HABER MERKEZİ

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin, İslam düşmanlığının dünyada, özellikle de Batı'da kanser hücreleri gibi büyümeye başladığına işaret ederek, medyanın bu olumsuz algıyla mücadelede en ön safta yer alması gerektiğini söyledi. Şahin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katıldığı ATO Congresium'da 2 gün süren 1. Uluslararası Medya ve İslamofobi Sempozyumu'nda yaptığı konuşmada, "Medya ve İslamofobi Sempozyumu bir ihtiyaçtan ortaya çıktı. İslam düşmanlığı dünyada, özellikle de Batı'da adeta kanser hücreleri gibi büyümeye başladı ve bu nedenle de mücadele edilmesi elzem bir noktaya ulaştı. İslamofobi sadece Türkiye'nin baş etmesi gereken bir sorun değildir. Gönül coğrafyamızın lideri olan ülkemiz, İslamofobi ile mücadelede Sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğinde gururla başı çekmektedir." ifadelerini kullandı.

"DÜNYADA İSLAMİ DEĞERLERİN TEHDİT ALTINDA OLDUĞUNU AÇIKÇA GÖRÜYORUZ"

RTÜK Başkanı Şahin, 'İslamofobi'nin en kısa tanımıyla "İslam düşmanlığı" olduğuna vurgu yaparak, bunun dünyada yer almış bir hastalık olarak adlandırabileceğinin altını çizdi. Şahin, "Bugün dünyada İslami değerlerin tehdit altında olduğunu açıkça görüyoruz. Demokrasinin beşiği kabul edilen ülkelerde ırkçılık ve İslam düşmanlığı zehirli sarmaşık gibi yayılıyor. Cami ve mescitler faşist grupların hedefi oluyor. Başörtülü Müslüman kadınlar tacize uğramaktadır. Kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim, Avrupa ülkelerinde yakılıyor. Kendilerini medeniyetin sahibi olarak gören ülkelerde sözüm ona basın özgürlüğü altında Peygamber Efendimizi (s.a.v.) tahkir eden karikatürler yayımlanabilmektedir. Filmlerde İslam karşıtı sahnelere sıkça yer veriliyor. Kısacası kutsallarımıza yönelik İslamofobi ürünler maalesef durmadan devam etmektedir ve sapkın saldırılar içimizi kanatmaktadır." diye konuştu.

"BU MÜCADELEDE MEDYA EN ÖN SAFTA YER ALMALI"

Batı medeniyetinin büyüyen bu tehdit karşısında önlem almayı ısrarla reddettiğine dikkati çeken Şahin, şu değerlendirmelerde bulundu: "Birileri, Müslümanların mukaddes değerlerine yönelik saldırılar karşısında fikir özgürlüğü kisvesi altında üç maymunu oynamıştır. İslam diniyle ilgili olarak oluşturulmaya çalışılan olumsuz algıyla mücadele sadece devlet adamları ve siyasetçilerin sorumluluğuna bırakılmamalı, kesinlikle bizler de her daim yanlarında olmalıyız. Bu mücadelede medya en ön safta olmalı, toplumu uyarmalı ve bu tehlikeye karşı mücadele eden devlet adamları ve siyasetçilere destek olmalıyız. Yeri gelmişken söyleyeyim, en tehlikeli yaklaşımlardan biri ise İslam'la terörün yan yana anılmasıdır. Hoşgörü ve merhamet üzerine kurulu İslam dini, İslamofobi gibi ilkel bir duyguyu asla hak etmemektedir. Peygamber Efendimizin merhametini tüm dünya biliyor. Beslediği kuşu ölen bir çocuğa taziyeye giden bir Peygamber'den söz ediyoruz. Böyle bir Peygamber'in dini, şiddetle yan yana gelebilir mi? Medya olarak her fırsatta 'Müslüman terörist olmaz ve İslam'dan terörist çıkmaz' demeli ve birilerinin ısrarla gündemde tutmaya çalıştığı 'İslami terör' yaftasını asla ve asla kabul etmemeliyiz."

