Teklifin geneli üzerinde söz alan MHP Kırıkkale Milletvekili Halil Öztürk, teklifin, işkence ve kötü muamelenin önlenmesine yönelik tedbirler içerdiğini belirtti.

Öztürk, teklifte, 15 yaş altı çocuğu olan annenin cezasının ertelenmesi, e-posta ile haberleşme hakkı, hükümlünün ziyaretçilerle yaptığı görüşme sürelerinin artırılması gibi önemlerin de yer aldığını söyledi.

TBMM’nin tatile girmesine yakın bir zamanda Adalet Komisyonu'nun iş yükünün arttığına dikkati çeken Öztürk, şunları kaydetti:

"Geçtiğimiz salı günü görüştüğümüz İcra ve İflas Kanunu'nda yapılan değişikliklerin ardından bugün Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'da değişiklik, önümüzdeki günlerde Dördüncü Yargı Reformu Kapsamında İnsan Haklarını İçeren Kanun Teklifi gibi çok önemli mevzuat çalışmalarını gerçekleştireceğiz. Teklifte, vatandaş odaklı hizmet, hak ve özgürlüklerin daha etkin korunması, yargı bağımsızlığının ve tarafsızlığının güçlendirilmesi, hukuk güvenliğinin geliştirilmesi, adalete erişimin kolaylaştırılması gibi beklentiler yer alıyor."

CHP İstanbul Milletvekili Zeynel Emre, Adalet Komisyonu'nun gündemindeki teklifleri görüşmesinin yanı sıra ülkedeki yargıya ilişkin sorunları da gündemine alarak tartışması gerektiğini dile getirdi.

Komisyonun, yargıya ilişkin ciddi problemlerde de çözüm aranan bir yer olmasını isteyen Emre, bu alandaki temel sorunlardan birisinin eşitlik ilkesi olduğunu ifade etti.

Her milletvekilinin cezaevlerinde kalanlardan mektuplar aldığını, buralarda yaşanan sorunlarla ilgili çözüm isteklerinin bu mektuplarda aktarıldığını anlatan Emre, komisyonun bu konuları da gündemine almasını istedi.

Yargı reformunun, esaslı konuları içermesi gerektiğine de vurgulayan Emre, "Reform, esaslı konuları başlık edip tek tek çözerse o zaman bir iyileşmeden bahsedebiliriz. Genelde TBMM'de, meslek kollarına göre baktığımızda, en fazla hukukçu milletvekili yer alır. Türkiye'de avukatların inanılmaz problemleri var. Bu sorunlara eğilmemiz gerekiyor." diye konuştu.

HDP Ağrı Milletvekili Abdullah Koç, Türkiye'de adil yargılama hakkının kalmadığını iddia ederek, "Bu kanun teklifini neden bugün gündeme getiriyorsunuz? Çünkü cezaevlerinde, bugün kanunlaştırmak istediğiniz konularla ilgili yıllardır hak ihlali yaşanıyor. Kanuni olmamasına rağmen dinlemeler yapılıyor, hükümlünün faksına, mektuba el konuluyor, haberleşme hakkının önüne gerçek anlamda engeller konuluyor." dedi.

Türkiye'de en fazla işlenen suçların başında terörün geldiğini ifade eden Koç, 48 bine yakın kişinin sadece terörden dolayı tutuklu olduğunu, 6 binin üzerinde terör suçlamasından kaynaklı da hükümlünün bulunduğunu belirtti. Koç, Terörle Mücadele Kanunu'nun elden geçirilmesi, iyileştirilmesi gerektiğini savunarak, teklifin bu haliyle geri çekilmesi gerektiğini söyledi.

"Torba yasa uygulaması Adalet Komisyonu'na yakışmıyor"

CHP İstanbul Milletvekili İbrahim Kaboğlu, teklifin "torba kanun" şeklinde hazırlanmasını eleştirerek, "Yargı Reformu Strateji Belgesi'nden sonra Adalet Komisyonu'nda birçok yasa görüşüldü, bunların hemen hepsi torba yasa niteliğinde olan yasalardır. Torba yasa uygulaması Adalet Komisyonu'na hiç yakışmıyor. Ne var ki bunda ısrar eden bir yaklaşım söz konusu." diye konuştu.

Yaklaşık bir yıl önce 27 Mayıs mağduriyetlerinin ortadan kaldırılması için bir "af yasası"na imza attıklarını anımsatan Kaboğlu, "Bu önemliydi. Orada vurguladığımız husus, darbelerin neden olduğu mağduriyetleri ortadan kaldıralım ama eşit bir şekilde... 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında yürürlüğe konulan OHAL kararnamelerine isimleri yazılan binlerce, on binlerce kişi yargısız infaza tabi tutuldu, terörist olarak nitelendirildi. Ek listelere adları konulan kişilerin mağduriyetleri konusunda susmak; iki yüzlülük, çifte standart olmaktadır." değerlendirmesini yaptı.

"Sıkıntı uygulamada"

İYİ Parti Aksaray Milletvekili Ayhan Erel, çıkarılan kanunlarda, mevzuatlarda sıkıntının uygulamadan kaynaklandığını söyledi.

Teklifte, "kurum güvenliği açısından tehlikeli olabileceği değerlendirilen hükümlüler..." şeklinde bir kısıtlamadan söz edildiğini anlatan Erel, "Ben kurum yöneticisi olarak belli bir ideolojiye mensupsam, bu adama, bu hükümden faydalanarak her türlü engellemeyi yasa adına yapabilirim. Avukatlık yaparken müvekkiller gelip sen ülkücüsün, hakimler sosyal demokrat, o yüzden dosyamızı size vermeyeceğim diyordu. Günümüzde de müvekkiller, AK Parti'li avukatları arıyor. Sizin koyduğunuz kanunlar, mevzuatlar ne kadar dört dörtlük olursa olsun gerek yargıda gerek kamu kurumlarında çalışan insanların düşünceleri değişmediği sürece bu sıkıntıları yaşayacağız." dedi.

CHP İstanbul Milletvekili Turan Aydoğan, 20-25 gündür Türkiye'ye yönelik ifşaatlar yapıldığını dile getirerek, "Hukuk, bu konuda kamuoyunu tatmin etmek zorundadır. Videolar yayınlanalı 20-25 gün oldu, bir savcı çıkıp 'ben bunu soruşturuyorum' demedi. HSK'nin ve başsavcılıkların basın birimleri var. Toplum soruyor, bu kadar ifşaat yapıldı, bir adım atıldı mı? Basın birimleri, her konuda toplumu aydınlatmalarına rağmen 20-25 gündür bu ifşaatlara ilişkin ağzını açmadı." ifadelerini kullandı.

Teklifin tümü üzerindeki görüşmelerin tamamlanmasının ardından maddeler üzerindeki müzakereye geçildi.