işte Mustafa Durdu`nun makalesi...
 
Çözüm süreci, İsrail’in özür dilemesi, Gassan Hitto’nun geçici Başbakan seçilmesi gibi birbirinden bağımsız gibi görünen esasta belli bir planın parçaları olan olayların Batı ittifakı öncülüğünde gerçekleştiğini görememek, önyargılar yüzünden fikrî özgürlüğü kaybetmekle eşdeğerdir.

ABD’nin elebaşılığını yaptığı BM ve NATO’nun içinde yer aldığı Batı İttifakı’nın, Suriye konusunda başlangıçtan beri geliştirmeye çalıştığı karanlık tuzaklar yavaş yavaş aydınlanmaya başladı. Artık Suriye’de dönen dolapları, içten hesapları anlamamak büyük saflık olur.

Öncelikle şunu belirtmemizde fayda var. Suriye muhaliflerinin kurduğu oluşumlardan biri olan Özgür Suriye Ordusu, Suriye muhalif gruplarından sadece bir tanesidir. Yani otuza yakın muharip cephelerden biridir ÖSO. Başkanı olan ve şu günlerde yaralandığı için Türkiye’de tedavi altında olan Riyad Es’ad, muhaliflere sonradan katılmış Suriye Hava Kuvvetleri mensubudur. Zaten ÖSO’nun neferatı da eski rejimin askerlerinden oluşur. Tabii bu durum onların itibarını rencide etmez.
Türkiye’nin ve Batı İttifakı’nın desteği ile kurulan Suriye Ulusal Konseyi’nin hâlihazırdaki başkanı George Sabra, Batı İttifakı’nı hasretle bekleyen müstakbel kuklalardan biridir. Özellikle ABD’nin iyi niyet temennileri ile başkan seçilmiştir.
SUK’a bile tahammül edemeyen Batı İttifakı son olarak Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDUK) adlı oluşumun kurulmasına ön ayak olmuştu. Gerek SUK gerekse SMDUK, Batı’dan medet bekleyen, NATO’dan istimdat eden, Türkiye’deki patriotların Suriye’nin kuzeyini koruması gerektiğini söyleyen bir yapılanmadır.

Burada şunu vurgulamamız gerekir ki bugün Suriye’de sadece İslam şeriatı için savaşan tugaylar, mücahit birlikleri çoğunluğu oluşturuyor ve bunlar SMDUK’yı tanımıyorlar. Onlar kendi yapılanmalarını kurdular. Suriye’nin kuzey-doğu bölgesini tamamen ellerine geçiren mücahit gruplar, burada kurdukları meclis ile belediye hizmetlerine başladılar ve adalet teşkilatını ve mülkî idareyi tesis etme yolunda ilerliyorlar.

Batı İttifakı’nın son numarası, SMDUK aracılığıyla sözde Suriye geçici hükümetinin başbakanını seçtirmek oldu. Seçilen Gassan Hitto, ömrünün yarısını ABD’de geçirmiş, BM’de görev almış bir ABD kuklasıdır. Zaten Suriye’nin onurlu mücahitleri ne onu ne de koalisyonu tanıyorlar. Hitto’nun 62 oydan sadece 35’ini alarak başbakan seçilmesi, ardından SMDUK üyesi ılımlılardan 10 üyenin istifa etmesi ve 20’sinin üyeliklerini dondurması Batı yanlısı gurubun tahmin edilenden daha da az sayıda olduğunu gösteriyor.

Bugün Suriye’de “demokrasi” için savaşanların çatısı SMDUK ve onun çatılığını kabul eden guruplar, Kâfirlerden ve Batı İttifakı’nın işgalcilerinden yardım bekleyedursunlar Suriye’de sadece “İslâm” için savaşan gerçek mücahitlere selam olsun.
Bu arada ABD ve çetesinin operasyon için hazırlık yapmaya başlamaları sürecin olgunlaştığı, Batı yanlılarının kurumsallaştığı anlamına geliyor. Buna rağmen CIA, MOSSAD ve Rus istihbaratı Suriye’de geçtiğimiz haftalarda operasyonlara başladılar. Onların öncelikli hedefi Allah için cihat eden gurup liderlerini şehid etmek. Bu arada yapacakları suikastları da farklı gurupları birbirine düşürmek için kullanabilirler. Bunun yankılarını birkaç hafta içinde göreceğiz.
Üzülerek ifade etmeliyiz ki bugün Suriye sürecinde Türkiye’nin rolü, ABD’nin kendisine biçtiği rol kadardır. Fakat medya dezenformasyonu insanların gözünü kör etmiş. Ön yargı ve şartlanmışlık aydınları özellikle İslâmî hassasiyeti olanları nesnel ve özgür düşünmekten alıkoymuş vaziyettedir.

NATO’nun elebaşılarından bir ABD generali Suriye’ye askerî operasyon için hazır olduklarını söyledi. Bunun için Obama Ortadoğu turuna çıktı. Önce İsrail ile Türkiye’yi barıştırdı. Bu özür, Suriye meselesi yanında çözüm süreci konusunda kamuoyu oluşturmada aceleci davranan hükümete bir yardım eli idi. Suriye’deki planlarını adım adım işleten Batı İttifakı Çetesi, Rusya ile bir aydır süren pazarlıklarını da bitirdi ve anlaşma sağlandı. Buna göre Suriye’deki demokratlar, ılımlılar desteklenecek gerekirse NATO’nun işgali başlayacak ve Rusya bunu veto etmeyecek. Bundan sonraki süreç Batılı Çete’nin rejime horozlanması şeklinde tezahür edecek gibi. Nihaî hedef işgal veya kuklaları silahlandırmak.

Eğer Batı İttifakı’nın planı başarı ile sonuçlanırsa Suriye’de iç savaş yıllarca sürebilir. Çünkü Esed’in dinsiz rejimi gidince Batı yanlısı kuklalar ile Mücahidler arasında harb başlayacak. İşte burada Türkiye’ye biçilen rolün önemi artıyor.
Mustafa Durdu / habervaktim.com