Muhsin Şenol-HABER- YORUM

Özellikle siyasiler son zamanlarda tüm stratejilerini Z kuşağına endekslemiş ve bu kesimin oyunu almak için çaba harcıyor. Bunun yanında Z kuşağının özellikleriyle ilgili akademik raporlar hazırlanıyor, anketler yapılıyor. Sonda söyleyeceğimizi başta söyleyelim: Z kuşağı meselesi hiç de anlatıldığı gibi değil!

Şimdi Z kuşağına bir de bu açıdan bakalım!

Z KUŞAĞI NEDİR?

Öncelikle Z kuşağının tanımından başlayalım. Z kuşağı aslında demografik bir kavramdır ve 90’ların ikinci yarısı ile 2000’lerin başında doğan nesli tarif etmek için kullanılıyor.

Türkiye gündemine ise siyasi tartışmalarla girmiş ve seçimlerde oy hesabı yapılırken sıkça yer veriliyor. Bir de tamamı 21. Yüzyılda doğmuş ve genellikle Y kuşağının çocukları olan alfa kuşağı var. Alfa kuşağı ise dünya üzerinde son nesil olarak tanımlanıyor.

Z KUŞAĞININ ÖZELLİKLERİ NELERDİR?

Basında ve akademik raporlarda sıkça Z kuşağının özelliklerine yer veriliyor. Bu şekilde Z kuşağı olarak tanımlanan nesil bir kalıp içerisine alınmak isteniyor.

Z kuşağı olarak tanımlanan neslin sahip olduğu iddia edilen özelliklerinden bazıları şöyle:

Z kuşağı olarak tanımlanan bu nesle atfedilen özellikleri çoğaltmak  mümkün tabii.

Ancak biz bu yazımızda en yaygın olarak zikredilen özellikleri sıraladık.

Z KUŞAĞI NEDEN ÖNEMLİ?

Z kuşağının Türkiye’de bu kadar önemli olmasının en başta gelen sebebi büyük bir oy potansiyeli olarak görülmesi.

Yapılan hesaplamalara göre 2023 seçimlerinde 64 milyon seçmenin oy kullanması bekleniyor. Bu rakamın 13 milyonunu, yani yüzde 16’sını Z kuşağının oluşturacağı tahmin ediliyor. 2018 seçimlerinde oy kullananların yüzde 7’si Z kuşağı seçmeni iken, 2023’te bu oranın yüzde 16’ya yükselmesi bekleniyor. Yani aslında siyasi partiler burada oy potansiyeli olarak gördüğü Z kuşağını kendi fikirleri doğrultusunda yönlendirmek istiyor.

Z KUŞAĞINA ATFEDİLEN ÖZELLİKLER MAKSATLI!

Hakkında raporlar, makaleler yazılan, anketler yapılan Z kuşağının özellikleri sıralanırken belli bir amaç doğrultusunda yapılıyor.

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, anketlerin manipülasyon içerdiğine dair verdiği bir demeçte, “Anketlerin yapılması istatistik bilimin alanıdır. Anketlerde belli bir amaç vardır. Ona göre örneklem seçilir. Seçilen örnekleme göre sorular sorulur ve kamuoyunun kanaati öğrenilir. Normalde anketler hakikati bulma çabasıyla yapılır. Anketlerde aynı zamanda da psikolojik savaş yöntemi olarak da kullanılıyor. Özellikle propaganda tekniği olarak da kullanılıyor. Kötü niyetlilerin şöyle bir yöntemi vardır: Göstermek istediklerini öne çıkaran, göstermek istemediklerini gizleyen bir hedef koyarlar. Göstermek istedikleri konularla ilgili sorular sorarlar gizlemek istedikleri konuları hiç gündem yapmazlar. Böyle durumlarda anketler yanıltıcı oluyor.” ifadelerini kullanıyor.  Yine akademik makalelerin de salt bilimsel bir kavramı açıklamak için yazılmadığı aslında ideolojik bir arka planının olduğu da bilinen bir gerçek.

Z KUŞAĞI YORUMLARINI BU ŞEKİLDE OKUMALIYIZ!

Aslında Z kuşağı ile ilgili yorumları takip ederken ‘Z kuşağı’ tanımını yapanların ve bu nesle özellikler atfedenlerin niyetlerini ve ideolojik arka planını da bilmemiz gerekiyor.

Gençler, tarihten günümüze her zaman en önemli yaş gruplarını oluşturmuşlardır. Dolayısıyla bütün gelecek hesapları sürekli gençler üzerinden yapılmıştır. Peygamber Efendimiz, gençlere oldukça önem vermiştir. Bunun yanında nesli ifsad etmek isteyenler de aynı şekilde gençler üzerinden hesaplar yapmıştır. Yapmaya da devam ettiğini biliyor, görüyoruz.

Z kuşağı ile ilgili yorumlara bakıldığında dünyanın herhangi bir yerinde dar bir örneklem üzerinden yapılan araştırmalar getirilip Türkiye realitesinde değerlendirilmek isteniyor. İngiltere veya Avusturalya’da yapılan bir araştırmada çıkan ve muhtemelen maksatlı sonucu; 'işte Z kuşağının özellikleri' diye sunmak ve bunun üzerinden herkesin Z kuşağına bu özelliklere göre davranmasını istemek elbette doğru değil ve belli bir amaca hizmet etmektedir. 

OLMASINI İSTEDİKLERİ ÖZELLİKLERİ SIRALIYORLAR

Z kuşağı olarak tanımlanan nesil, dünyanın geleceği olarak görülüyor. Yani şu an hakim olan Liberal-Kapitalist düzenin de geleceği bu nesilde. Dolayısıyla bu neslin,  bu düzenin sahiplerinin istediği özeliklerde olması gerekiyor ki bu düzen devam etsin. Ya değillerse? O zaman ise bilimsel çalışma adı altında raporlar yazılır, anket yapılır, TV ekranlarına uzmanlar(!) çıkarılır ve bu neslin özellikleri düzenin sahiplerinin istediği şekliyle sıralanır.

Yani aslında Z kuşağı olarak tanımlanan nesil, kapitalist düzenin devamını sağlayacak şekilde özelliklerle anlatılır.

Yukarıda zikredilen ‘Z kuşağı özellikleri’ aslında Z kuşağının sahip olduğu özellikler değil, birilerinin z kuşağında olmasını istediği özelliklerdir. Yukarıda bahsedilen özelliklerle gençler, aileden uzaklaştırılmak, teknolojinin kölesi haline getirilmek, tüketim çılgınlığının bir parçası yapılmak, ifsad projelerinin merkezi haline getirilmek isteniyor.

BİR ŞEYİ 40 DEFA DERSEN OLUR!

Hitler’in Propaganda Bakanı Dr. Paul Joseph Goebbels, “Öyle bir büyük yalan söyle ki herkes inansın” demiş ve devamında bu yalanın sıkça tekrar edilmesi gerektiğini ifade etmiştir. Bizde ise ‘bir şeyi 40 defa söylersen olur’ deyimi vardır. Plan şu şekilde işliyor:

Sonuç olarak Z kuşağına atfedilen özellikler  gençler üzerinde her tarafta birer birer görülmeye başlanıyor.

Aslında Z kuşağı özellikleri  bu değil ama bu kalıba yerleştiriliyor.