kavramları gelmekte.
Bilindiği üzere cemaat kavramı “toplamak, bir araya getirmek” manasına gelen cem kökünden geliyor. Farklı mezhep çevreleri tarafından da kullanılan (cemevi vs.) kavramın Gülencilerle ilişkili olarak ele alınması yeni bir şey değil. Ancak 15 Temmuz’dan sonra bu kavramı kullanmak için artık insanlar üç defa düşünür hale geldiler. Halbuki kavramın geçmişi asırlara dayanıyor. Hiçbir şekilde salt bir hareketle ilişkilendirilmesi mümkün olmayan bu İslami kavram bir şekilde kriminalize edilerek meşruiyet sınırlarından çıkartılmış oluyor.
Bir diğer kavram ise imam kavramı. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş da sosyal medyadan yaptığı açıklamada bu kavrama yönelik oluşturulmak istenen olumsuz algıya dikkat çekerek önemli hususlara değinmiş: “İmam, Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in en önemli vasıflarından biridir ve onun dünyada yüz binlerce varisinin meslek unvanıdır. İMAM isminin FETÖ'nün temsilcileri için kullanılması kabul edilemez. Tüm kardeşlerimi bu konuda dikkatli olmaya davet ediyorum.”
Geç kalınmış da olsa yargı, Emniyet ve basın eliyle oluşturulan menfi algıya devlet ricalinden şu ana kadar gösterilen en anlamlı tepki Ali Erbaş tarafından dile getirilmiş oldu. Kavramlarımızın içinin boşaltılması kısa vadede çok mühim değilmiş gibi gözükürken uzun vadede yıkıcı etkileri ortaya çıkacak riskleri taşıyor. Aslında harf inkılabını yaşamış olan Türkiyeli Müslümanların bu konuda çok daha dikkatli olması gerekirken yeterli hassasiyetin ortaya konulduğunu söylemek zor ne yazık ki!
Kaynak: Haksöz Haber