TEKNOLOJİ SERVİSİ
İnternet ve akıllı telefonların kullanımının hızla artması sosyal medya araçlarının kullanımının da aynı derecede artmasına neden olmuştur. Bazı kişiler sosyal medyayı günlük hayatlarının vazgeçilmezi olarak görme eğilimindedirler. Daha hızlı etkileşim kurma, bilgiye çabuk ulaşılabilirlik, başkalarının hayatlarını merak etme vb. durumlar sosyal medya kullanımının tercih edilmesinin sebepleri olabilmektedir. Sosyal medya, kişilerin günlük hayatlarının bir parçasını yansıtabildikleri ve sürekli aktif olan bir mecradır. Sosyal medya araçları ile kişiler kendilerini olmayı arzu ettikleri kimliklere bürünerek sergileyebilmekte hatta kimi zaman yaşam tarzları ve imajları anlamında aşırıya kaçabilmektedirler.
BAĞIMLILIK BELİRTİLERİ
Kişilerin ilk başlarda sosyal medya hesaplarını hızlıca kontrol edip çıkma eylemleri bir süre sonra günün büyük bir bölümünü bu mecralarda geçirmelerine, hatta günün birçok güzel anını da kaçırmalarına neden olmaktadır. İnternet ve oyun bağımlılıklarında kişilik özelliklerinin önemli etkisi olduğu gibi sosyal medya kullanımında da kişilerin kişilik özellikleri önemli rol oynamaktadır. Kişinin günlük yaşamdaki işlevselliği bozuluyorsa, davranışsal alanda bozukluklar görülüyorsa ve kişiler arası ilişkilerin olumsuz yönde etkilenmesi söz konusu ise bağımlılıktan söz edilebilmektedir. Sosyal medyada paylaşılan bir gönderinin beğeni alması durumunda kişinin vücudunda haz duygusu ile ilgili olan dopamin salgılanmaktadır. Dopamin vücudumuzda doğal olarak üretilen ve duygusal tepkilerimizin kontrolünde rol oynamakta olan bir kimyasaldır. Vücut tekrar tekrar aynı hissiyata maruz kaldığında bağımlılık geliştirme riski artmakta ve aynı duyguyu tekrardan yaşama ve arama ihtimali yükselmektedir.
BAŞKALARININ HAYATLARININ HEP İYİ YÖNLERİ GÖRÜLÜYOR
Sosyal medyada herkesin kendini olduğundan daha iyi gösterdiği ve hayatlarında her şeyin mükemmel gittiğini yansıtmaları aşikârdır. Hiç kimse yaşadığı sorunları, mutsuzluklarını gözler önüne sermez. Dolayısıyla başkalarının hayatlarının hep iyi yönlerini gören kişiler gördükleri hayatları kendi hayatları ile kıyaslamakta ve kendilerini her şeyden mahrum kalmış gibi hissedebilmektedirler. Bu his ve düşüncelerden yola çıkarak kendilerini telkin etme amacı ile başka yollar aramaya ve kendileri ile ilgili olduklarından daha farklı bir imaj yaratma yoluna gidebilmektedirler. Bu durum da sosyal medya araçlarını daha fazla kullanma eğilimi göstermelerine neden olabilmektedir.
BEŞ FAKTÖR
Kişilik özelliklerinin bağımlılık geliştirmede önemli etkisinin olduğundan yola çıkarak sosyal medya bağımlılığı için de aynı şeyi söyleyebiliriz. Binghamton Üniversitesinde yapılan araştırmalar da kişilik özellikleri ve sosyal medya bağımlılığı arasında bir bağlantının olduğunu göstermektedir. Kişilik yapılarını temsil eden özellikler yapılan çalışmalarda beş faktörlü bir yapıyı ortaya çıkarmıştır. Bu beş faktör; uyumluluk, dışadönüklük, nevrotizm (duygusal dengesizlik), sorumluluk ve deneyime açıklık olarak gösterilmektedir. Dışadönük kişiler, diğer insanlarla birlikte olmayı seven, sosyal kişilerdir. Genelde çevresindeki kişiler ile etkileşimleri fazladır.
Nevrotizm, kişilerin depresyon, kaygı vb. olumsuz duyguları yaşama eğilimi olarak açıklanabilmektedir. Deneyime açık kişiler, yaratıcı eğilimler gösteren, değişiklikten hoşlanan kişilerdir. Sorumluluk alma düzeyleri yüksek olan ve sorumluluk alma düzeyleri düşük olan kişiler açısından ise farklılıklar görülmektedir. Sorumluluk sahibi kişiler, başarılı olmaya eğilimi olan planlı kişiler iken sorumluluk düzeyleri gelişmemiş kişiler disiplinsiz ve kendisine verilen görevleri yerine getirme bilincine sahip olmayan, düşünmeden hareket edebilen kişilerdir. Uyumluluk faktörüne bakıldığında ise, uyumlu özelliğe sahip kişiler ortama uyum sağlayan, açık sözlü, güvenilir, yardımsever kişiler olarak tanımlanmaktadır.
ÜÇ KİŞİLİK TÜRÜ
Yapılan araştırmalara bakıldığında sosyal medya bağımlılığına eğilimli üç kişilik türü ön planda tutulmaktadır. Bunlar; Nevrotizm, Uyumluluk, Sorumluluk olarak tanımlanmaktadır. Üç kişilik özelliğinin sosyal medya bağımlılığında etkili olma sebepleri farklı şekillerde ifade edilmiştir. Yüksel düzeyde nevrotik olan kişilerin yaşadıkları kaygı ve stres durumları sosyal medyada rahatlama ihtiyaçlarının doğmasına ve daha fazla vakit geçirmelerine neden olmaktadır.
Uyumluluk düzeyleri düşük olan kişilerin, kişiler arası ilişkilerinde sorunlar yaşaması muhtemel olduğundan sosyal medya üzerinden iletişim kurmak ve daha fazla vakit geçirmek onlara iyi gelebilmektedir. Sorumluluk düzeyleri düşük kişilerin de sosyal medya bağımlılığı geliştirme olasılıkları yüksek olabilmektedir. Bunun yanı sıra, sorumluluk düzeyi yüksek bir kişinin kesinlikle sosyal medya bağımlısı olma ihtimali yoktur diyemeyiz. Kişinin nevrotiklik yani duygusal dengesizlik seviyesindeki kaygı, stres gibi faktörler sorumluluk düzeyi yüksek olan kişilerin sosyal medya bağımlılığı geliştirmesini önleyici etkisini geçersiz konuma getirebilmektedir.
ÇÖZÜM: KENDİMİZİ TANIMAK
Sonuç olarak, kişilerdeki yüksek kaygı ve stres eğilimleri gibi birçok faktör onların sosyal çevrelerinden uzaklaşarak yalnızlaşmalarına, teknolojik araçlarla kendilerine başka bir alan yaratmalarına ve iletişimlerini sosyal ağlarda devam ettirmelerine neden olabilmektedir. Kişilerin kendi sosyal medya kullanım alışkanlıklarını gözden geçirmeleri ve kendilerini daha iyi tanımaya çalışmaları teknoloji kullanımının yarattığı bazı zorlu durumların üstesinden gelmelerine yardımcı olacaktır.