Mehmet Tahir Özsoy / DOĞRUHABER
Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün yayınladığı son yağış ve sıcaklık analizi raporlarına göre, geçtiğimiz mayıs ayı son 50 yılın en sıcak mayıs ayı oldu. Yağışlar, geçen yılın mayıs ayı yağışlarına göre yüzde 66 azalma gösterdi. Yayınlanan haritalarda, Türkiye'nin büyük bir bölümü “olağanüstü kurak”, “çok şiddetli kurak”, “şiddetli kurak” olarak resmedildi. Bu açıdan Türkiye’de son 50 yılın en büyük sıcaklığı yaşanıyor. Türkiye su zengini bir ülke değil. Bu nedenle su konusu oldukça önem arz etmekte. Maalesef her konuda olduğu gibi suyun önemi de ancak kuraklık ve su sıkıntısı yaşanılan dönemde akla gelmektedir. Oysa bu konu insanların her daim bilincinde olması gereken hayati bir meseledir. Bundan dolayı kuraklıkla mücadelede, gerek çoğu tarımsal sulamada, gerekse de diğer alanlarda kullanılan suyun israf edilmemesine ve bilinçli bir şekilde kullanılmasına yönelik bilinçli bir toplum inşa edilmesi, oldukça önem arz etmektedir. Konuyla ilgili uzmanlar da hep buna işaret etmekte, kuraklıkla mücadelede tasarrufun olmazsa olmaz olduğunun altını çizmektedirler.
GÜNEYDOĞU: KURAKLIKTAN EN FAZLA ETKİLENEN BÖLGE
Büyümeye devam eden kuraklık sorunuyla ilgili gazetemize konuşan Ziraat Yüksek Mühendisi Dr. Sertaç Tekdal, konuyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. 41 ilde etkili olan kuraklık nedeniyle tarım sektörünün ciddi sıkıntılar yaşadığını belirten Tekdal, “İnsanoğlu için hayat kaynağı olan suyun kullanımında en büyük pay tarıma düşmektedir. Su kullanım verilerine göre hem Dünya’da hem de Türkiye’de tatlı suyun yaklaşık %70-75’i tarımda kullanılmaktadır. Dolayısıyla tarımsal üretimde yaşanan su kıtlığı büyük problemlere yol açmaktadır. Bu yıl ülkemizde yaşanan kuraklık bunun en yakın örneğini teşkil etmektedir. Özellikle de Güneydoğu Anadolu Bölgesi kuraklıktan en fazla etkilenen bölge olmuştur. Bölgede tarım faaliyetinin yoğun yapıldığı Diyarbakır, Şanlıurfa, Batman ve Mardin ciddi oranda kuraklıktan etkilenmiştir.” ifadelerini kullandı.
“TARIMSAL ÜRETİM CİDDİ ANLAMDA DARBE YEDİ”
Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün Mayıs ayında yayınladığı ‘2020-2021 Su Yılı 8 Aylık Alansal Kümülatif Yağış Raporu’na değinen Tekdal, bu rakamlara göre Güneydoğu Anadolu bölgesindeki yağışlarda ciddi oranda düşüş olduğunun ve 2020 Su/Tarım Yılına Göre yaklaşık %50 daha az yağış olduğunun altını çizdi. “Geçen sene yağışların yüksek olduğu da dikkate alınırsa, bu yıl yağış miktarındaki azalmanın uzun yıllar yağış ortalamasına göre %60-70’leri bulduğu gözlenmiştir.” diyen Tekdal, şöyle devam etti: “Bu rakamlar Nisan ve Mayıs ayları için bazı illerde %80 ve %90’lara kadar ulaşmıştır. Mart ayındaki yağışlar umut vermiş olsa da, bölgede Nisan ve Mayıs ayının kurak ve sıcak geçmesi umutları tüketmiştir. Çok önem arz eden Nisan ayının hem yağışsız hem de sıcak seyretmesi tarımsal üretime ciddi anlamda darbe vurmuştur. Meteoroloji verilerine göre Mayıs ayı, son 50 yılın en sıcak Mayıs’ı olmuş ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi “olağanüstü kuraklık” sınıfında yer almıştır.”
