Yusuf Can – Haber Yorum

Laik-Kemalistlerin ‘Ters mantıkla’ devamlı anlatageldikleri “CHP olmasaydı bu ülkede 5 vakit ezan okunmazdı!” garabetini hiç sorgulatmadıkları için kimse de çıkıp “Ya siz değil miydiniz bu ülkede 1932-1950 yılları arasında ezanı Türkçe okutanlar, siz değil miydiniz DEVRİMLER diye diye medreseleri tekke ve zaviyeleri kapattıran, Camileri kilitleyen, Cami ve Medreselerde Kur’an dersi verilmesini yasaklayan...” diye soramıyor.

Sanki bu ülkede din ile ilgili yaşanan güzel gelişmelerin kahramanları kendileriymiş gibi meydanlarda nara atıyorlar, TV ekranlarında dindarları ‘yobazlıkla’ suçlayıp caka satıyorlar...

“Can çıkar huy çıkmaz!” dedikleri gibi bu Laik Kemalist’lerde de DİN KARŞITLIĞI artık kanlarına işlediğinden saldırganlıklarından bir türlü vazgeçmiyorlar.

Din ile dindar ile ilgili olumlu bir gelişme gördüklerinde derhal “Gestapo” kesilip hemen hesap soruyorlar.

Bunun son örneğine CHP milletvekili Murat Bakan’ın Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’a yönelttiği soru önergesinde rastlıyoruz

“2018-19, 2019-2020 dönemlerinde iller ve ilçeler bazında olmak üzere, 4-6 yaş Kur’an kurslarının ve öğrencilerinin sayısı kaçtır?”

Bu soruya MEB Strateji Geliştirme Başkanlığı şu cevabı veriyor; “Bakanlığımızda konuya ilişkin veri bulunmamaktadır”

CHP’li duruyor mu?

Elbette hayır!

Açıklama üzerine açıklama yapıyor.

“Resmi, özel ve gönüllü her kuruluşun eğitimle ilgili faaliyetleri, Milli Eğitim amaçlarına uygunluğu bakımından Milli Eğitim Bakanlığının denetimine tabidir” maddesini anımsatarak, ‘Camileri ve Kur’an Kurslarını sıkı denetime tabi tutun mu demek istiyor dersiniz?

Tabii ki hayır!

Dert bambaşka!

Diyanet ‘Yaz Kur’an Kursları’ adı altında başlattığı projede ders almaya gelenlerin kimlik ve adreslerini zaten kaydediyor.

Öyle ki sayılar bilinsin, başıboşluk olmasın.

Nitekim Diyanet’in resmi verilerine göre, 2015 yılında 15 bin 265 olan 4-6 yaş Kur’an kurslarındaki öğrenci sayısının, 2020 yılında ise 181 bin 808’e yükseldiği görülüyor.

Yani denetim ve kontrol sistematik olarak var.

O halde Laik-Kemalistlerin her yıl yaz aylarında canlarını sıkan ne?

Ders alan çocuk sayısının her yıl artması ve toplumda insanların belli dönemler dahi olsa(Ramazan Ayı, Hacc Dönemi..) Laik Kemalist güruh “Biz bu ülkenin sahipleri olarak bu manzarayla yaşamak istemiyoruz!” tarzında hemen ciyaklamaya başlıyorlar.

Çünkü kendilerinden başka kimseye tahammülleri yok.

Doğrusu bu konuda PKK anlayışından bir farkları olmaması da onları “LAİKLİK” çatısı altında bir araya getirebiliyor.