Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesinde düzenlenen “Kütüphane Söyleşileri” programında, Türkiye’nin farklı illerinden gençlerle bir araya geldi.
Erdoğan, burada gençlerin sorularını yanıtladı
Bir gencin uluslararası medyanın ve batılı devletlerin Filistin'de yaşananlara sessiz kaldığını ifade ederek, "Bu insan hakları ihlalleri ve bu zulüm ne zaman son bulacak, görüşleriniz nelerdir?" sorusu üzerine Erdoğan, şunları anlattı:
"Her şeyden önce olayı uluslararası bazda değerlendirmeyelim. Maalesef ülkemizde de aynı kafada olan, aynı yanlışı ortaya koyan siyasi liderler var. İşte şu anda muhalefetin bir kanadı örneğin benim Netanyahu ile adeta aynı çizgide olduğumu söyleyecek kadar Grup Toplantısında bir açıklama yapıyor. Filistin dendiği zaman, benim ciğerlerim adeta sese gelir ve o Filistin'in haritadaki yerini bilmeyecek kadar zavallıdır. Ben ise, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda 47'den bugüne bu terör devleti İsrail'in Filistin'i nasıl topraklarını işgal edip 47'den itibaren bugünlere geldiğini Genel Kurul'da haritayla göstermişimdir."
Gençlerin belki birçoğunun o konuşmayı izlediğini, 1947'den bugüne kadar nasıl o toprakların işgal edile-edile küçüldüğünü ve bugün adeta işgal devleti, terör devleti İsrail'in, Filistinlilere yaşanacak yer bırakmadığını anlattığını dile getiren Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Şimdi utanmadan sıkılmadan kalkıp beni Netanyahu ile aynı kefeye koyacak kadar ahlaksızlaşan bizde siyasetçi var. Ve bir kadın olması hasebiyle daha ileri gidecek değilim, ama ben bugüne kadar Netanyahu'yla bir araya gelmiş dahi değilim. Ben Şaron'la bir araya geldim, benim biliyorsunuz bir de yine İsrail'in Başbakanı ile Davos'ta bir maceram oldu. Davos'ta da o zamanki o İsrail'in Başbakanına verdiğim cevabı tüm dünya biliyor. Bunlar çünkü çocukları katlederler şehit ederler, kadınları katlederler şehit ederler, yaşlı insanları katlederler şehit ederler, siz busunuz dedim, bunu orada söyledim, Davos'ta söyledim, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda söyledim. Yani bunu söylemiş ve 40 yıllık siyasi hayatı özellikle bunlarla mücadele ede ede geçmiş olan bir Erdoğan'a sen bunu söyleyemezsin. Bu senin ne haddinedir, ne de sana böyle bir fırsatı kimse vermez. Bundan sonraki süreçte de bizim Filistinli kardeşlerimize olan desteklerimiz gerek insani yardım konusunda, gerek diğer konularda, şimdiden söylüyorum kendisine; bugüne kadar Filistin’e Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yapmış olduğu tüm destekler AK Parti iktidarı dönemindedir. Hanımefendi, önce bunu bir öğren, ne yapmışız bunu bir öğren. Hastanelerine varıncaya kadar biz bunları oralara yaptık. İnsani yardımları yaptık ve bunun dışında birçok desteklerimizi yaptık, yapıyoruz ve yapacağız. Bunu da tabii özellikle bilmesini isterim. Ama bilmez, bunların böyle bir derdi yok. Bunlar eninde sonunda nereye varırlar? Ha bunlar Esed’in yanında yer alırlar, bunlar Filistin’e karşı düşman olanların yanlarında yer alırlar. Bunlar ne derlerse desinler, Netanyahu hiçbir zaman bizim dostumuz olmamıştır, olmayacaktır ve biz de Netanyahu'ya karşı bugüne kadar verdiğimiz mücadele neyse, bundan sonra da ayın mücadeleyi vererek yolumuza devam edeceğiz."
"Bizim için Türkiye 780 bin kilometrekare değildir, bizim için her yer Türkiye'dir"
Üniversite eğitimini Türkiye'de tamamlayan Irak Türkmeni bir öğrencinin, Kerkük ve Musul'daki Türkmenlerin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı her zaman yanlarında hissettiğini belirterek, buradan kendisine büyük bir davet olduğunu ifade etmesi üzerine Erdoğan, Türkiye'den Türkmeneli ile çok çok aşırı ilgilenmelerinin birilerini yine rahatsız ettiğini söyledi. Erdoğan, "Ama rahatsız etse de etmese de Türkmeneli'ne biz şu anda verdiğimiz her türlü desteği vermeye devam edeceğiz." diye konuştu.
Türkmeneli'ne madden manen her türlü desteği verdiklerini vurgulayan Erdoğan, "Bunları sınıflandırmaya gerek yok, yani ne veriyoruz ne ediyoruz, bunları anlatmama gerek yok. Ama bunu Türkmeneli'ni yönetenler, Türkmeneli'ndeki kardeşlerim biz onlara ne gibi destekler veriyoruz, ne gibi yardımlar yapıyoruz bunları gayet iyi biliyorlar." diye konuştu.
