Bir dizi temaslarda bulunmak üzere memleketi Gaziantep’e gelen Bakan Elvan, “Gaziantep İş Dünyası Buluşma” programına katıldı.

Güneydoğu Anadolu İhracatçılar Birliği’nde (GAİB) düzenlenen programda konuşan Bakan Elvan, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

 

Anadolu’nun nabzını tutmayı, görüş ve önerilerini bizzat dinlemeyi son derece önemsediklerini ifade eden Elvan, “Geçen hafta Bursa’da başladığımız Anadolu turuna, Güneydoğu’nun incisi Gaziantep ile devam ediyoruz. Bu şehir çok güçlü bir genetik mirasa, eşsiz bir tarihi dokuya sahip. İpek Yolu’nun bu topraklarda hayat bulması; bugün taşıdığınız ekonomik potansiyelin, rekabetçiliğinizin ve ülkemize sunduğunuz katma değerin aslında tesadüf olmadığını gösteriyor. Gaziantep denince, benim aklıma gözü pek girişimciler, cesaretli ve yenilikten korkmayan sanayiciler geliyor. Son 15 senede ihracat hacmini 8 kat artırabilmiş bir üretim altyapısından bahsediyoruz. Aynı dönemde, Türkiye ihracatındaki artış 3 kata yakın gerçekleşmiş. Ortaya koyduğunuz bu başarılı performans bile başlı başına, bu şehrin dinamizmini, enerjisini ve gelecekte yapabileceklerini çok net gösteriyor.” dedi.

“Salgın döneminin getirdiği bir takım yapısal sorunlardan birisi küresel enflasyon baskısı”

Elvan, oldukça zorlu geçen 2020 yılının ardından, küresel ekonomik aktivitenin yeniden toparlanmaya başladığını belirterek, “Üretim ve ticarete ilişkin küresel veriler, salgın öncesi seviyenin üzerine çıkıldığını gösteriyor. Ancak bu sektörel iyileşme maalesef tabana yayılmış durumda değil. Örneğin hizmetler sektörü halen zayıf bir performans gösteriyor, tabi bu zayıf performans da istihdamdaki toparlanmayı etkiliyor. Ekonomik aktivite her ne kadar canlı da olsa salgın döneminin getirdiği bir takım yapısal sorunlarda var. Bunlardan birisi, küresel enflasyon baskısı. Uygulanan olağanüstü parasal genişleme politikaları, kuraklık, salgınla artan stoklama eğilimi ve tedarik zincirindeki aksamaların da etkisiyle tüm dünyada emtia fiyatları yükselmeye başladı. Yılbaşından bu yana petrol fiyatları yüzde 75, endüstriyel metaller yüzde 51 ve tarımsal emtilardaki fiyat artışları yüzde 44 olarak gerçekleşti. Bu durum özellikle para politikaları üzerinde bir baskı unsuru olarak karşımıza çıkıyor. Örneğin Amerika Merkez Bankası tarafından sözlü iletişimde sarf edilen tek bir kelime bile küresel finans piyasasında ani bir dalgalanmaya sebep olabiliyor. Küresel enflasyonun yanı sıra artan bütçe açıkları ve borçluluk oranları da pek çok ülkenin önünde ciddi bir engel teşkil ediyor. Peki, Türkiye bu resimde nereye oturuyor? Bizim önümüzdeki risk ve fırsatlar neler?” diye konuştu.

“İkinci çeyrekte yüzde 20 civarında büyüme bekliyoruz”

Salgın sürecini başarılı bir şekilde yürüttüklerini ifade eden Elvan, “Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde proaktif politikalar izledik, doğru zamanda doğru aksiyonlar aldık ve kararlı duruşumuzdan asla taviz vermedik. En başta sağlık çalışanlarımız olmak üzere, kamunun tüm birimleri iş birliği içinde çalıştı. Süreç boyunca salgından etkilenen tüm kesimler için tedbirler aldık, ihtiyaç ve gereksinimler çerçevesinde ilave adımlar atmaya da devam edeceğiz. Malumunuz aşılamada yaklaşık 45 milyon doz seviyelerine ulaştık, özellikle son haftalarda önemli bir ivmelenme söz konusu. Ben bu durumun çok kısa süre içerisinde turizm başta olmak üzere hizmetler sektörüne canlanma getireceğini düşünüyorum. Salgınla mücadelede uyguladığımız politikalar, hem geçen seneyi hem de bu yılın ilk çeyreğini büyümeyle kapatmamızı sağladı. Yılın ikinci çeyreğinde de, güçlü baz etkisinin etkisiyle çift haneli bir büyüme oranı bekliyoruz ki ikinci çeyrek için yüzde 20’ler civarında bir büyüme oranı bekliyoruz. Yılın tamamında ise yatırımlar, sanayi üretimi ve dış talebin de etkisiyle orta vadeli programda öngördüğümüz seviyenin üzerinde bir büyüme oranıyla karşılaşmamız muhtemel.” ifadelerini kullandı.

