İstanbul’un fethinin 568’inci yıldönümünü dün büyük bir coşkuyla kutladık. 29 Mayıs 1453’te fetih gerçekleşti ve İstanbul’da yeni bir dönem başladı.
Fatih Sultan Mehmet’in fethin daha ertesi günü hayata geçirdiği ilk icraat ise şehre bir belediye başkanı atamak olmuştu.
İSTANBUL’UN İLK BELEDİYE BAŞKANI NASREDDİN HOCA’NIN TORUNUYDU
Fatih’in 30 Mayıs 1453’te hem Kadılık hem de İstanbul Belediye Başkanlığı ile görevlendirdiği Hızır Bey Çelebi’in dedesi sevimli hocamız Nasreddin Hoca’ydı.
Eskişehir’e bağlı Sivrihisar kazasında 1407 yılında doğan Hızır Bey, ilk öğrenimini babasından gördü; ardından Bursa’da Molla Yegân isimli bir âlimin öğrencisi oldu, hocasının kızı ile evlendi.
Öğrenim hayatını tamamladıktan sonra da Sivrihisar’daki bir medresede müderris olarak göreve başladı. Hızır Bey daha sonra pek çok şehirde müderris olarak vazife aldı.
İLK İCRAATI KUŞATMADA HARAP OLAN BÖLGELERİ İMAR ETMEK OLDU
İstanbul’un fethinde Fatih Sultan Mehmed’in yanında bulunan âlimlerden birisi olan Hızır Bey, fethin ertesi günü yeni başşehrin kadısı olmuştu.
Dönemin idari kuralları gereği kadı aynı zamanda belediye başkanının görevlerini üstleniyordu. Hızır Bey hemen şehrin çeşitli meseleleriyle ilgilenmeye başladı. Adliye, emniyet, belediye ve imar hizmetlerinde önemli düzenlemeler gerçekleştirdi.
“İstanbul Efendisi” unvanını alan Hızır Bey Çelebi, kadılığın gerektirdiği yargı işlerinin yanında bir belediye başkanından beklenecek bütün işlere el atmıştı.
Hızır Bey Çelebi, ilk olarak dönemin bir nevi imar müdürü olan Subaşı Süleyman Bey vasıtasıyla şehrin kuşatması esnasında harap olan surlar, sokaklar ve binaları tamir ettirdi.
İstanbul’un ilk belediye başkanı bu acil onarımların ardından su tedariki, kalıntıların ortadan kaldırılması, halkın yerleştirilmesi, hamamların ve kapanların açılması, temizlik ve beslenme işlerinin düzenlenmesi çarşı ve pazarların kurulması, bunların denetimi gibi her türlü beledî işlerin ve ihtiyaçların karşılanmasını sağladı. Bu görevlerle ilgili teşkilatlar oluşturdu, ilgili atamaları yaptı. Siirt Üniversitesi Öğr. Gör. Abdullah Elmas’ın, “İstanbul’un İlk Belediye Başkanı Hızır Bey Çelebi” isimli makalesinde modern belediyeciliğe temel olan birçok yeniliğin Hızır Bey Çelebi’nin altı yıl süren belediye başkanlığı döneminde atıldığı, kurumsallaştırıldığı anlatılıyor:
“Hızır Bey’in o dönemde belediye hizmetleri alanında getirdiği en önemli yeniklerden biri çarşı ve pazarda çalışan çeşitli hizmetleri yerine getiren kişilerin kayıtlarının yapılması ve sicillerinin düzenli olarak tutulmasıdır. Yine gıda borsası niteliğindeki Kapan’ların (Unkapanı, Yağkapanı, Balkapanı gibi…) hizmete girmesi Hızır Bey öncülüğünde olmuştur. Unkapanı, İmparatorluk İstanbul’unun buğday gümrüğü olan ve bu sebeple de un fabrikaları ve fırınları ile öne çıkan semt olması yanında fetih sonrası ilk kurulan Türk-İslam mahallerindendir. Unkapanı gümrüğü-kapanı, sadece İstanbul şehri ile sınırlı kalmamıştır. Balkan coğrafyası, Kırım ovasına kadar buğday üretiminin uzun yıllar boyunca bütün Osmanlı ve Akdeniz dünyasına nakli ve ticaretinin de yönlendirildiği bir merkez olmuştur. Ayrıca ticarette ilk defa mühürlü tartılar usulünü getirmiştir. Hızır Bey’in getirdiği başka bir yenilik ise fiyat ve çarşı pazar uyuşmazlıklarının çözümü ve suçlunun cezalandırılması gibi adi zabıta işlerinin yanında dünya da ilk kez Galata Kadılığı çevresine Tophane yakınında ve Üsküdar’da kurulan belediye işlerine ve kapsamına giren özel bir mahkeme kurulmasıdır. Yine Hızır Bey döneminde hem çarşı pazar fiyat uyuşmazlıkları hem de taşınmaz değerlerin saptanması da Mahkemetü’l Es’ar yoluyla olmuştur.”
AYASOFYA’NIN TAPUSUNU DA HIZIR BEY HAZIRLAMIŞTI
Hızır Bey’in önemli hizmetlerinden birisi de Ayasofya’nın tapusunu hazırlamak olmuştu. İstanbul’un Fethinden iki gün sonra ilk cuma olan 1 Haziran 1453’te Bizans’tan alınan Ayasofya Kilisesi’nde Fatih Sultan Mehmet’in de hazır bulunduğu 20 bin kişilik bir cemaat ile Cuma namazı kılınmıştı.
Namazdan sonra Ayasofya’da büyük bir tören yapılmış ve kilise, camii olarak Hızır Bey Çelebi tarafından kayıt ve tescil edilmiş, Ayasofya’nın tapusu cami olarak hazırlanmıştı. Böylece tapu ve kadastro görevlileri de belediye başkanlığının uhdesine geçmişti.
KADIKÖY ADI HIZIR BEY’DEN GELİYOR
Hızır Bey Çelebi ayrıca Kadıköy semtine adını veren kişiydi de. Fatih Sultan Mehmet, fetihler sonrası sıkça görülen, ele geçirilen bölgenin mamur edilmesi uygulaması çerçevesinde Bizans döneminde “Khalkedon” olarak bilinen Anadolu yakasındaki bölgeyi Hızır Çelebi Bey’e vermişti.
Kadılık görevinden dolayı da bu bölge Kadı Köyü olarak anılmaya başlamıştı. 1459’da vefat eden Hızır Bey Çelebi, Zeyrek semtinde Şücaüddin Mescidi’ndeki hazireye gömülmüştü.
Kaynak; En son haber