Aynı durumun Filistin için de geçerli olduğunun altını çizen Erdoğan, "Yani Filistin'e biz ne veriyoruz, bunu Filistin'i yönetenler çok iyi bilir. Ve ben bunu buradan anlatıp da yani Türkiye'deki ana muhalefete, muhalefete ifade etmeme gerek yok. Benim için önemli olan, bu işi biz iktidara gelene kadar hiçbir Türkiye'deki yönetim kadroları bu tür destekleri Filistin'e vermedi, Irak Türkmeneli'ne vermediler ama biz verdik ve veriyoruz." ifadelerini kullandı.
Özellikle Kuzey Irak'ta PKK ile mücadele edildiğini vurgulayan Erdoğan, Başika'daki kampı oradaki zulmü durdurmak için kurduklarını ifade ederek, "Orada şu anda bizim üssümüz var, kampımız var ve bu kampla beraber de biz orada Türkmeneli'nde olsun, diğer yerlerde olsun yapılacak veya yapılmakta olan zulme karşı askerimizle yer aldık. Ve mücadelemizi de orada kararlı bir şekilde sürdürüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
"Bizim için Türkiye 780 bin kilometrekare değildir, bizim için her yer Türkiye'dir." diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Onun için de buralarda attığımız adımlar, Filistin'de de Kıbrıs'ta da Doğu Akdeniz'de de aynı şekilde Irak'ta da hep bunun içindir. Eğer bize bu soruları o soran zevat, muhalefet şu anda iktidarda olsaydı bizim Doğu Akdeniz'de halimiz haraptı. Biz Kıbrıs'ın çevresindeki bütün o haklarımız noktasında hiçbir şeyi hak edinemezdik. Bunlar bir tane sismik araştırma gemisi alamadılar, bir tane sondaj gemisi alamadılar. Ama biz sondaj gemilerini aldık, sismik araştırma gemilerini aldık, şu anda bizim 5 tane bu şekilde gemimiz var ve kimseye muhtaç değiliz."
Kendilerinden önce Türkiye'nin böyle bir imkanı olmadığını ve maliyetlerinin de çok çok büyük olduğunu anlatan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Ama biz bunların öyle bir zamanlamasını güzel yaptık ki bu zamanlamayla beraber de bu gemileri ülkemize kazandırdık. Şimdi de inşallah güzel müjdeler de alıyoruz, bu müjdelerle beraber de yakında inşallah petrol, doğal gaz, bunların haberini alırsanız şaşmayın. Bunları zaten aldığımız andan itibaren dünyanın Türkiye'ye bakışı çok daha farklı olacak. Bu bakımdan şu anda dünya bizi kıskanıyor, kıskanmakta da haklılar. Varsın kıskansınlar. Güney Kıbrıs ve Kuzey Kıbrıs. Niye rahatsızlar? Çünkü bizim gemilerimiz orada. Geçen gün açıklama yaptı arkadaşlarımız da. İnşallah 20 Temmuz'da ben Kıbrıs'ta olacağım ve Kuzey Kıbrıs'tan gerekli mesajları tüm dünyaya inşallah oradan vereceğim ve onun için Kuzey Kıbrıs'ta olacağım. Çünkü Kuzey Kıbrıs'ta bizim bulunmamız, Kuzey Kıbrıs'tan bizim vereceğimiz mesajlar sadece adayı değil tüm dünyayı ilgilendiriyor ve eğer siz bu kararlılığınızı göstermezseniz, bu duruşunuzu ortaya koyamazsanız, kimse sizi adam yerine koymaz."
Adada bir çok adım attıklarını ve bu adımları geliştirerek devam ettirdiklerini dile getiren Erdoğan, şunları söyledi:
"Şimdi havaalanı olarak iki tane havaalanı var Kıbrıs'ta; birisi işte Türkiye’de tüm vatandaşlarımın bildiği Ercan, birisi de tabii daha önce orada bulunan, ama biz orayı da şimdi bir değişikliğe sevk etmek suretiyle yeni bir isimle ve daha çok SİHA'larımızın ve İHA'larımızın yer aldığı alan. Bunları niye acaba bu denli hareketlendiriyoruz, sebep? Bölgede olabilecek herhangi bir saldırıda güçlü olmamız lazım. Güçlü olmak için de havada, karada, denizde her şeyinle var olacaksın. Peki, var mıyız? Evet, varız. Kaldı ki hepsini koy bir kenara, biz zaten şuradan hemen Anamur’dan, Mersin’den uçaklarımızı kaldırdığımız zaman, Adana’dan kaldırdığımız zaman, uçaklarımız anında nerede? Oradalar. Yani bizim için zaman mefhumu burada zaten yok. Bütün mesele nedir? Siz yere sağlam basacaksınız, özgüveniniz olacak. Türkiye olarak biz varız. "