Doğruhaber - Ramazan Yusuf

Bugün hükümete yakın haber sitelerinden birinde şöyle bir haber çıktı:

Son dakika: Türkiye'den kritik İsrail kararı!

Türkiye, koronavirüs önlemleri kapsamında, İsrail'den gelen yolcular için PCR testi zorunluluğunun yeniden getirildiğini duyurdu.

Türkiye, koronavirüs önlemleri kapsamında daha önce yurt dışından gelen yolcular için zorunlu kıldığı PCR testi uygulamasını 13 ülkeden gelen yolcular için kaldırıldı.

Daha önce belirlenen ülkelerde adı geçen İsrail ise listeden çıkartıldı. İsrail'den Türkiye'ye gelecek yolcular PCR testi ibraz etmek zorunda kalacak.

Görüldüğü gibi haberci, metnini yazarken cümlelerini ve kelimelerini özenle seçmiş. Haber öyle büyük bir zafer edasıyla hazırlanmış ki; okuyucu, Türkiye halkının, Hükümetten ve Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'dan beklentisinin karşılandığı hissine kapılsın.

Mesela haberin başlığı: Son dakika: Türkiye'den kritik İsrail kararı!

Ne yani, zaten hali hazırda onlarca ülke vatandaşı için yürürlükte olan bir karar Siyonist rejim vatandaşlarına uygulanınca çok kritik ya da incitici mi oluyor.

Yahut da şu cümle: İsrail'den Türkiye'ye gelecek yolcular PCR testi ibraz etmek zorunda kalacak.

Evet zorunda kalmaları, zorunda kalmamalarından çok daha iyidir!!!

Oysa uluslararası ortamı azıcık bilen, hatta bu konuda hiç bir bilgisi olmasa dahi haberleri düzenli olarak takip eden her okuyucu, bu habere bıyık altından gülecektir. Nitekim haberin altına atılan ve sitenin kendi kullanıcı kitlesinden gelen yorumlar da tam olarak Türkiye vatandaşlarının ne düşündüğünü vurgular nitelikte.

İşte o yorumlardan bir kaçı:

Börü rumuzlu kullanıcı: Ülkeye aldığınız hata.! Ne pcr si ya?!

Muhammet Bedel rümuzlu kullanıcı: Ülkeye sokmayalım hakkımı helal etmem devlete .zaten vebalini veremeyecez hiç olmaz ise duruşumuz olsun

Vatandaş rümuzlu kullanıcı: PRC ye gerek yok hiç gelmesinler. Kendi ülkesinde kendi askerleri çocukları katlederken susanlar gelmesin.

Miraç Kaplan rumuzlu kullanıcı: Bu kadar mı yaptırımınız bravo çok cesurca!

Görüldüğü gibi, gazete kendi kitlesini dahi ikna edememiş, edemez de. Çünkü Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'ın da sürekli dediği gibi: Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz...

Cumhurbaşkanımızın Filistin için yaptıklarını inkar etmiyoruz tabi. Şimdi burada "one minute"tan başlayıp da "Siz çocuk öldürmeyi çok iyi bilirsiniz" çıkışına kadar bir dizi anekdotu aktarmaya kalkışırsak, bu yazı bitmez, okuyucu da çeker gider. Ama halihazırda devam eden süreçte halkın Cumhurbaşkanımızdan beklentisi, yapılanın çok çok üzerinde olduğu da bir gerçek.

Öncelikle Siyonist devlete karşı çok daha ciddi kararlar alınmalı.

Mesela;

-Siyonist rejimin Türkiye Büyükelçisinin çağırılmasıyla başlanabilir. Bakın sınır dışı edilmesinden bahsetmiyoruz bile, sadece çağrılması diyoruz. Sahi devlet büyükleri Kudüs ve Gazze'deki zulümlere bu kadar tepkiliyken ve vicdanları, öldürülen çocuk ve kadınlardan dolayı bu denli incinmişken, neden hala İşgal devletinin Büyükelçisi çağrılıp da şöyle güzel bir fırçalanmadı.

-Büyükelçinin çağrılması yetmez tabi, ikinci adımda sınır dışı edilmelidir. Tabi şimdi diyebilirsiniz ki, henüz çağrılma işlemi dahi yapılmamışken, sınır dışının bir hayalden ibaret olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. O sizin yorumunuz, ben ümitvar olmadan yanayım.

-Tabi bu da yetmez Siyonist rejim tüm yönleriyle, özellikle de askeri alanda boykot edilmelidir.

-Tüm bürokratik irtibatlar derhal kesilmelidir.

-Uluslararası alanda İşgalin son bulması için en üst düzeyden irtibatlar kurulmaya başlanmalıdır.

-Bu sözlerimiz Cumhurbaşkanımız Recep Tayip Erdoğan'ın şahsında Türkiye'deki tüm devlet erkamınadır. Bir sözümüzde siz sevgili halkımız için var:

Olur ki kuş taşa çarpar da, mevzubahis adımların hepsi atılırsa, Türkiye çok yoğun bir dış baskı ve boykota maruz kalacaktır. Ekonomi çökme noktasına gelecek, çarşıda pazarda gıdadan inşaat malzemesine, her türlü ürünün fiyatı tavan yapacaktır. O gün geldiğinde, ısrarla bu adımları atmasını istediğiniz Cumhurbaşkanını daha ilk seçimde tepe taklak etmeyesiniz sakın.

Wesselam...