DOĞRUHABER / Hasan Işık

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü dolayısıyla bir açıklama yaptı. Ülkemizdeki çiftçilerin yaşadığı zorlukları, gelecek kaygılarını ve çözüm önerilerini aktaran Bayraktar, salgın sürecinde tüm kesimlere “evde kal” çağrısı yapılırken çiftçilerin sofralar gıdasız kalmasın diye canla başla üretmeye devam ettiğini vurgulayarak şunları söyledi: “Bu süreçte tarımın ve çiftçilerimizin önemi çok daha iyi anlaşıldı. Hepimiz biliyoruz, hastalıklarla mücadelede yeterli ve dengeli beslenme, en az ilaç kadar önemli. O nedenle, tarım ve gıda sektörü durursa hayat durur. Biz üretemezsek Türkiye aç kalır. Fedakâr çiftçilerimiz hayat durmasın diye uğraştı, didindi ve gıda arzında kesinti yaşanmasına müsaade etmedi.” Dedi. Bayraktar, üretimin artması için çözüme kavuşturulması gereken başlıca sorunları da şöyle sıraladı:

ELEKTRİK BORÇLARI NEDENİYLE TARIMSAL DESTEKLERE KONULAN BLOKELER KALDIRILMALI

 “Gübre, elektrik, ilaç, yem gibi girdiler ile sulama ücretlerindeki artış tarımsal üretimi olumsuz etkilemektedir. Gübre fiyatları üretimde önemli bir kriterdir. Fiyatlar arttığında kullanım azalmakta, yeterli ve kaliteli bir üretim sağlamak güçleşmektedir. Girdi fiyatları makul seviyelere çekilmelidir. Çiftçilerimizin sulama birlikleri ve elektrik şirketlerine olan borçları nedeniyle tarımsal desteklere konulan blokeler kaldırılmalıdır.”

BORÇLAR FAİZSİZ OLARAK UZUN VADELİ YAPILANDIRILMALI

“Üreticilerimiz, yapılandırma sonrasında bile kredi borçlarının ödenmesi konusunda büyük sıkıntı yaşamaktadır. Beklentimiz çiftçilerimizin bankalara ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan kredi borçları ile elektrik, sulama, BAĞ-KUR primleri gibi borçlarının faizsiz olarak uzun vadeli yapılandırılmasıdır. Ayrıca BAĞ-KUR primlerinde indirime gidilmelidir. Destek miktarları girdi fiyatlarında yaşanan artışlar göz önünde bulundurularak artırılmalıdır. Çiftçilerimize ek destek verilmelidir.

SPEKÜLATİF HAREKETLER DENETİMLERLE KONTROL ALTINA ALINMA

“Et ve süt fiyatlarındaki dengenin üretici ve tüketici aleyhine bozulmasını önleyecek tedbirler alınmalı, sektör desteklenmelidir. Gerektiğinde Et ve Süt Kurumu piyasaya müdahale etmelidir. Bazı gıda ürünlerinde spekülatif olarak yaşanan fiyat artışları, üretici-tüketici makasının açılmasına neden olmaktadır. Bu durum hem üreticilerimizi hem de tüketicileri olumsuz etkilemektedir. Üreticilerimiz ürününü düşük fiyatla satarken tüketici pahalıya almaktadır. Bu spekülatif hareketlerin denetimlerle kontrol altına alınması gerekmektedir.”

“TMO TARAFINDAN PATATES SOĞANIN ALINMASI ÜRETİCİYİ MEMNUN ETMİŞTİR”

Bayraktar, üreticinin elinde kalan patates ve soğanın TMO tarafından alınmasının olumlu bir karar olduğunu belirterek bu kararı şöyle değerlendirdi: “Karar ayını zamanda piyasada patates ve soğan fiyatlarının yükselmesini sağlamış, üreticilerimiz tarafından memnuniyetle karşılanmıştır ancak üreticimizin ürettiği ürünlerde fiyat istikrarının sağlanması için üretim planlaması yapılmalı, sözleşmeli üretim yaygınlaştırılmalı, ürün ihtisas havzaları ve piyasa düzenleyici kuruluşlar oluşturulmalı, üretim doğru yerde, doğru zamanda ve doğru miktarlarda ekonomik olarak iç ve dış talebe göre planlanmalıdır. Üretici örgütlenmesine önem verilmeli, üretim maliyetleri düşürülmeli, tarımsal ürünler üreticiden tüketiciye örgütlü bir yapıyla ulaştırılmalı, pazarlama sorunlarına çözüm getirilmesi için tüm ilgili kurum ve kuruluşlar iş birliği içinde çalışmalıdır.

“KURAKLIKTAN ZARAR GÖREN ÜRETİCİLERİMİZE DEKAR BAŞINA 150-200 TL ‘KURAKLIK DESTEĞİ’ VERİLMELİDİR”

TZOB Genel Başkanı Bayraktar, “21 Mart 2020 tarihinde, “Aralık ayı ortalarına kadar yağış alamazsak risk daha çok artacak. 2021 yılı 2020 yılından daha riskli çünkü bu risk kuraklığa yol açacaktır. Ülkemizdeki kuraklık, üretimi olumsuz etkileyecektir” sözleriyle yaptığım açıklamadaki öngörümüz maalesef gerçek oldu ve bugün ülkemiz genelinde 22 ilimizde kuraklık yaşıyoruz” dedi. Bayraktar, geçtiğimiz günlerde yaptığı “Türkiye Ziraat Odaları Birliği 2020-2021 Tarımsal Üretim Dönemi Kuraklık Risk Tahmin Raporu”nu da hatırlatarak, “Ülkemizde şu an 22 ilde tarımsal kuraklık yaşanıyor. Geçen yıl 20 milyon 500 bin ton olan rekoltenin yüzde 9,75’inin kuraklığa bağlı olarak azalacağı ve 2021 yılında yaklaşık 18 milyon 500 bin ton olacağı tahmin edilmektedir. Bu da geçen yılın buğday rekoltesine göre yaklaşık 2 milyon ton kayıp demektir” diye konuştu. Kuraklığa bağlı rekolte düşüşünün daha da artabileceğine dikkati çeken Bayraktar, “Kuraklıktan zarar gören üreticilerimizin mağduriyetlerinin giderilmesi için üreticilere dekar başına 150-200 TL ‘Kuraklık Desteği’ verilmelidir” dedi