Bölgemizde bu sene etkili olan kuraklık, kuru tarım yapan çiftçileri olumsuz şekilde etkiledi.
Şanlıurfa, Fırat kenarında bulunmasına ve çok zengin yeraltı su kaynaklarına sahip olmasına rağmen ancak tarım topraklarının 3'te birinde sulu tarım yapılıyor.
Bu sene yaşanan kuraklıktan dolayı sulama yapılan tarım arazileri fazla zarar görmezken kuru tarım yapılan arazilerde ciddi zararlar yaşandı.
Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Rıza Öztürkmen, bu sene yaşanan kuraklık ve Türkiye'nin tarım politikaları ile ilgili İLKHA'ya konuştu.
GAP projesinin sulama kısmının ancak yüzde 40'nın tamamlandığını belirten Öztürkmen, GAP'ın sulama kısmının tamamlanmasıyla birlikte tarım alanlarından alınan gelirin artacağını ve ülke ekonomisine ciddi faydalar sağlayacağını ifade etti.
"Kuru tarımla uğraşan çiftçilerin durumu iyi değil"
Şanlıurfa'nın tarım arazisi potansiyeli bakımından Türkiye'de 3'üncü sırada olduğunu belirten Öztürkmen, " Şanlıurfa'da çok fazla sulu tarım yapıldığını sanılıyor; ancak genele bakıldığında yaklaşık 10-10,5 milyon dekar tarım arazisi olan Şanlıurfa'da 4 milyon dekar kadar tarım arazisinde sulama yapılmaktadır. 6-6,5 milyonluk dekar alanında ise sulu tarım olmadığından kuru tarım yapılmaktadır. Sulu tarım yapılan alanlarda problem yok; çünkü yanı başımızda Atatürk Barajı gibi bir önemli kaynağımız var. İlimizde yeraltı suları da mevcuttur. 6-6,5 milyonluk alana sahip çiftçilerimiz, bu yıl yağışın geçen yıla göre yüzde 50 düşmesinden dolayı çok büyük problem yaşadılar. Bu çiftçilerimizin birçoğu tarımsal üretimde hasat bayramını yaşayamadı. Nedeni, hasat yapmalarına rağmen bir türlü masraflarını karşılayamamasından dolayıdır. Bu durum, kuru tarım arazilerinde çiftçilik yapan çiftçilerimizi vurdu. Bölgede çeşitli gözlemler yaptık. Bazı çiftçilerimiz tohum miktarlarını ve masraflarını karşılayamadıklarını gördük. Ümit ediyoruz ki bir şekilde çiftçilerimiz kendilerini bir dahaki yıla sağlam atar ve bir dahaki yıl bereketli ve güzel bir yıl olur. Şu an kuru tarımla uğraşan çiftçilerimizin durumu iyi değil. " şeklinde konuştu.
Ali Rıza Öztürkmen
"GAP'ın sulama alanlarının tamamlanması gerekir"
GAP Projesinin sulama kısmının halen yüzde 60 oranında tamamlanmadığına vurgu yapan Öztürkmen, "GAP Projesi, Türkiye'nin en büyük projesidir. Bana göre GAP Projesi, prestijli projedir. GAP'ın enerji kısmı yüzde 70-80 oranında tamamlandı. Sulama kısmının yüzde 26-27'si tamamlandı. Bu kısımla birlikte yüzde 40'a yakın oranda tarımsal sulamalar tamamlandı. Yüzde 60'lık oranda ise sulama tamamlanmadı. En büyük problemlerden bir tanesi; bazı yüksek olan yerlerde enerji ihtiyacından ve pompajdan dolayı büyük maliyetler gerekiyor. İnşallah önümüzdeki günlerde bir şekilde kaynaklar aktarılıp bu sulama alanları tamamlanır; çünkü sulama ile ekonomiye kazandırılan toprakların gelirleri 2-3 kat arttırabiliyor. İlimize fazla gelir getirdiği gibi ülkemizin ekonomisine de fayda sağlıyor.Bu yıl kuraklıkta yaşanan kriz, sadece çiftçileri vurmadı. Kuraklıkta yaşanan kriz, ülke ekonomisini de vurdu. Bugün Şanlıurfa, Türkiye'deki buğday üretiminin yüzde 7.5'ni, mercimek ihtiyacının yüzde 32'sini, arpa ihtiyacının yüzde 3'ünü karşılıyor. Bu değerler, 2020 yılına ait değerlerdir. Bunlar çok önemli rakamlardır. İlimizde bunların olmayışı, ekonomimizin yoksulluk yaşaması demektir." diye konuştu.
