Davutoğlu, ''Sedat Peker'in Süleyman Soylu'ya yönelik iddialarına cevap beklerken, Soylu bir anda konuyu bana getirdi. Söylediği her şey külliyen yalandır. Bir tane doğrusu yok. Bunların siyaseti bir kurtlar sofrasıdır. Herkes ilk düşen kim olacak diye bakıyor.

Süleyman Soylu, güzel bir itirafta bulunuyor. Kendi Başbakanı'na, kendi genel başkanına karşı bir kumpasın içinde olduğunu itiraf ediyor. Ben çetin bir işe kalkıştım, imar rantlarına, faiz rantlarına, çıkarcılara ve mafyalara neşter atacaktık. Siyaset-mafya-iş dünyası arasındaki bağları koparmak üzere siyasi ahlak yasası getirecektim. Tüm bu adımlara karşı karşımda bir çete örgütlendi parti içinde: Binali Yıldırım, Süleyman Soylu ve Berat Albayrak. Soylu kendisini ihbar ediyor, "Ben meşru Başbakan'a karşı kumpas kurdum" diyor. Bu son saldırı, kurtlar sofrasında birbirini yemekte olan kurtların 'Buraya birini daha çekelim de onu da yiyelim' deme çabasıdır. Sayın Soylu, ben o sofraya gelmem. Ama sen o kumpasın hesabını Allah indinde de kullar indinde de hesabını vereceksin.

Benim olduğum yere rüşvet giremezdi, nepotizm giremezdi, benim olduğum yere mafya giremezdi. Bu bendin yıkılması gerekiyordu ki bu çark sürsün. Kurtlar sofrasında oturan o alçak kurtlar sahne alsınlar.

Cumhurbaşkanı tarihi bir yol ayrımında. Alttan alta kaynayan bir yanardağın üstünü kapatmaya çalışırsa hayatının hatasını yapacak. Türkiye'yi kendisinin değil Bahçeli'nin yönettiğini, rotayı da Perinçek'in belirlediğini ortaya koymuş olacak.

Bahçeli ve Perinçek baskısıyla Süleyman Soylu makamında kalırsa bundan sonra kimse Cumhurbaşkanı'na itaat ve hizmet etmek düşüncesinde kalmaz, gider Bahçeli'ye, Perinçek'e yaranmaya çalışır. Sedat Peker nasıl 'Ben dünyayı yakarım' diyorsa, Süleyman Soylu da 'Bana sahip çıkmazsanız ben AK Parti'yi yakarım' diyor.

Ben buradayım, ellerinde devlet imkanları var soruştursunlar. Emniyete, MİT'e söylesin, çıkartsınlar. Ben arkadaşlarımı dinletmek gibi bir işe girişmem ama Soylu alçakça bir iftira atıyor. Soylu bakın nasıl bir mesaj gönderiyor AK Parti'ye ve Cumhurbaşkanı'na. Para sayma makinesinden bahsetti. Efkan Ala'ya suç isnadında bulunuyor, Muammer Güler'in para sayma makinesini gündeme getiriyor. Bunun üzerinden de Erdoğan'a mesaj veriyor.

2016'da ben Başbakan iken Mehmet Ağar sahnede miydi? Yoktu. Nasıl girdi sahneye? Efkan Ala İçişleri Bakanı iken "Mehmet Ağar 90'lı yılların kadroları ile biz devredeyiz" havalarıyla dolaşabiliyor muydu? Nasıl girdi? Süleyman Soylu'nun kendisi Mehmet Ağar'ın sistem içerisine girmesine vesile oldu, aracılık etti.

Kurtlar sofrasında düşen düşene. Hepsi 'ben düştüysem onu da aşağı indireyim ki, belki onu yerler' diyor. Kimin yem olacağının kavgası bu. Soylu bakıyor kendi düşüyor, Ağar'ı aşağı çekiyor. Ağar düşerken 'mafya' deyip Soylu'yu aşağı çekiyor. Binali Yıldırım, Süleyman Soylu, Berat Albayrak bir iktidar mücadelesine girdiler.

Açıklamalardan anlaşılan Soylu, Albayrak'a karşı mücadelesinde bir dönem Sedat Peker'i kullandı. Peker de 'biz seninle ortaktık, niye şimdi bunu yapıyorsun?' diye meydan okuyor. Bu ilişkiler öyle bir şeydir ki parmağınızı verirsiniz eliniz gider, elinizi verirsiniz kolunuz gider, kolunuzu verirsiniz yüreğiniz gider. Bunların yüreği kalmadı." dedi.