Siyasetteki kutuplaştırıcı, ötekileştirici ve hedef gösterici dilin bir sonucu olarak bu olayın yaşandığını söyleyen Özel, "Seçime girerken başvuruda bulunup kanunlara uygun olduğu, adaylıkların temiz kağıdıyla devlet tarafından tescillendiği bir partinin, bir terör örgütünün şubesi olarak hedef gösterilmesi böyle sonuçlar doğuruyor. Bunun yerine demokratik siyaset alanını meşru kılmak ve her şeyin sözle ve parlamentoda siyaset zemininde halledileceğini kabul etmek gerekir." şeklinde konuştu.
Kamuya ait 18 sosyal tesisin satılacağını dile getiren Özel, satılacakların listesine dikkati çekerek, "Bu sosyal tesisler, devletin parasıyla ya da bu kurumların kendi bütçelerinden; çalışanları oralarda tatil yapabilsin diye yapıldılar. Zaten çok düşük ücret alanların ekonomik olarak aileleriyle birkaç huzurlu gün geçirmesi için sosyal devletin gereği olarak yapılmış bu tesisler para uğruna satılıyor. Buralar kimlere satılacak, kaça satılacak, ne şekilde satılacak takipçisi olacağız." diye konuştu.
Mecliste "15 Temmuz özel oturumu" yapılmamasına tepki
15 Temmuz kanlı, hain darbe girişiminin ilk yıllarında Mecliste buna ilişkin özel oturumun yapıldığını anımsatan Özel, bu oturumlarda, darbeye karşı açık pozisyon alan bütün siyasi partiler ve liderlerinin söz hakkı bulduğunu dile getirdi.
Özel, "Genel Başkanımızın, o toplantılarda yaptığı konuşmalar nasıl bir rahatsızlık, nasıl bir endişe yaratmış ki artık Meclis Başkanlığı özel oturum yapmıyor. Yarın Meclis kapalı ama daha önceki yıllarda yapılan, geçen yıl da yapılmayan oturum yine yapılmayacak. Şentop'a soruyoruz: Niye yapmıyorsunuz?" şeklinde konuştu.
Özel şöyle devam etti:
"Ne zamanki Kemal Kılıçdaroğlu çıktı ve '15 Temmuz bir darbe girişimidir ancak herkes 15 Temmuz’da birlikte durmuşken siz 15 Temmuz’u araçsallaştırıp 20 Temmuz'da kendi sivil darbenizi yaptınız, FETÖ'nün değil, muhalefetin üstüne gittiniz. Üniversitelere kayyum atamak için, gazetecileri susturmak için, köşe yazarlarını sindirmek için, hak arama mücadelesinin önüne geçmek için bunu kullandınız. OHAL ile Soma'daki işçinin, Karadeniz'deki köylü teyzenin, grevdeki işçilerin karşısına dikildiniz; grevleri, OHAL'i bahane edip yasakladınız, kendi sözde iktidarınızı sağlamlaştırdınız.' dedi diye, yarın yapılacak konuşmalarda birisi gözünüzün içine bakar da 15 Temmuz'dan sonra darbeyi araştırma komisyonu kuruldu, üç ay bu komisyona nasıl yetti diye sorulacak diye mi bu oturumu yapmıyorsunuz?"
Özel oturumun neden yapılmadığıyla ilgili çeşitli sorular yönelten Özel, "Yazıklar olsun, o gece alnımızdan öptüklerini söyleyenlere. Gördüklerinde önümüzde metrelerce tebrik kuyruğu oluşturup da daha sonra CHP'yi darbeye karşı çıkmamakla suçlayanlara yazıklar olsun." dedi.
"Darbe araştırma komisyonu raporunun bütün eklerini istiyoruz"
Darbeleri araştırma komisyonunun raporunun durumunu da soran Özel, "Meclis Başkanı'na resmi olarak başvurduğumuz, darbe araştırma komisyonu raporunun muhalefet şerhlerini ve bütün eklerini istiyoruz. Tarih önünde, o komisyondan kaçanların gelecek seçimlerden sonra yapılacak, bütün kamuoyunun önünde kurulacak komisyonda da ifade vermekten kaçamayacaklarını bir kez daha ifade ediyoruz." ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Bunlara iktidarı teslim edemeyiz." şeklinde bir cümlesinin olduğunu söyleyen Özel şöyle devam etti:
"Sakın ha sakın, Türkiye'deki kimsenin kafasını karıştırmaya, Türkiye’yi dünyaya rezil edecek bu antidemokratik, beyin kıvrımları arasında kalmış bu geri kafalı, demokrasiye çelişen ifadeleri bir daha kullanmaya kalkma. İktidarı senden isteyen kim? İktidarı milletten talep ediyoruz. Bir pazar günü sandığa gider, görevi kime verirse o gelir. Haydi versin de gitme bakalım. O zaman o yiyeceğin tokat 24 Haziran’da yediğin demokrasi tokadına da benzemez."
15 Temmuz’daki darbe girişimi sonrası kaybolduğu iddia edilen silahlarla ilgili konuşmaya devam edeceklerini söyleyen Özel, "FETÖ'nün 15 Temmuz'da kışlalardan çıkardıklarının kullandığı silahlarda ciddi miktarda kayıp var. Envantere kayıtlı silahlardan geri dönmemiş olanlar var. Envanter dışı silahların dağıtıldığına ilişkin iddialar var. Bu iddiaları duyup da harekete geçmeyen cumhuriyet savcıları, o diplomalarından, yemin törenlerine gelmiş olan ana babalarından utanmıyorlarsa neden utanacaklar? Bu iddialar araştırılmayacak da hangi iddialar araştırılacak?" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "Nasıl kıyılarımızı işgal eden müsilajın üstesinden geliyorsak siyasi müsilajı da aynı şekilde etkisiz hale getireceğiz." sözüne tepki gösteren Özel, "İstanbul'un müsilajının temizlendiği falan yok, sadece üstündeki kefi, köpüğü alıyorsunuz, milleti kandırmayın. Siyasi müsilaj da pislikle olur, siyasetteki oksijeni bitiren bizatihi sizsiniz." dedi.
Erken seçim tartışmaları
Erken seçim tartışmalarıyla ilgili bir soruya yanıt veren Özel şunları kaydetti:
"23 ay daha kaçabilir seçimden. 23 ay sonra seçim var. Seçim talebi; siyasi partilerin, siyasetçilerin ağzına, milletin ağzında, aklında olmadan yerleşmez. Gittiğimiz her esnaf dükkanından çıkarken ‘Başkan seçim var mı?’ diye soruluyorsa, her köy kahvesinin ana gündemi erken seçimse, işsizlerin tek umudu erken seçim olmuşsa, gençler ‘Seçim erken olmazsa ben ülkeyi erken terk edeceğim.’ diyorsa, emeklinin talebi erken seçimse siyasetin gündemi erken seçimdir. Kimse bu erken seçim nerden çıktı demesin? Erken seçim; bu kadar haksızlıktan, bu kadar hukuksuzluktan, bu kadar eşitsizlikten ve bu kadar vatandaşını düşünmeyen bir yönetim anlayışının bıçağı kemiğe dayamasından çıkmıştır. Erken seçim kaçınılamaz. Erken seçim talebi, milletin talebi ve siyasetin gündemidir. Biz yapılacak erken seçime dünden razıyız, bugünden hazırız."
Çözüm Süreci ile ilgili yürütülen tartışmalara da değinen Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Diyarbakır ziyareti ve Çözüm Süreci'ne ilişkin söylediklerinin kendi siyasi açmazı içinde söylendiğini savundu.