ENES DURMAZ

“Önce İnsan, Öncelik Adalet” şiarıyla yola çıkan HÜDA PAR, 2 Haziran tarihinde Ankara Ulus’ta bulanan Atatürk Spor ve Sergi Sarayında 4’üncü Olağan Büyük Kongresini gerçekleştirecek. Kongre, saat 10.00’da başlayacak. Kongre öncesi gazetemize konuşan HÜDA PAR Genel Başkanı İshak Sağlam, mevcut siyasi durum, sıkıntılar ve krizler ile ilgili açıklamalarda bulundu. Kavgacı değil uzlaşmacı bir siyaset yürüttüklerini ifade eden Sağlam, müspet muhalefet anlayışına sahip olduklarının altını çizdi. Sağlam’ın sorularımıza verdiği cevaplar şöyle;

EKONOMİK SINIFLAR ARASINDAKİ MAKAS GİTTİKÇE AÇILMAYA DEVAM EDİYOR

Gelinen Süreçte HÜDA PAR Olarak Mevcut Siyasi Tabloyu Nasıl Okuyorsunuz?

Maalesef memleketin siyasi tablosu hakkında iyi şeyler söyleyemiyorum. Adalet terazisi doğru tutulmayınca hiçbir alanda işlerin doğru gitme ihtimali kalmıyor. Öncelikle toplumda olması gereken huzur ve güven ortamı çok zayıflamış durumda. İnsanların sosyal, ekonomik ve siyasal anlamda adaletin işlemesi konusunda güveni kalmayınca toplumda gelecek ve güvenlik kaygısı baş gösterir. Korku ve endişe içerisinde yaşayan toplumlar geleceğe yönelik ciddi programlar yapamaz, günü kurtarma kabilinde planlamalara giderken, ben merkezli, bencil nesiller oluşur.  Küresel anlamda yaşanan ekonomik buhrandan ülkemiz de ciddi bir şekilde etkilenmektedir. Ekonomik sınıflar arasındaki makas gittikçe açılmaya devam ediyor. Sosyal devlet ilkesinin gereği yerine getirilmediği için insanlar gelecek kaygısıyla İslam toplumunda olmaması gereken maddeci, ferdiyetçi, bencil ve manevi değerleri gittikçe zayıflayan bir toplum haline geldi.

BU MİLLET, YÜZ YILA YAKIN BİR SÜREDEN BERİ BATIDAN İTHAL MADDECİ BİR SİSTEMLE YÖNETİLMEKTEDİR

Başta siyasi iktidar olmak üzere ülkede siyaset yapan siyasetçilerin kullandıkları dil; daha fazla bir oy almak için, vatandaşları birbirine düşman eden, kamplara bölen bir dil ve üslup olmuştur. Bu da ülke için ortak değerler konusunda bir araya gelmeyi zorlaştırmakla beraber sorun ve sıkıntılara ortak akıl ile çözüm üretme yolunu da kapatmaktadır. 14 Asrı aşan bir süreden beri İslam’ın belirlediği inanç ve kurallar çerçevesinde yaşayan, yüzyıllarca dünyaya medeniyet değerleri ihraç eden bu millet, yüz yıla yakın bir süreden beri diniyle, inancıyla, örf-adet ve medeniyet değerleriyle hiç alakası olmayan, batıdan ithal maddeci bir sistemle yönetilmektedir. Mevzuat hazırlanırken halkın inancı ve yaşam tarzına göre değil, İnsan fıtratıyla uyuşmayan, gücü kutsayan batıdan ithal yasalarla idare edilmenin hesabı yapılıyor. Sorun ve sıkıntıların asıl nedeni bizzat yönetimin üzerinde bina edildiği sistemin kendisidir. Sistem; etnik aidiyete göre şekillenen, dine düşmanlık olarak uygulanan laiklik (materyalist-maddeci) ve katı bir kapitalist temel üzerine oturtulmuştur. Her üç unsur da bu toplumun inancına, medeniyetine ve toplumun sosyolojisine uymayan sistemlerdir. Bu nedenle ilk günden beri hep sorun üretmiş ve üretmeye devam etmektedir. Çözüm bu milletin inanç ve ahlaki değerlerine uygun siyasi, iktisadi ve eğitim sistemini geri getirmektir.

ÜLKEYE YENİ BİR SÖYLEM VE SİYASİ DURUŞ KAZANDIRDIK

Partiniz, Kurulduğu Günden Bu Yana Siyasi Mecraya Neler Kattı, Bu Anlamda Şimdiye Kadar Neleri Başardığını Düşünüyorsunuz?