“Merkez Bankasının fiyat istikrarına odaklı kararlı bir duruş sergilemesi çok önemli”

İhracat tarafının da oldukça güçlü gittiğini ifade eden Elvan, “Bu sene ihracatta 200 milyar doların üzerinde bir performansa imza atabileceğimizi öngörüyoruz. Biliyorsunuz geçtiğimiz sene rekor düzeyde altın ithalatı söz konusuydu, bu alanda şubat ayında yaptığımız düzenlemelerin de etkisiyle altın ithalatında önemli bir yavaşlama görmeye başladık. Dolayısıyla iç talebin kontrollü bir şekilde devam etmesi ve turizm gelirlerinin artması şartıyla, cari açık tarafında bu sene bir sorun görmüyoruz. Kamu maliyesi göstergeleri de hedeflerimizle gayet uyumlu gidiyor. Bu sene için milli gelire oranla yüzde 3 buçukluk bir bütçe açığı hedefi ortaya koyduk. Disiplinli politikalar sonucunda oluşturacağımız bu mali alanı vatandaşlarımız için kullanmaktan asla çekinmeyeceğiz. Tabi bunu yaparken de orta vadeli bütçe hedeflerimizden sapmayacağız. Kısaca özetlemeye çalıştığım gibi büyüme, ödemeler dengesi ve kamu maliyesi tarafı olumlu sinyaller veriyor. Peki, sorun nerede? Sorun; enflasyonda ve döviz kurunun oynaklığında. Bu ülkenin ihtiyacı düşük enflasyon ve kur istikrarı. Fiyat istikrarı olmaksızın sürdürülebilir bir büyüme ve refah artışından bahsedemeyiz. Refah için büyüme, büyüme için yatırım, yatırım için de daha az belirsizlik, dolayısıyla da fiyat istikrarı şart. Bu noktada Merkez Bankasının fiyat istikrarına odaklı kararlı bir duruş sergilemesi çok önemli. Disiplinli ve öngörülebilir politikalar, enflasyonla mücadelede kesinlikle başarı getirecektir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.” şeklinde konuştu.

“Şirketlerin sermaye yapısını güçlendirici ve özkaynakla finansmanı teşvik edici düzenlemeler yapacağız”

“Enflasyonla mücadeleyi elbette sadece para politikası perspektifinden de görmüyoruz” diyen Elvan, şöyle devam etti:

“Maliye politikalarımız ve yapısal önlemler de fiyat istikrarını destekler niteliktedir. Hatta gerekmesi durumunda, makro-ihtiyati tedbirleri almaktan da çekinmeyeceğiz. Bizim amacımız, toplumdaki her ferdin refahını artırmak. Bu amaç için kaliteli bir büyüme patikasına ve daha adaletli gelir dağılımına ihtiyacımız var.  İşte tüm bu hedeflere ulaşabilmek için yüksek enflasyondan kurtulmamız şart. Biz üzerimize düşen tüm görevleri sizlerin de desteği ile yerine getirmekte kararlıyız. Üretim, istihdam, yatırım ve ihracat bizim için olmazsa olmaz dörtlü saç ayağımız. Bu alanları desteklemek üzere bugüne kadar çok farklı vergi istisnaları ve teşvikler getirdik. İzlediğimiz politikalarda temel amaç, sanayicimizin yüklerini hafifletmek oldu. Ekonomi reformları kapsamında da önemli adımlarımız olacak. Örneğin, Vergi Usul Kanunumuzda önemli değişiklikler yapacağız. Bunların başında iktisadi kıymetlerin değerlemesine ilişkin düzenlemeler yer alıyor. Değerleme hükümlerini, ekonomide ve uluslararası alanda yaşanan gelişmeleri de dikkate alarak güncelleyeceğiz. Şirketlerin sermaye yapısını güçlendirici ve özkaynakla finansmanı teşvik edici düzenlemeler yapacağız. Örneğin nakit sermaye artırımında yüzde 50 olarak uyguladığımız kurumlar vergisi indirimini, artırılan sermayenin yurt dışından getirilmesi durumunda yüzde 75 olarak uygulanmasına imkân veren bir düzenleme yapacağız.”

“Yastık altındaki varlıkların ekonomiye kazandırılması noktasında birçok düzenleme yaptık”

Yeni yatırımlara yönelik teşvik programlarında, hak edilen yatırıma katkı tutarının, kurumlar vergisi haricindeki diğer vergi ödemelerinden de belli oranda indirilebilmesine imkân sağlayacaklarını ifade eden Elvan, “Biliyorsunuz bugüne kadar yastık altındaki varlıkların ekonomiye kazandırılması noktasında birçok düzenleme yaptık. Varlık barışı düzenlemesiyle, yurt dışındaki varlıkların banka veya aracı kurumlara bildirilmesi suretiyle ülkemize getirilerek ekonomiye kazandırılmasını amaçladık. Bununla birlikte ülkemizde bulunan ancak işletmelerin kayıtları arasında yer almayan varlıkların da herhangi bir şekilde vergi, ceza ödemeden kanuni defterlere kaydedilmesini sağladık. Bu önemli imkândan yararlanmak için halen süreniz var, bu vesileyle sizlere tekrar bu imkandan faydalanmanız için çağrıda bulunmak istiyorum.” dedi.

Yeniden Yapılandırma Kanunu da bu haziran ayında yürürlüğe girdiğini belirten Elvan, bu kanun ile Sosyal Güvenlik Kurumuna, vergi dairelerine, gümrük müdürlüklerine, büyükşehir belediyeleri ve belediyelere, İl özel idareleri ve YİKOB’lara borcu olan tüm vatandaşların borçlarının yeniden yapılandırılmasını mümkün kıldıklarını bildirdi.

Borsa İstanbul’daki yatırımcı sayısının iki milyonun üzerine çıktığını ifade eden Elvan, 2021 yılında yapılan 21 adet halka arzla birlikte halka arz büyüklüğünün 11 milyar liranın üzerinde gerçekleştiğini bildirdi.

Elvan, “Dünyada girmediğimiz bir ülke pazarı kalmayıncaya kadar ne Gaziantep’e ne Türkiye’ye ne de bizlere mola yok. Gün daha büyük işleri hep beraber başarabilme günüdür.” dedi. (İLKHA)