“TARIM YAPILAN ARAZİLERDE YÜZDE %70-80 ORANINDA ZARAR GERÇEKLEŞTİ”
Kuraklık nedeniyle tarımsal ürünlerde ciddi anlamda rekolte düşüşü beklendiğini kaydeden Tekdal, şunları kaydetti: “Bölge genelinde yaşanan kuraklık ile kıraç şartlardaki buğday, arpa ve kırmızı mercimek oldukça olumsuz etkilenmiştir. Bölgede kuru şartlarda tarım yapılan arazilerde yüzde %70-80 oranında kuraklık zararı gerçekleşmiştir. Ülkemiz buğday üretimi, yaklaşık olarak %80 oranında yağışa dayalı olarak yapılmakta olduğundan rekoltede önemli düşüş olması beklenmektedir. Ortalama 20 milyon ton olan buğday üretiminde önemli düşüş beklenmektedir. Kimi açıklamalarda beklenen kaybın 2 milyon ton civarında olacağı ifade edilse de, kaybın daha fazla olacağı beklenmektedir. Bu nedenle buğdayda oluşan rekolte kaybı, buğday ithalatının artmasına neden olacaktır.”
“FİYAT ARTIŞLARINA ENGEL OLMAK İÇİN ÖNLEM ALINMALI”
Önümüzdeki süreçte bitkisel ve hayvansal gıda fiyatlarında yükseliş beklendiğini kaydeden Tekdal, “2019 yılında başlayan pandemi süreci ile birlikte gıda yeterliliği/güvenliği konusu endişe nedeni olduğundan, ithalat konusunda da sıkıntılar yaşanabilmektedir. Bu durum, yaşanan kuraklık ile birlikte gerek bitkisel gerekse de saman ve yem bitkileri açısından direkt etkilenen hayvansal ürün fiyatlarında artışlara yol açmaktadır. Önümüzdeki süreçte bitkisel ve hayvansal gıda fiyatlarında yükselişin devam edeceği beklentisi kamuoyunda hâkim durumdadır. Bu artışlara engel olabilmek için gerekli önlemlerin alınması ve sürecin iyi idare edilmesi gerekmektedir. Stokçuluk gibi ülkemizde oldukça fazla başvurulan gayri vicdani yöntem de engellenmeli ve mağduriyetlerin önüne geçilmelidir.” şeklinde konuştu.
“MEVCUT SUDAN AZAMİ DERECEDE İSTİFADE EDİLMELİ”
“Yaşanan bu süreç, tarımda sulamanın önemini bir kez daha ortaya koymuştur.” diyen Tekdal, son olarak şunları söyledi: “Ancak suyun bu kadar değerli olduğu gerçeği de dikkate alınarak özellikle basınçlı sulama sistemlerinin desteklenerek artırılması ve mevcut sudan azami derecede istifade yoluna gidilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde vahşi sulama da denilen yüzey sulaması ile hem ciddi anlamda su israfı olmakta, hem de gereksiz sulama ile hastalık, toprağın yapısı bozularak erozyon ve uzun vadede topraklarda tuzlulaşma gibi olası riskler söz konusudur.”
KURAKLIKTAN ETKİLENEN İL SAYISI 22’DEN 41’E YÜKSELDİ
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar tarafından önce kuraklıktan etkilenen il sayısının 22 olduğu, daha sonra 41’e yükseldiği ifade edilmişti. Bu durum dikkate alındığında kaybın hangi boyutlarda olacağı tahmin edilebilmektedir. Nitekim söz konusu birliğin kuraklıktan etkilenen illerin 22 olduğunu açıkladığı süreçte, Güneydoğu Anadolu Bölgesi illerinde Adıyaman hariç diğer tüm illerde buğdayda üretim kaybının %40, 22 ilin toplam buğday kayıp oranının ise %30 olduğu açıklanmıştır. Ancak bu rakamlar sonraki süreçte daha da artmıştır.
Yaşanan şiddetli kuraklık, zaten yüksek olan girdi maliyetinin tamamen heba olmasına sebebiyet vermiştir. Bu nedenle kuraklıktan zarar gören üreticiler, bir taraftan Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) alım fiyatlarının yüksek tutulmasını, ancak bunun da yetersiz olması sebebiyle, mağduriyetlerinin telafi edilebilmesi için borçların ertelenmesi ve dekar başına nakdi hibe kuraklık desteği beklemektedirler. Bu konuda yapılan son açıklamalarda Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borçlarının erteleneceği ve kuraklıktan zarar gören çiftçilere dekar başına 100 TL destek verileceği ifade edilmiştir. Bu rakam, TZOB Genel Başkanı Bayraktar’ın “Kuraklıktan zarar gören çiftçilere dekar başına 200 TL nakdi hibe kuraklık desteği verilmelidir” açıklaması ile ifade edilen rakamın yarısı ile sınırlı kalmıştır.
