Süresiz nafaka ve ithal yasalarla ilgili yazılı bir açıklama yapan Türkiye Aile Meclisi, CEDAW ile dayatılan süresiz nafakanın adil olmadığına, bunun yeniden yuva kurmanın önünde engel olduğuna dikkat çekti.
"CEDAW öncesi bir yıl olan nafaka CEDAW ile süresiz hale getirildi"
Yoksulluk nafakasının CEDAW öncesinde (1988 yılından önce) bir yıl olarak uygulanmasına rağmen, Türk Medeni Kanunu’nda 4 Mayıs 1988 yılında yapılan değişiklikle süresiz hale getirildiği belirtilen açıklamada, "2001 yılında kabul edilen 1 Ocak 2002'de yürürlüğe giren yeni Türk Medeni Kanunu'nda da aynı görüş kabul edilerek süresiz nafaka uygulaması devam ettirilmektedir. Yoksulluk nafakası ile birlikte boşanma aşamasında Tedbir Nafakası ve müşterek çocuklar için İştirak Nafakası düzenlenmiştir. Nafaka yükümlülüklerini yerine getirmeyen nafaka borçlusu hakkında, nafaka alacaklısının şikâyeti üzerine İcra ve İflas Kanunu 344'üncü Maddesi gereğince 3 aya kadar tazyik hapsine karar verilmektedir." denildi.
"Süresiz nafaka ahlaki çöküntüye ve şiddetin artmasına sebep oluyor"
Açıklamada, "Sebepsiz zenginleşmeye, emeksiz ücrete neden olduğu gibi yoksulluk nafakası bağlanan bir kısım kadınlar süresiz nafaka haklarının ortadan kalkmaması için kayıt dışı çalışmakta, mal varlıklarını ve gelirlerini gizlemektedirler. Süresiz olarak nafaka almaya devam etmek amacıyla yeni bir evlilikten kaçınmakta, evlilik dışı ilişkiler yaşamaktadırlar. Nafaka ödeyen eş ise yeni bir evlilik imkânını kaybetmektedir. Bu uygulamalar sonuç itibariyle ahlaki çöküntüye, husumet ve şiddetin artmasına sebebiyet vermektedir." ifadelerine yer verildi.
"Süresiz nafaka ve haciz sebebiyle evlilikler azalıyor"
Haksızlıkların ortadan kaldırılması, boşanan eşler arasındaki hukuki ihtilafların bitirilerek sağlıklı evliliklerin önünün açılması gerektiği vurgulanan açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:
"Siyaset, bu denli derin toplumsal yaraya çözümler üretmelidir. Teklifler, çare ve çözümler radikal feminist örgütlerin muhalefeti karşısında dikkate alınmamaktadır. Evlilik oranında azalış ve boşanma sayılarında artışla birlikte aile kurumumuz zayıflamakta ve milli güvenliğimiz, geleceğimiz tehdit altındadır. Yasalar ve uygulanması karşısında, artık ağır riskler taşıdığından evlenmekten kaçınılmaktadır. Evlilik dışı ilişkilere yönelme arttığından sağlıklı nesiller de yetiştirilememektedir. Asıl olan; ailenin dağılmaması, çocukların korunması ve şiddetin önlenmesidir. 6284 ifsat yasası nafaka kanunu nafaka hapsi çocuk haczi gibi ifsat kanunları ve asgari ücretin düşüklüğü sebebiyle evlilikler azalıyor boşanmalar artıyor. Yalnızlıklar ve tek ebeveyn teşvik ediliyor, sapkınlık, teşhircilik, ailesiz, cinsiyetsiz toplum projelerinin durdurulmazsa ailemizi de vatanımızı da kaybedeceğiz." (İLKHA)