Mısır'da cunta mahkemesi, geçtiğimiz günlerde aralarında İhvan-ı Müslüminin liderlerinin de bulunduğu 12 kişi hakkında idam cezası verdi.

Verilen idam kararının onanması kınayan Peygamber Sevdalıları Platformu Batman İl Koordinatörlüğü, Gülistan Caddesinde düzenlediği kitlesel basın açıklamasıyla İslam ülkelerinin liderlerine seslenerek idamların durdurması çağırısında bulundu.

Program, Kur’an-ı Kerim ile başladı. Basın açıklamasına; HÜDA PAR İl Başkanı Davut Şahin, Âlimler ve Medreseler Birliği (İTTİHADUL ULEMA) Genel Başkanı Molla Enver Kılıçarslan ve kentte faaliyet gösteren birçok STK temsilcileri katıldı.

Kadın-erkek, genç ve yaşlıların yoğun katılım gösterdiği basın açıklamasında halk, idamların durdurulması için sloganlar attı.

Mehmet Ali Altun

Basın açıklamasından önce kısa bir konuşma yapan İTTİHADÜL ULEMA Üyesi Mehmet Ali Altun, İslam davası uğruna verilen bellerin beyhude olmadığını ve zalimlerin yaptıklarının  yanlarında kalmadığını söyledi.

Feyzi Aydın

Basın metnini Peygamber Sevdalıları Batman Koordinatörü Feyzi Aydın okudu. Aydın açıklamasına "Sakın, Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Allah, onları ancak gözlerin dehşetle bakakalacağı bir güne erteliyor." (İbrahim-42) ayetiyle başlayarak şu ifadeleri kullandı:

"Kabil'in, kardeşi Habil'i katletmesiyle başlayan zulüm süreci maalesef günümüze kadar gelmiştir. Sapmış, azgınlaşmış, nefsinin kölesi, şeytanın avenesi olmuş insanlar, Allah'a isyanda sınır tanımamıştır. Zulmederek abad olacağını zannedenler, insanlığı felakete sürüklemiş, dünyayı karanlığa mahkûm etmiştir. Zulüm bugüne değin diyar diyar dolaşmış, mazlum ve masum insanları hayattan koparmıştır. Ve maalesef yüzyıllardır devam eden bu süreçte mustazaflar ezilmeye devam etmektedir." ifadelerini kullandı.

"Binlerce Müslüman suçsuz yere Mısır zindanlara hapsedilmektedir"

Mısır'da yaşanan zulüm arş-ı alayı titrettiğini vurgulayan Aydın, "Farklı coğrafyalarda güçlüler, zayıfları sömürmeye, köleleştirmeye devam ederken, bu zulme direnen iman ehli Müslümanlar da hedef tahtasına oturtulmuştur. İslam, zulme direnişin kaynağıdır ve Mümin de bu mücadelenin neferidir. Bu sebeple Müminler dünya müstekbirlerinin hedefi olmaktadır. Zulme direnişin adı İslam olduğu hakikati, müstekbirleri tedirgin etmekte, zulüm ve baskılarını artırmaktadır. Bugün zulüm neredeyse bütün İslam coğrafyasında sürmektedir. Mısır'da yaşananlar bunun en bariz örneğidir. Cunta rejimine karşı durdukları, mazlumların yanında yer aldıkları ve gasp edilmiş haklarını aradıkları için binlerce Müslüman zindanlara hapsedilmiştir.

"Cunta mahkemelerinde yaşanan zulüm gözler önündedir"

Mısır'ın seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin cunta mahkemesinde Şehid oluşu dahi yaşanan zulmün boyutlarını gözler önüne serdiğini belirten, Aydın, "Mısır zindanlarında en kötü koşullarda hayata tutunmaya çalışan Müslüman kardeşlerimiz, işkencelerden geçirilmekte, idam kararlarıyla darağaçlarına çıkarılmaktadır. Mısır'ın seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin cunta mahkemesinde Şehid oluşu dahi yaşanan zulmün boyutlarını göstermektedir. Gençliğinin baharındaki fidanlar gibi pir-i faniler dahi idam sehpalarına çıkarılmaktadır." dedi.

"Tüm Müslümanlara büyük bir sorumluluk düşmektedir"

Mısır'dan yeni idam kararları gelmeye devam ettiğini belirten Aydın, "İhvan-ı Müslimin yöneticilerinden Muhammed el-Biltaci ve yine Müslüman Kardeşler liderlerinden Safvet Hicazi'nin de aralarında olduğu 12 kişi hakkında daha önce verilen idam kararı 14 Haziran'da onadı. Haksız ve hukuksuz olan bu kararın uygulanmasının önüne geçmek için tüm Müslümanlara büyük bir sorumluluk düşmektedir. Hucurat süresinde vurgulandığı gibi, "Mü'minler ancak kardeştir…" düsturunca Mısırlı kardeşlerimizi sahiplenmek, karşı karşıya oldukları zulmü sonlandırmak için bugün bizler de meydanlardayız. Sisi cuntasının masum insanları pervasızca idam etmesine göz yummak, sessiz ve tepkisiz kalmak büyük bir vebaldir. Başta İslam ülkelerinin idarecileri olmak üzere, dünya kamuoyunun Mısır'daki idamlara karşı dur deme vakti gelmiş, geçmiştir bile…" diye konuştu.

