Gazze’ye yönelik saldırıları neticesinde 66'sı çocuk, 39'u kadın olmak üzere 254 Filistinliyi katleden ve binlerce binayı tamamen yıkan ya da kullanılamaz hale getiren işgalci siyonistler şimdi de başka ülkelerin Gazze’ye olan yardımlarına engel olmaya çalışmakta. Bu vahşi yıkıma karşı Gazze’ye 500 milyon dolarlık bir yardım kararı alan Katar’ın bu yardımı, direniş gruplarının elinde bulunan 4 siyonist esirin bırakılması şartına bağlanmaya çalışılmakta. Siyonist işgal rejiminin bu şartının kesinlikle kabul edilemeyeceğini belirten direniş gruplarının, işgalciye bu şartından dönmesi için bir hafta mühlet tanıdığı ve aksi takdirde sonuçlarından kendisinin mesul olmadığı yönünde bir tehdidin yapıldığı iddia edildi.

YA BU ŞARTTAN VAZGEÇ YA DA SONUÇLARINA KATLAN

Siyonist gazeteci Emanuel Fabian tarafından ortaya konun bu iddia 'The Times of Israel'de yayınlanarak, Hamas'ın siyonist işgal rejimini Katar'ın yardımlarına engel olduğu için saldırıları yeniden başlatmakla tehdit ettiği belirtildi.

Fabian Hamaslı yetkililerin işgalci siyonist yetkililerle iletişime geçip Katar'ın Gazze Şeridi'ne yardımlarına engel olmaya devam etmesi durumunda işgal rejimini "gelecek hafta saldırıları tekrar başlatmakla tehdit ettiği" bilgisine ulaştığını belirtti.

Bu kapsamda Hamas'ın Gazze Şeridi sınırındaki protestolara, yangın balon ve uçurtmalarının gönderilmesine tekrar başlayıp işgal rejimini zor durumda bırakmayı amaçlayacağı düşünülüyor.

Dış yardımlara ihtiyaç duyan Gazze Şeridi'nde Katar yardımlarının son savaşın yol açtığı yıkım nedeniyle hayati önemde olduğu tespiti yapılıyor.

Katar geçtiğimiz günlerde 2012'den beri Gazze Şeridi'ne yardımlarının toplam değerinin 1,4 milyar dolar olduğunu açıklamıştı.

ZUHRİ: İMAR VE ESİRLER KONUSU AYRIDIR VE HER BİRİNİN KENDİNE HAS BEDELİ OLACAKTIR

Konuyla ilgili gazetemize özel değerlendirmelerde bulunan Hamas Sözcüsü Sami Ebu Zuhri, siyonist işgal rejiminin bu şartına karşı daha önce de benzer açıklamalar yaptıklarını ifade ettikten sonra, “Bizler Gazze’nin imar konusu ile işgalci esirlerin bırakılması meselesinin birbiri ile ilişkilendirilmesini kesinlikle kabul etmiyoruz. Bunlardan her biri ayrı bir konudur ve her birinin kendine has bir bedeli olacaktır.” ifadelerini kulandı.

‘İŞGAL REJİMİNİ, DİRENİŞİN POZİSYONUNU İYİ İDRAK ETMEYE ÇAĞIRIYORUM’

Hamas Sözcüsü Zuhri: “Esirlerin bırakılması bizim esirlerimizin bırakılması ile mümkündür. Ancak Gazze’nin imarı konusu ise savaşın sonuçları ile ilişkili bir konudur.” dedikten sonra, “Gazze’de yaşanan yıkım siyonist işgalcilerin saldırılar sonucu gerçekleştiği için bu sorun dünya kamuoyunun bu duruma el atması ile mümkündür.” ifadelerini kullandı.

Siyonist işgal rejiminin Gazze’nin imarı konusunda ileri sürdüğü bu şartı kesinlikle kabul etmeyeceklerini belirten Zuhri “işgal rejimini, direnişin pozisyonunu iyi idrak etmeye çağırıyorum’ diyerek konunun ciddiyetini ve bunun yerine getirilmemesi neticesinde sonucunun da ağır olacağı mesajımı verdi.

Konuşmasının devamında, “Bizler şu an ateşkes anlaşmasına uymak zorundayız ancak bu ateşkesin devam edebilmesi de siyonist işgalcilerin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi ile mümkündür.” ifadelerini kullanan Zuhri, “Bundan dolayı siyonist işgalcilerin her adımını dikkatlice takip etmekte ve aldığı kararlara karşı da en uygun duruşu sergilemekten geri durmayacağız.” dedi.