"YENİ KURULACAK MEDYA ORGANLARIYLA İSLAM DÜŞMANLIĞI KARŞISINDA GÜÇLÜ BİR KONUM ALABİLECEĞİMİZE İNANIYORUZ"

RTÜK Başkanı Şahin, Batı dünyasında, özellikle Avrupa'da İslam'a ve Müslümanlara yönelik olumsuz algı ve davranışların oluşturulması ve yaygınlaştırılmasında en büyük rolü de medyanın oynadığına dikkati çekti. Bugün İslamofobik çevrelerin dijital alanı aktif bir şekilde kullanarak nefret, ırkçılık ve İslam düşmanlığını gündemde tutmaya devam ettiğine, İslam düşmanı zihinlerin gazete, dergi, radyo ve televizyon gibi geleneksel kitle iletişim araçlarının yanında dijital medyayı adeta bir nevi silaha çevirdiğine dikkati çeken Şahin, dünyanın farklı yerlerinde yaşanan terör olaylarının medya üzerinden neredeyse bütün Müslümanları zan altında bırakacak bir sunumla aktarılmasının da İslamofobinin artmasında önemli rol oynadığını söyledi. "Bu noktada vahşi Batı medyası karşısında İslam coğrafyasının medyası olarak bizlere çok hayati görevler düşüyor." diyen Şahin, İslamofobi'nin ortaya çıkardığı zorluklarla mücadele etmek ve İslam dini hakkında yanlış bilinenleri düzeltmek için özel bir medya oluşturulması projesinden büyük heyecan duyduklarını dile getirdi. Şahin, "İslam ile alakalı yanlış algılamaların önüne geçebilecek, yeni kurulacak medya organlarıyla İslam düşmanlığı karşısında güçlü bir konum alabileceğimize yürekten inanıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

SABAZ: RTÜK, CİDDİ YAPTIRIMLAR UYGULAYABİLİR

Konuyla ilgili açıklamada bulunan araştırmacı yazar Hasan Sabaz, RTÜK Başkanı Şahin’in açıklamalarının önemli olduğunu ancak bu konuda, bu kurumun gerekenleri yerine getirmediğinin altını çizdi. Sabaz, “İslami değerlerin tehdit altında olduğu artık herkesin görebildiği bir olgu. Görsel ve yazılı medyada bazen aleni bazen de farklı formatlarda ve genellikle de ‘ifade özgürlüğü’ kılıfı altında yapılan bir saldırı söz konusudur. Bilinçli ve organizeli bir kirli bilgi akışı ve bunun etrafına oluşturulan tahrip edici bir algı var. Maalesef İslam dünyasında da bilerek ya da bilinçsizce bu algıya kanan ve tahribata çanak tutan kesimler var.” dedi. “RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in Uluslararası Medya ve İslamofobi Sempozyumu'nda yaptığı konuşmada sarf ettiği şu sözler elbette önemlidir” diyen Sabaz, şöyle devam etti: “‘Birileri, Müslümanların mukaddes değerlerine yönelik saldırılar karşısında fikir özgürlüğü kisvesi altında üç maymunu oynamıştır.’ Ama bu konuda Sayın Şahin’e ‘iğne ve çuvaldız’ meselesini hatırlatmak istiyoruz. Başında bulunduğu kurul sadece konuşma ve eleştiri yapma, tavsiyede bulunma yetkilerine sahip bir kurum değildir. Ciddi yaptırımlar da yapabilmektedir.”  

İSLAMİ DEĞERLERİ TEHDİT EDEN YAPIMLAR ENGELLENMELİ

RTÜK denetimindeki TV kanallarında yayınlanan dizi-film ve programların İslami değerler için tehdit kaynağı olduğunu kaydeden Sabaz, “Türkiye’nin içinde faaliyette bulunan yapım şirketlerinin dolaşıma soktuğu dizi ve filmlerde de İslami değerlerin örselendiği, aile değerlerinin tahrip edildiği herkesin malumudur. Bu yapımların bir kısmının hükümete yakın kanallarda yayınlanıyor olması da ayrıca ibret vericidir. Her şeye rağmen RTÜK başkanının bu açıklaması önemlidir. Küresel ölçekte İslamofobi ile mücadele edilmesinin gerektiğini endişe sahibi herkes kabul etmektedir. Ama bundan önce ‘kapının önünün’ süpürülmesi, daha ciddi ve sert tedbirlerin alınması ve uygulamaya geçilmesi, algıyı tersine çevirecek yapımlara destek verilmesi gerekmektedir.” şeklinde konuştu.