ilah kelimesinin kök anlamı
İlah kelimesinin sözlükte “tapınmak, kulluk etmek” anlamına gelen ulûhet sözcüğünden türediği kabul edilir.
Başka bir görüşe göre “hayret etmek, gönülden bağlanıp sığınmak” manalarındaki veleh (eleh) kelimesinden türemiştir
İlah kelimesinin kökünün leyh “gizli olup duyu idrakinin üstünde bulunmak” olduğunu belirten filologlar da vardır.
İlah nedir?
Her ne kadar kelimenin kökü hakkında fikir birliği olmasa da İlah sözcüğünün ‘kendisine ibadetedilen yani tapınılan varlık’ anlamına geldiği konusunda birlik vardır..
Tanrı sözcüğü Allah kelimesinin yerini tutar mı?
Kimi dil bilimciler İlah kelimesini bir cins isim veya sıfat olarak ele alırken bu sözcüğün Allah kelimesinin aslını(kökünü) teşkil ettiği de iddialar arasındadır
Cahiliyye dönemi şiirlerinde de kullanılan İlah kelimesinin Türkçe karşılığı Tanrı’dır. Tanrı kelimesi tam olarak Allah kelimesini karşılamaz çünkü tanrı cins bir isim iken Allah özel bir isimdir.
Kelâm âlimlerine göre “Allah” kelimesi, Cenab-ı Hakk’ın yüce zatına ve bütün kemal sıfatlarına delalet eden özel ismidir. Hiçbir dilde bu kelimenin ifade ettiği özel manayı kapsayacak bir kelime bulunmamaktadır. Öte yandan “Allah” kelimesi bütün Müslümanlar için tevhid inancını temsil eden ortak bir bağ niteliğindedir. Bu sebeple Müslümanların, ibadet ettikleri tek yaratıcılarını “Allah” diye anmaları daha doğru olur.
İlah kelimesinin açıklaması
Kur’an-ı Kerîm’de ilah kelimesi çoğul şekliyle birlikte 147 yerde geçmektedir.
Müslüman olmanın şartlarından biri olan Kelimei Şehadette geçen “la ilahe illallah” cümlesi, Allah dışında bir mabudun/otoritenin olmadığı gerçekliğine dayanır.
İlah ne demektir
İlah kavramı için İmam İsfehanî “İlah lafzı, her türlü ma’bûd (kendisine ibadet edilen şey) için kullanılan bir isimdir.” der
Meşhûr dilbilimci Zemahşerî ise “İlah kelimesi adam ve at kelimeleri gibi cins bir isimdir. Bu nedenle ilah kelimesi ister hak ister batıl olsun, kendisine ibadet edilen herkese ve her şeye isim olabilir. Ancak daha sonraları bu isim sadece gerçek anlamda hak ma’bûd olan Allah’u Teala için kullanılır olmuştur.” Der.
Allah Azze ve Celle, ayet-i kerîmesinde müşriklerin ibadet ederek tapındıkları şeylere ilah demiştir. Müşrikler de tapındıkları bu şeylere “ilahımız” diyorlar ve ilah saydıkları batıllara ibadet ediyorlardı… Bundan dolayı Rabbimiz;
“Bu böyledir. Çünkü Allah hakkın ta kendisidir, onu bırakıp da taptıkları ise batıldır. Şüphesiz Allah çok yücedir, çok büyüktür.” (Lokman: 31/30)
“Allah’u Teala şöyle buyurdu: İki ilah edinmeyin! O ancak tek ilahtır.” (Nahl: 16/51) buyurarak müşriklerin ilah anlayışının batıl olduğunu; hakiki tek ilahın Allah olduğunu ferman buyurmuştur.
Müşriklerin ilahlarının vasıfları yokken Rabbimiz “İlahınız tek ilahtır. O’ndan başka ibadete layık ilah yoktur. O, Rahman’dır, Rahîm’dir.” (Bakara: 2/163) buyurarak şirkin sıfatsız ve kudretsiz ilahlarından kaçınmak gerektiğini buyurmaktadır.
Keza şirk inancında Tanrı alemi yarattıktan sonra meleklerden, putlardan kendisine yardımcılar seçmiştir.
Kuran bu anlayışı şiddetle reddeder ve "Eğer yerde ve gökte Allah’tan başka tanrılar bulunsaydı kesinlikle yerin göğün düzeni bozulurdu. Arşın rabbi olan Allah, onların yakıştırdıkları sıfatlardan münezzehtir." Buyurarak müşriklerin akıldan yoksun iddialarını çürütür.
İlahlık yerde ve gökte otorite sahibi olan Allah’a aittir.
Allah dışında otoritelik, mabudluk, ilahlık kavgası verenler tuğyan halindedir.