Son zamanlarda tüm dünya gündemi olan siyonist işgal rejiminin yaptığı saldırıların yeni olmadığını, 73 yıldır bu zulmün günümüze kadar devam ettiğini belirten HÜDA PAR Genel Başkan Vekili Zekeriya Yapıcıoğlu, er ya da geç işgalci Siyonistlerin o toprakları terk etmek zorunda kalacaklarının söyledi.
İşgal rejiminin saldırıları ve karşısında verilen onurlu mücadeleyi konuğu olduğu TRT KURDİ TV kanalında değerlendiren Yapıcıoğlu, terör çetesinin sadece bu Ramazan değil her rahmet mevsiminde söz konusu vahşetini tekrarladığını belirterek Siyonist terör şebekesinin kendini devlet ilan ettiği 73 yıldan bu yana saldırıların devam ettiğini söyledi.
Yapıcıoğlu, "Hatta daha öncesine bakarsak 104 yıl önce Osmanlının yönetiminden çıkıp İngilizlerin hâkimiyetine geçtiğinden beri oradaki Müslümanlar bu acı ve zulmü yaşıyorlar. Müslümanları evlerinden edip mülklerine el koyuyorlar, mallarını talan ediyorlar, katliamlar yapıyorlar ve orada kaldıkları sürece de bu alçak saldırılarına devam edeceklerdir." dedi.
"İşgal çetesinin anladığı tek bir dil var, o da kuvvet dilidir"
HÜDA PAR olarak bu vahşi terörü sürekli tel’in ettiklerini ve Siyonist işgal rejimini devlet olarak tanımadıklarını söyleyen Yapıcıoğlu, "Her ne kadar kendilerini devlet olarak isimlendirseler de biz onları devlet olarak tanımıyoruz. Ne bir sınırları bellidir ne de kendilerini herhangi bir hukukla bağlı görmüyorlar. Terör çetesi olarak hareket eden, hukuki veya ahlaki herhangi bir sınır tanımayan işgalciler dizginlenmezse onların kendiliklerinden duracakları yoktur. Yani, Siyonist işgal çetesinin anladığı tek bir dil var, o da kuvvet dilidir." ifadelerini kullandı.
İşgal şebekesinin ümmetin suskunluğundan cesaret aldığının altını çizen Yapıcıoğlu, "Bir buçuk milyar Müslüman israile karşı mücadele etmiyoruz. İslam Ümmetinin kadınlarıyla, çocuklarıyla ve yaşlılarıyla birlikte toplam 2 milyon evladı 7 milyon siyoniste karşı mücadele ediyor. Bir yanda arkasına dünyanın süper güçlerinin ve sermayesinin desteğini almış, nükleer bombalara ve gelişmiş silahlara sahip silahları sahip işgal rejimi, diğer yanda ellerinde taş ve sopalarla kendini ve topraklarını savunan bir topluluk var. Bu insanlar acımasız bir kuşatma altındadırlar, bazen yiyecek ekmekleri yok, her gün elektrikleri kesiliyor, kapılar üzerlerine kapatılmış. Kimseden yardım almalarına fırsat vermiyorlar." şeklinde konuştu.
"Kudüs sadece Filistin davası değil, bütün ümmetin davasıdır"
Yapıcıoğlu, "7 milyonluk bir terör rejimine dünyada bulunan farklı inançlara sahip 3 milyar siyonist; mallarıyla, canlarıyla, silahlarıyla ve siyasi olarak destek verirken diğer yandan 2 milyon Filistinli taşlarla ve şimdi de kuşatma şartlarında kendileri yaptıkları füzeler ve diğer silahlarla mücadelelerini sürdürüyorlar. Buna rağmen yine de siyonistler korkuyor, dizleri titriyor." diye belirtti.
Siyonist çeteler, zulümlerini arttırdıkça sonlarının da o kadar yakınlaştığının altını çizen Yapıcıoğlu, "Kudüs sadece Filistin davası değil, bütün ümmetin davasıdır. Çünkü Mescid-i Aksa ilk kıblemizdir. Kur'an-ı Kerim'de Mescid-i Aksa zikredilmiş ve Allah-u Te'ala etrafını mübarek kıldığını bildirmiştir. Bu ayetten sonra el-Aksa’nın kutsiyeti tartışılamaz. "dedi.
"Dün Filistinlilere terörist diyen satılmış yöneticiler bugün cesaret edemiyorlar"
Hiçbir Filistinli kalmasa dahi diğer Müslümanlar Allah'ın izniyle Kudüs'ü siyonistlere terk etmeyeceklerine vurgu yapan Yapıcıoğlu, "Yaklaşık 100 yıl haçlı işgali altında kaldığında nasıl ki Selahaddin çıkıp müminleri etrafına toplayarak Kudüs'ü o esaretten kurtardıysa, Allah'ın izniyle Selahaddin'in torunları da yine 100 yıldır esaret altında olan Kudüs’ü kurtaracaktır." ifadelerini kullandı.
Siyonistlerin güç ve kuvvetlerini ellindeki ileri teknoloji veya silahlardan daha fazla ümmetin parçalanmışlığından aldıklarına dikkati çeken Yapıcıoğlu, "Bunun yanında İslam ülkelerinin satılmış yöneticilerinden destek alıyorlar. Biz daha önce de dedik, İslam ülkelerinin yöneticileri siyonist işgale direnen izzetli müminlere terörist demeleri ümmetin o aziz evlatlarının ve direnişlerinin meşruiyetine zarar vermez ama onları gayrı meşru ilan edenler kendi meşruiyetlerini kaybedecekler. Daha düne kadar şerefleriyle direnenlere terörist diyenler, bugün idare ettikleri İslam ülkelerinde halkın direnişe desteğinden dolayı buna cesaret edemiyorlar." şeklinde konuştu.
"Siyonistler oranın sahibi değil, işgalcidirler.
İşgalcilerin yerli olmadığını diğer ülkelerden gelerek Filistin'i işgal ettiklerini hatırlatan Yapıcıoğlu, "Bugün 'burası bizim topraklarımızdır' diyenlerin yüzde 99'u sonradan oralara yerleştirilmiştir, dedelerinin başka ülkelerde yaşamıştır. Buranın asıl sahipleri orada mücadeleye devam edenler ve baskı ve zulümlerle oradan çıkarılıp Lübnan, Suriye, Ürdün, Mısır ve hatta Türkiye'ye yerleşmiş Filistinlilerindir. İnşallah o Filistinliler de bir kendi topraklarına geri dönecekler." diye belirtti.
Yapıcıoğlu, "Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki bugün orada direnen Müslümanlardan başka belki yine onmilyonlarca insan Kudüs davası için canını feda etmeye hazırdır. Ama bugün Filistinllierin savaşmak için askere ihtiyacı yok. Elhamdulillah taşlarla dahi olsa gençleriyle çocuklarıyla siyonistlerle savaşabiliyorlar. Şu anda onların ihtiyacı siyonistlerin yaptığı zulmün basın-yayın yoluyla veya sosyal medya aracılığıyla dünyaya duyurulmasıdır. Bu savaşlarda yıkılan binaların ve altyapının tamiri, tahrip edilen tarım arazileri ve tıbbi ilaçların yeniden temini için maddi desteğe ve savaşa devam edebilmeleri için de askeri desteğe ihtiyaçları var." dedi. (İLKHA)