Verilen desteklerin yetersiz olduğunu vurgulayan uzmanlar ise, çiftçinin altından kalkamayacağı bu zararın önümüzdeki yıl ekim ve üretiminde de düşüşe sebep olacağına dikkat çekiyor. Bu açıdan üreticinin ayakta kalmasını sağlayacak destekler, tarım sektörünün kuraklık nedeniyle yaşadığı krizin daha çabuk atlatılmasını sağlayacaktır.
Bu çerçevede, TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar da, çiftçiler adına beklentilerini şu şekilde ifade etmiştir:
- Üreticilerimizin Tarım Kredi Kooperatifleri, Ziraat Bankası ve özel bankalara olan kredi borçları uzun vadeli ve faizsiz ertelenmelidir.
- Kuraklık yaşanan illerde üreticilerimizin elektrik ve sulama maliyetleri artmıştır. Elektrikle sulama yapan çiftçilerimizin borçlarından dolayı elektrikleri kesilmemeli ve sulama ücretleri ile elektrik fiyatlarında indirime gidilmeli, tarımsal abone grubunda elektrikte uygulanmakta olan yüzde 18 KDV yüzde 1’e indirilmelidir.
- Kuraklıktan zarar gören çiftçilere hibe tohumluk dağıtımı yapılmalı, fide ve fidan desteği verilmelidir.
- Kuraklıktan zarar gören üreticilerden bu yıl için sulama ücreti alınmamalıdır.
- Elektrik ve sulama borçları nedeniyle desteklere bloke konulmasına son verilmeli, borçlar uzun vadeli ve faizsiz ertelenmelidir.
- Yapılandırılan üretici borçları faizsiz ertelemeye dâhil edilmelidir.
- Kuraklık yaşayan çiftçilere faizsiz kredi kullandırılmalıdır.
- Gübre başta olmak üzere girdilere verilen destek artırılmalıdır.
- 2021 yılı destek ödemeleri bir an önce verilerek kuraklıktan zarar gören üreticilere bunların can suyu olması sağlanmalıdır.
- Üreticilerimizin BAĞ-KUR prim borçları uzun vadeyle faizsiz ertelenmeli ve yüksek olan BAĞ-KUR primleri düşürülmelidir.
- Yüksek olan TARSİM sigorta primleri düşürülmeli, devlet desteği artırılmalıdır.
- Hazine arazilerini eken ve Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıtlı olmayan üreticilerinde desteklerden yararlanması sağlanmalıdır.
- Yeni gölet, baraj, yeraltı baraj yatırımları artırılmalı ve devam edenler biran önce tamamlanmalıdır.
- Kurak şartlara uygun çeşitlerin yaygınlaştırılması daha fazla desteklenmelidir.
- Güneydoğu Anadolu Projesi, Konya Ovası Projesi, Doğu Anadolu Projesi gibi büyük sulama yatırımlarını içeren projeler biran önce tamamlanmalıdır.
- Acilen eski ve atıl vaziyette olan sulama sistemleri yenilenmeli, kapalı sistemlere geçilmelidir.
Kuraklıktan Zarar Gören İller;
- Diyarbakır,
- Şanlıurfa,
- Batman,
- Adıyaman,
- Şırnak,
- Siirt,
- Mardin,
- Gaziantep,
- Kilis,
- Erzurum,
- Erzincan,
- Elazığ,
- Malatya
14.Tunceli,
- Van,
- Konya,
- Aksaray,
- Sivas,
- Kütahya,
- Burdur,
- Amasya,
- Denizli,
- Nevşehir,
- Kırıkkale,
- Afyonkarahisar,
- Çankırı,
- Kayseri,
- Yozgat,
- Çorum,
- Niğde,
- Isparta,
- Kırşehir,
- Uşak,
- Karaman,
- Ankara,
- Eskişehir,
- Muğla,
- Muş,
- Aydın,
- Hakkâri,
- Kahramanmaraş.