‘FİLİSTİNDE YAŞANAN İŞKENCE VE KATLİAMLAR, ARTIK ARŞI ÂLÂYI TİTRETİR DURUMA ULAŞMI’

Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Gazetemizin Genel Müdürü Mehmet Sait Özcan da önemli ifadeler kullandı. Siyonist işgal çetelerinin başta Gazze olmak üzere Filistin genelinde işlediği katliam ve insanlık dışı saldırıları değerlendiren Özcan: “Siyonist çete rejimi, Filistin topraklarını işgal ettiği 1948’den bu yana Yahudileştirme faaliyetleri son hız sürdürüyor. Mescid-i Aksa’ya baskınlar, Filistinlilerin evlerini yıkarak, arazilerini gasp ederek yeni yerleşim birimleri inşa edip siyonistleri yerleştirmeler, sürgünler, alıkoymalar, işkence ve katliamlar, artık arşı âlâyı titretir duruma ulaşmış bulunuyor.” ifadelerini kullanarak acı durumu dillendirdi. 

Siyonist çetenin son olarak Mescid-i Aksa baskını ve Kudüs’teki Şeyh Cerrah mahallesindeki Filistinlileri evlerinden çıkarması olaylarına değinen Özcan: “bu saldırılar karşısında Gazze’deki direniş gruplarının başlattığı ‘Kudüs’ün Kılıcı’ operasyonu sonrası siyonist çetenin Gazze’ye hedef gözetmeksizin başlattığı saldırılarda 39’u kadın, 66’sı çocuk toplamda 254 Gazze’li şehid oldu. Ancak direniş gruplarının yüzlerce füzeyle yaptıkları uzun menzilli füze saldırıları, siyonistlere büyük korku ve kayıplar verdirirken, günlerce sığınaklarda kalmalarını ve sonunda ateşkes yapmaya boyun eğdirdi.” diyerek bu saldırıların cevapsız kalmadığını ifade etti.

SİYONİSTTEN İSTENEN TEK ŞEY DIŞARIDAN YAPILAN YARDIMLARI ENGELLEMEMESİ

Gazze’de yaşanan son saldırılar sonucu Gazze’de büyük yıkımın oluştuğunu ve bu saldırılar esnasında terörist çetenin hiçbir kural tanımadan insanlık ve savaş suçu işlediğini belirten gazetemizin genel müdürü Özcan: “Gazze zaten 15 yıldır abluka altında inliyor. Şimdi daha çok yardıma muhtaç. Ama siyonist rejim yapılan yardımların Gazze’ye girmesini engelliyor. Katar’ın verdiği 500 milyon doların Gazze’ye girmesi karşılığında esirlerinin serbest bırakılması şartını koşmuş. Esirler konusu ayrı bir konu. Burada siyonistten, yıktığının karşılığı bir şey istenmiyor. Dışarıdan Gazze’ye yapılan yardımları engellememesi isteniyor.” diyerek  işgalcilerin keyfi adımlarını dillendirdi.

Ancak bu konuda siyonist işgalcinin niyetinin farklı olduğunu ifade eden Özcan, “Zaten amacı 15 yıldır abluka altında tuttuğu Gazze’nin direncini kırmaktı, o da bu siyonist politikasını sürdürüyor. Direniş grupları siyonist rejime bir hafta süre vermiş. İslam ülkeleri halkları ve liderleri de siyonist rejimi uluslararası kamuoyunda zor durumda bırakacak açıklama ve eylemleri yürürlüğe koyma noktasında üzerlerine ne düşüyorsa yapmalıdırlar.” dedi.

MISIR’IN GAZZEYE DESTEĞİ ŞEYTANIN SAĞDAN YANAŞMASINA BENZİYOR 

Gazze’nin imarı konusunda çok önemli bir konuya dikkat çeken Mehmet Sait Özcan, “Bir diğer konu ise Mısır yönetiminin Gazze'nin imarı için ekipman göndereceğini açıklaması konusu. Bu açıklama her ne kadar iyi bir gelişme gibi görünse de aslında şeytanın sağdan yaklaşması gibi bir durum gibi geliyor bana. Müslüman Kardeşler hareketini terörist ilan eden, on binlerce üyesini zindanlarda tutan, idam eden ve dahası Mısır Cumhurbaşkanı Mursi’yi şehid eden bir cunta yönetiminden bir iyilik beklenebilir mi?” diyerek işin içinde kirli planlar olduğunu belirtti.

İfadelerinin devamında: “Düşünün, onca yıl abluka altında ve hele de Gazze bombalar altında inliyorken bile Refah sınır kapısını kapalı tutan cunta yönetimi şimdi kalkmış Gazze’nin imarı için kolları sıvamış! İnanılacak gibi değil.” diyen Özcan “Gazze’nin bu durumu Cunta yönetiminin çok umurunda ise Refah sınır kapısını sürekli açık tutmalı ve geçişlere engel koymamalı. Gazze’nin Mısır’a açılan tünellerini yıkmamalı. Cunta bir yönetim de olsa siyonist rejimle arasına mesafe koymalı, işbirliği içerisinde olmamalı. Sonuç itibariyle tüm dünya Müslümanları Filistin meselesi dolayısıyla teyakkuz halinde olmalı. Çünkü siyonist rejim amacını gerçekleştirmek için durmayacaktır. Siyonistin, amacını gerçekleştirememesi için İslam ülkeleri ivedi adımları atmalıdır.” ifadelerini kullanarak Müslümanların teyakkuzda olması ve oyuna gelmemesi gerektiğini gösterdi.