YUSUF CAN - HABER YORUM
31 Ocak 1932 gecesi Fatih Camisi’nin minare hoparlörlerinden semaya yayılan uğursuz bir ses, yeni bir dönemin çağrısı olmuştu.
Ezan ilk defa Türkçe okunmuştu.
İlginçtir 31 Ocak 1932 tarihi sembolik açıdan Müslümanlar için ezan kadar önemli olan Kadir Gecesi idi.
İbadete bir çağrı olan ezan Türkçe olarak ilk defa Kadir Gecesinde ve yine önemli bir sembol olan Fatih Camisi’nden okutuluyordu.
Hedef Müslüman Anadolu halkını İslam’dan adım adım uzaklaştırmaktı.
Bunun ön adımları yıllar içinde atılmış ve DİNİ BİR KAVRAM OLAN HALİFELİK ortadan kaldırılmış, DİN DİLİ OLAN ARAPÇA değiştirilmiş, kadın hakları denilerek Osmanlıdaki ÖRTÜ zorunluluğu kaldırılmış...
Nihayet 1932’ye gelindiğinde EZAN’ın TÜRKÇE OKUNMASI için yasa çıkarılmıştı.
Türkçe okumayanlara işkence ve ağır hapis cezaları verilecekti.
Merhum Necip Fazıl’ın deyimiyle “Kovduklarımızın, denize döktüklerimizin yapamayacağı şeyleri yapıyorlardı”
Yasaya göre 1400 yıllık ezan artık şu ifadelerle okunacaktı:
“Tanrı Uludur (dört defa)
Tanrıdan başka tapacak yoktur.
Ben şahidim ki Tanrım büyüktür.
Muhammet Tanrı elçisidir.
Ben şahidim ki O haktan geldi.
Ey dinleyenler geliniz namaza (iki kez )
Ey işitenler koşunuz felaha (iki kez)
Tanrı büyüktür ( iki kez)
Tanrıdan başka tapacak yoktur.”
Mustafa Kemal tarafından Reşit Galip’e tevdi edilen görev gereği ezan Türkçe’ye çevrilerek Paşa’nın huzuruna sunulmuş.
Sunumda iki tercüme dinletilir;
“Atatürk; önce “Allah uludur” tercümesini dinledi, daha sonra “Tanrı uludur” tercümesini. İlk dinlediği için “Evvelki unutulsun” diyen Mustafa Kemal Paşa, tercihini “Tanrı uludur” tercümesinden yana kullandı.”
Allah lafzı celili yerine Tanrı kelimesi uygun görülmüştü ancak ezanda geçen bir kelime vardı ki tüm hesapları alt üst ediyordu.
Resmi heyet bir türlü bu kelimeye bir karşılık bulamadığı için kelimeyi olduğu gibi bırakmayı uygun buldu.
Bu kelime?
FELAH(=KURTULUŞ) idi.
Resmi heyet, eğer biz FELAH kelimesi yerine KURTULUŞ kelimesini yazarsak planlarımız tutmaz ve halkı ezana sevk etmiş oluruz diyerekten değiştirdikleri ezanda sadece FELAH kelimesine derin anlamı sebebiyle dokunamamışlardı.
Ezan bir çağrıdır namaza.
Namaz “Dinin direği ve Müslümanla kafir arasındaki temel belirleyici öğe idi” Namaza/Ezana savaş açanlar her ne kadar kendilerini öyle göstermeseler de aslında milletin dini ile savaşıyorlar(dı)...
Tarihler 1950’yi gösterdiğinde mehum Adnan Menderes’in girişimiyle ezan asli haline çevrilmiş ve o gün tüm ülkede adeta BAYRAM SEVİNCİ yaşanmıştı.
Memleketin dört bir yanında müezzinler gözyaşları içinde minarelerden üst üste ezan okuyor kimisi ezanı okurken düşüp bayılıyordu.
Çağdaşlık sloganıyla milletin ensesinde boza pişiren Kemalistler, hiçbir zaman ezan konusunda attıkları bu utanç verici adımdan dolayı özür dilemedikleri gibi ilk fırsatta aynısını bir daha yapacaklarının sinyallerini her fırsatta vermekten çekinmeyerek adeta azgınlıklarını sergilemeye devam ediyorlar.
Bugün Ezan’ın Türkçe’ye çevrilmesinin yıldönümü.
Tarihini bilmeyenler geleceklerini şekillendiremezler.
Kemalis zihniyetin geçmişte yaptıkları gelecekte yapacakları için referans olarak yeterdir...