"Suyun ve toprağın kıymetini çok iyi bilmemiz gerekiyor"
Çiftçilerin yaşananan kuraklıktan dolayı devletten beklentilerinin olduğunu ifade eden Öztürkmen, "Uzun zamandır dillerde olan önemli bir konu var. Çiftçiler, yaşanan krizden dolayı af, borçların ertelenmesi ve tarımsal destek gibi beklentileri var. Bu konuda hatta 'afet bölgesi ilan edilmeli' bile deniliyor. Haberlere baktığımızda birçok ilde bu problem var. Çiftçiler, desteklenmelidir en azından 'afet dönemi' için mutlak olarak bir şekilde krizi atlatıp seneye en azından hasarsız bir şekilde çiftçilerin tekrar tarım yapabilmeleri sağlanmalıdır. Aksi takdirde; tarımda yaşanan krizler, önümüzdeki günlerde de yaşanacaktır. Suyun ve toprağın kıymetini çok iyi bilmemiz gerekiyor. Her zaman söylediğimiz bir şey var; dünyada artık tarımda çok yüksek verim alıyoruz ve çok iyi verimler elde ediyoruz. Hububat ve endüstri bitkilerinde verim elde ediliyor. Ancak ne kadar az masraf edersek o kadar kâra geçiyoruz. Dolayısıyla artan gübre fiyatı, yakıt fiyatı ve giderler ne kadar azaltılırsa o kadar büyük kâr elde edilecek. Bu yıl az hasarla, ufak çiziklerle atlatılır diye ümit ediyorum. Seneye daha iyi bir şekilde bakarız diye ümit ediyorum " dedi.
"Fazla masraf etmeden yüksek verim elde etmeyi hedefleyen politikalarla tarım yapmalıyız"
Küresel ısınmadan dolayı tarım politikalarında değişikliğe gidilmesi gerektiğini vurgulayan Öztürkmen, "Unutulmaması gereken bir şey var. Dünyada ve ülkemizde görünen su ve yağış artık eskisi gibi değildir. Geçen sene yağan yağmurun yüzde 50'si bugüne ulaştı. Evvel yıl ise aşırı bir yağış oldu. Bu duruma küresel ısınma ya da dünyanın değişimi denilebilir. İnsanoğlunun oluşturmuş olduğu bu krizler, maalesef dünya üzerinde rahatlıkla görülmektedir. Önümüzdeki yılın hasarsız geçirlmesi için ümit ediyorum ki gerekli tedbirler alınır. Çiftçiler, tarım sigortası yaptırarak ya da daha az su kullanan bitki seçimi yaparak çeşitli tedbirler alabilir. Dünyada 'sürümsüz tarım' dediğimiz 'işlemesiz tarım' yapılıyor. Bu tarımlar, üniversitelerimizce geliştiriliyor. Bu tür tarımlar yapılarak daha az su ve enerji kullanılması hedeflenebilir. Fazla masraf etmeden yüksek verim elde etmeyi hedefleyen politikalarla tarım yapmak zorundayız. Aksi takdirde zarar edebiliriz veya fazla kâr etmeyebiliriz. Bu yüzden bu duruma karşı çok dikkatli olunmalıdır." ifadelerini kullandı. (İLKHA)