"İslam ülkelerini idare eden yöneticilerin sessizliği izah edilemez"

Sisi cuntasının sınırları fazlasıyla aşan zulmüne karşı var olan sessizliği kabul etmediklerini ifade eden Aydın,  Batılı emperyal devletlerin bu idamları desteklediği için onlardan bir beklentimiz zaten oktur diyerek şunları söyledi:

"Ancak İslam ülkelerini idare eden yöneticilerin sessizliği, hiçbir şey olmuyormuş gibi davranmasının izah edilecek bir tarafı da yoktur. Bu bağlamda Arap Konseyi'nin, idamların durdurulması için yaptığı çağrıyı olumlu bir gelişme olarak görmekteyiz. Aynı tepkiyi İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Birliği gibi kuruluşlar da vermeli, Mısır rejimi üzerinde baskı artırılmalıdır. Son aylarda gündeme gelen Türkiye-Mısır arasındaki "normalleşme" süreci bir kez daha değerlendirilmelidir. Türkiye, mazlumların diplomatik ilişkilere kurban edilmesine müsaade etmemelidir. Bu nedenle sessizliğini bozmalıdır. Mısır'daki darbe sürecinde takdir edilecek tavır alan Türkiye'nin, hakkında idam kararı verilen 12 masumun konjektüre kurban gitmesine izin vermesi unutulmayacaktır. Bu nedenle idam kararlarının geri alınması için gereken tüm baskı oluşturulmalıdır.

"Bu gerçek görülmeli ve bir an önce idamlar engellenmelidir"

Mısır'daki idam kararları, uluslararası toplumu harekete geçirmelidir diyen Aydın,  İnsan hakları kuruluşları zulme sessiz kalmamalı, faaliyet gösterdikleri ülkelerin yöneticilerine baskı kurmalıdır. Şeklinde konuşarak şunları söyledi:

"İdamların infazının engellenmesi için tüm erkler elinden geleni yapmalıdır. Şu bilinmelidir ki, baskı ve zulümlerin her geçen gün daha da büyümesi, başta Mısır olmak üzere bölgeye yansımaları çok daha kötü olacaktır. İnsanların fütursuzca katledilmesinin önüne geçilmemesi İslam coğrafyasında daha büyük kaoslara kapı aralayacaktır. Bu gerçek görülmeli ve bir an önce idamlar engellenmelidir.

"Mısırlı Müslüman kardeşlerimiz yalnız ve sahipsiz değildir"

Aydın, "Mısır'da mazlumların yükselen çığlığına bu meydanlardan sesimizi yükselterek destek veriyoruz. Mısırlı Müslüman kardeşlerimiz yalnız ve sahipsiz değildir. Mısırlı mazlumlar şunu bilmeli ki; Cemal Abdünnasır, Enver Sedat ve Hüsnü Mübarek'in akıbeti bir gün muhakkak Sisi'nin de yakasından tutacaktır. O kadim topraklar tarih boyu ne zulümler ne zalimler gördü, fakat hiçbiri ilelebet payidar olmadı. Mısır'da yönetimi işgal eden cunta rejimi de payidar olmayacaktır. Rabbimizden niyazımız, İslam ülkesi Mısır'da var olan zulmün sonlanması için sebepler yaratmasıdır. Mazlum ve Mustazafların kurtuluşu için güç ve kuvvet vermesidir. Duamızın sonu Allah'a hamd etmektir." şeklinde konuştu.

Abdurrahman İçlek

Basın açıklaması İTTİHADÜL ULEMA Üyesi Molla Abdurrahman İçlek ’in Mısır’da haksız yere idam cezasına çarpıtılan ve Mısır zindanlarında mahkûmların özgülüklerine kavuşması duasından sonra son buldu.

Sezai Karatepe 

Programa katılan Tarihçi yazar Tarık Sezai Karatepe ise şunları söyledi: "Müslümanlar Mısır’da yapılan bu zulmü her yerde haykırması ve Müslümanların birliğini ve dirliğini dile getirmesi lazım. Bu meydandan bütün Müslümanlara sesleniyoruz; partiniz, derneğiniz, vakfınız, kulübünüz ne olursa olsun. Gelin Mısır’daki Müslümanlara yönelik idam furyasını hep birlikte durduralım ve kardeşliğimizi yeniden tesis edelim." dedi. (İLKHA)