Bahçeli'nin konuşmasından öne çıkan başlıklar:

ÇEVRE SORUNU

 Bugünkü şartlarda çevre sorunları sadece çevre kirliliği değil toplumsal siyasal ekonomik kültürel ve ahlaki boyutları olan sorunlar yumağı haline gelmiştir. Marmara Denizi'nde Mart ayından beri baş gösteren kıyılarımızda feci bir boyuta ulaşan deniz salyası istilası çevre konusunda daha kararlı düşünmemize yol açmıştır. Bu kaygı verici tablodan her insanımızın kaygı duyması normaldir, beklenen bir durumdur.

İşin doğrusu bir çevre felaketiyle karşı karşıya olduğumuz açıktır.

Bizim milliyetçilik anlayışımızda çevrecilik ana eksenden biridir. Çevre demek vatan demektir. Çevreye hürmet çağın şifrelerini çözmemin huzurlu bir hayatın ilk adımıdır. Geldiğimiz bu aşamada siyasi partilere düşen bu meseleyi istismar etmemektir. Çevre etiği ne kadar önemliyse siyasi etik kuralları da bir o kadar önemlidir.

DAVUTOĞLU'NA TEPKİ!

Siyasette idare tamamdır müdara da tamamdır ama dubaraya yer olmamalıdır. Ne var ki dubaracı yüzler siyasette çok faalce fazladır. Geçmişine sırt dönüp çıkarlarının peşine düşenlerin görünürlüğü artmıştır.

Devletin en üst makamlarında görev alanların mahremiyetlerine emanet olan konuların ulu orta konuşmaları dün birlikte olduklarını bugün karalamaya çalışmaları münafıklık alametidir. Türkiye'de başbakanlık yapmış bir şahsın kendisiyle beraber mezara gitmesi gereken sırları döküp saçması bu devletin kimlerin elinde kalındığına bariz delildir.

Gizlemesini bilmeyenin yönetmesi mümkün değildir. Serok Ahmet böyle biridir. Gelecek Partisi'nin yöneticilerine tavsiyem şudur; bu Serok'un yanında sakın konuşmayın aman ha sır verme gafletine düşmeyin. Aynı şey Selamsız Babacan için de geçerlidir.

Gelişmeleri ahlaki şuurla yorumladığımızda biliniz ki her şey aleni şekilde görünecektir.

HDP'YE KAPATMA DAVASI

HDP'nin eylemleri devletin bağımsızlığına, insan haklarına aykırı bulunmuştur. Bu bölücü partinin hemen hemen tüm organlarıyla suç işlediği belirtilmiştir. Bundan sonra tüm gözler AYM'ye çevrilecektir.

Türkiye teröre karşı kazanmış olduğu muazzam üstünlüğü TBMM'de kaybedemez.

HDP'nin kapatılması hukukun konusudur.

AHMET ŞIK'A TEPKİ

İP'li bir milletvekilinin 'Bu devlet katil bu devleti yıkmamız gerekiyor' iftiraları karşısında ne yapacağız? Bu hainin dokunulmazlığını kaldırıp doğruda adalete teslim etmeyecek miyiz? Düşünebiliyor musunuz böyle bir alçak TBMM'de bizimle aynı havayı teneffüs ediyor.

Devlete katil diyen bu soysuz devletin her imkanından istifade ediyor, Hazinesi'nden maaşını alıyor HDP'lilerin fütursuzluğundan cesaret alan bu suçlu bilmelidir ki Türkiye Cumhuriyeti devleti katil olsaydı bugün bulunduğun yer TBMM değil, mezarlık olurdu. Bunlara müsamaha gösteremeyiz bu aşağılık tiplere tahammül edemeyiz.