HÜDA PAR ilk günden beri Türkiye’de teamül haline gelen çatışmacı ve karşıtlık üzerine kurulu siyasi söylemlere bulaşmayacağını dile getirdi. Elhamdülillah bugüne kadar bu anlamda ülkeye yeni bir söylem ve siyasi duruş kazandırdık. Siyasi partiler ülkeye hizmet etmek ve toplumun huzur ve güvenliğini sağlama konusunda faydalı olmak için vardırlar veya bu nedenle var olduklarını söylemektedirler. Biz bu amaç için ülkedeki her düşünceden siyasi partilerle görüşebilen tek partiyiz diyebiliriz. Hem iktidar cephesiyle hem de muhalif diğer partilerle görüşüp plan ve projelerimizi paylaşıyoruz. Bu ülke için her görüşten siyasi partilerle bir araya gelebilme, bir masa etrafında toplanabilme önemli bir gelişmedir.

KAVGACI DEĞİL UZLAŞMACI BİR MUHALEFET ANLAYIŞIMIZ VAR

Kavgacı değil uzlaşmacı, bozmaya yönelik değil yapmaya yönelen bir muhalefet anlayışımız var. Hükümetin toplum için faydalı olan icraat ve düzenlemelerine gerekirse destek verdiğimizi ilan ettik, ediyoruz. İktidarın olumlu çalışmalarını takdir etme konusunda diğer muhalefetin gösterdiği kaprisi göstermedik. Olumsuz icraat ve düzenlemeler konusunda hükümetin yanlışlarını her platformda söylemekten de geri durmadık, durmayacağız. Halkın temel sorun ve sıkıntılarını gündeme getirirken kınanmaktan çekinmedik. Mesela oluşturulan yanlış algı sonucu başta hükümet çevreleri olmak üzere çoğu siyasiler kadını koruyor diye İstanbul sözleşmesini savunurken biz susmadık. Zararlarını, yaptığı tahribatı dile getirdik. Yapılan çalışmalar neticede etkisini gösterdi ve hükümet sözleşmeden çekildi. Bizim müspet muhalefet anlayışımız ve duruşumuzun ülkeye çok şey kattığına inanıyor, etkisini görüyoruz.

HAKKIN ÜSTÜNLÜĞÜNÜ KABUL EDEN HERKESİN DAYANIŞMA İÇERİSİNDE OLMASI GEREKİR

HÜDA PAR’ın Özelde Türkiye, Genelde İse Bütün Dünyaya Yönelik Ne Gibi Projeleri Var?

Bizim bulunduğumuz masanın etrafında; kendi ülkelerinde bir araya gelmeyen birçok parti ve grup bulunabilmektedir. Yeni teknolojiler ve iletişim alanındaki yeniliklerin hayatımıza girmesiyle dünya, nerede ise bir köy haline gelmiş bulunuyor. Bu iletişim içerisinde yerellik, ülke içi ve uluslararası gibi kavramlar artık anlamını yitirmektedir.  Huzur ve emniyet içerisindeki bir dünya için Hakkın üstünlüğünü kabul eden herkesin dayanışma içerisinde olması gerekir. Hakkın ve adaletin hakimiyeti için çalıştığını söyleyenler de bu ilkeler etrafında bir araya gelebilmeli, yardımlaşma ve dayanışma içerisinde olmalıdırlar. Şer cephesi; küresel ölçekli plan ve projelerle, uzun vadeli hesaplarla ifsat ve nifak programlarını devreye koymaktadır. Bu fitne projeleri aynı şekilde küresel ölçekli hesaplarla bozulabilir.  Bizim gayretimiz; dünyanın neresinde olursa olsun hakkın hakimiyeti için çalışan, küresel şeytani sistemin bozulması için çalışan gayretli insanlarla bir araya gelip ortak projeler ve programlar yapmaktır. Bu konuda bazı eşikleri aştık diyebilirim.  İnşallah, küresel siyonizmin çöktüğü, hakkın hakim olduğu; başta Kudüs olmak üzere işgal altındaki İslam beldelerinin özgürlüğüne kavuştuğu günleri de göreceğiz.

KONGRENİN GÜNDEMİ ŞÖYLE AÇIKLANDI:

1- Açılış ve yoklama

2- Divan seçimi

3- Genel Başkanın konuşması

4- Adayların konuşmaları

5- Tüzük değişikliği ile ilgili tekliflerin müzakeresi ve karara bağlanması

6- Programda değişikliği ile ilgili tekliflerin müzakeresi ve karara bağlanması

7- Faaliyet ve mali raporların sunulması

8- Raporların müzakeresi ve Genel İdare Kurulunun ibrası

9- Sandık kurulu oluşturma

10-Seçimler

11- Teşekkür konuşması

12- Kapanış.