Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2020 verilerine göre, Türkiye’nin kitap okuma oranı çok düşük. Türkiye’de kitap okumaya günde bir dakika gibi kısa bir süre ayrılırken televizyon izlemeye 7 saat ve internete 4 saat ayrılıyor.

Covid-19 salgını sürecinde teknoloji bağımlılığı daha fazla artarken salgın öncesi 4 saat civarında olan teknoloji kullanımları çoğu gün 8 saati aştı.

 

Gaziantep Kitap ve Kırtasiyeciler Derneği Başkanı Eşref Savaş, salgın sürecinde dijital bağımlılığın daha da arttığına dikkat çekti.

Türkiye’de gençlerin yüzde 20’sinin teknoloji bağımlılığın tehdidi altında olduğuna dikkat çeken Savaş, toplumun ve özellikle gençlerin vaktinin çoğunu sosyal medyada geçirdiğini söyledi.

“Çocuk ebeveyninden gördüğünü taklit eder”

Kitap okuma oranının azaldığına dikkat çeken Savaş, “İnternet marifetiyle bazı okumalar oluyor, dijital kütüphanelerde biraz oynama var. Fakat maalesef kitap satışları düşüyor. Gün geçtikçe de bu durum kötüye doğru gidiyor. Bu durumun düzelmesi için öğretmenlere ve velilere çok iş düşüyor. Veli kendisi okuyarak çocuğuna örnek olmalıdır. Kitap okumayan veli, çocuğuna ‘kitap oku’ demekle çocuk kitap okumaz. Önce veli kendisi kitabı eline alıp okumalıdır. Çocuk ebeveyninden gördüğünü taklit eder. Öğretmenlerde çocuklara kitap okutursa, çocukları kütüphanelere ve kitap evlerine ziyaret ettirirse tekrar kitap okuma oranını artacağını umuyorum.” dedi.

Kitap okuma alışkanlığının toplumda neredeyse yok olma seviyesine geldiğini ifade eden Savaş, salgın sürecinde teknolojinin kitap okuma oranlarını ciddi anlamda etkilediğini ifade ederek, gençlerin kitap okumaktan uzaklaşarak teknolojiye rağbet gösterdiğini söyledi.

“Toplumsal bir gayretle kitap okuma oranlarını yine arttırabiliriz”

Uzaktan eğitimle birlikte çocukların ve gençlerin ekranla olan ilişkilerinin daha fazla arttığına dikkat çeken Savaş, “İnternette, telefonla, bilgisayar ve tabletle haşır neşir olan gençlik maalesef kitabı unutur hale geldi. Gençlerimizin çoğu iddia ediyorum; afaki ve boş şeylere bakıyorlar. Allah'a şükürler olsun dijital kütüphaneler kuruldu, dijital kütüphanelerden kitap okumak isteyenler oluyor ama bu sayının çok az olduğunu söyleyebiliriz. Fakat toplumsal bir gayretle kitap okuma oranlarını yine arttırabiliriz.” ifadelerini kullandı.

Okuma oranlarının düşük olmasının kitap satışlarına da yansıdığına işaret eden kitapevi sahibi Halil Özdemir ise kitaplara olan ilginin her geçen gün daha da azaldığına dikkat çekti.

Anne ve babaların kitap okuma konusunda çocuklarına örnek olmaları gerektiğini belirten Özdemir, çocukların ve gençlerin teknoloji bağımlılığı ile birlikte dijital oyun alışkanlığı da kazandıklarına dikkat çekti.

Teknoloji bağımlılığı olan çocukların ve gençlerin saatlerce bilgisayar, tablet ve telefonların başında boş zaman geçirdiğini belirten Özdemir, teknoloji bağımlısı olanlarda okuma alışkanlığının da çok düştüğünü ifade etti.

Okuma oranlarında meydana gelen düşüşün her geçen gün arttığına dikkat çeken Erkan Bakbak ise kitap okuma alışkanlığının yerini sanal âlemin aldığını belirtti.

Salgın sürecinde daha fazla evde kalındığı için herkesin telefonla daha fazla ilgilenir hale geldiğini dile getiren Bakbak, salgın öncesi 4 saat civarında olan teknoloji kullanımlarının bugün 8 saati aştığını ifade etti.

Kitap okuma oranlarındaki düşüşün öğrencilerin eğitimlerindeki durumuna da yansıdığını ifade eden Bakbak, son zamanlarda özellikle de gençlerin kitap okumaktan uzaklaşarak sanal âlemi alışkanlık haline getirdiğini söyledi. (İLKHA)