Siyonist işgalci rejimin Mescid-i Aksa'ya yönelik saldırıları sürerken buna karşı tepkiler de gelmeye devam ediyor.
Tüm yurtta olduğu gibi Malatya'da da işgal rejiminin Kudüs ve Gazze'de Filistinlilere yönelik saldırıları ve Filistinlilerin Kudüs'ün Şeyh Cerrah Mahallesi'ndeki evlerinden zorla çıkarılmak istenmesi basın açıklamasıyla protesto edildi.
Malatya'daki STK'ların Büyükşehir Belediyesi yanındaki otopark alanında düzenlediği basın açıklamasını Genç Memur-Sen Malatya İl Temsilcisi Oğuzhan Önver okudu.
"Egemenlerin kurguladığı sistemin oluşturduğu kirli düzeni görmezden gelenler, siyonistlerin kanlı stratejisinin küresel ölçekte desteklenmesine sebep olmaktadır"
İnsan olmanın onurunu ve imanın izzetini korumak adına çoluk çocuk demeden, kadını erkeğiyle, genci yaşlısıyla canını ortaya koyan Filistinli yiğitlerin mücadelesine omuz vermek adına bir araya geldiklerini kaydeden Önver, şunları kaydetti:
İnsan olmanın asgari şartı bugün bu meydanda toplanmaktır. Covid'i stratejik bir aparata dönüştüren, insanlığın bu zayıf anında hayasızca ilk kıblemiz Mescid-i Aksa'ya saldıran terörist israilin yaptıklarını telin etmek, asgari bir durum arz etmektedir. Fakat biz şunu da biliyoruz; ziyanda olan bu asırda, başta ABD olmak üzere sistemin egemenleri ve maalesef onların kurguladığı sistemin oluşturduğu kirli düzeni görmezden gelenler, terörist israilin kanlı stratejisinin küresel ölçekte desteklenmesine sebep olmaktadır. Kirli medya düzeniyle, artık her neresinden bakarsanız bakın adaleti değil güçlünün kanlı düzenini perdelemekten başka işlevi olmayan uluslararası hukukuyla bu sistem, bu düzen kanı ve terörü desteklemektedir. Onun için terörist israil bu kadar fütursuz, bu kadar hayasız davranmaktadır. Onun için israil, kan ve vahşetle şekillendirdiği işgal stratejisini devam ettirmektedir. Tam da bu yüzden, herkes sussa da Filistin'de, Kudüs'te bizim canımız ciğerimiz dediğimiz kardeşlerimize karşı sürdürülen terör politikalarına karşı haykırmaya, bu kirli düzenin üzerini örtmeye çalıştığı hakikati yılmadan, usanmadan hatırlatmaya ve gerçekleri yüzlerine çarpmaya devam edeceğiz. Nasıl ki orada kardeşlerimiz direniyor… Biz de burada direnmeye devam edeceğiz bu kör düzene karşı. Yılmayacağız! Usanmayacağız! Orada, insanlığın haremine yapılan saldırılara karşı direnen yiğitlerin sesi olacağız, sözü olacağız, bu küresel kirli stratejiye karşı biz de burada direneceğiz.
"Korku ve şiddet üzerine inşa edilmiş hiçbir sistem ayakta kalamaz"
İşgal rejiminin bir yalan üzerine kurulduğunu anımsatan Önver, "Siyonist rejimin oluşturduğu bu yalan düzen elbette yenilecek, bunu imanımız kadar biliyoruz. Kimileri, gücün oluşturduğu anaforda bunu göremeyebilir, susabilir. Fakat biz zulmün abad olamayacağına iman etmişiz. Filistin'de, teknolojiye sırtını dayamış küresel Ebrehe'nin fillerine karşı taşla-sapanla direnen ebabillerin galip geleceğini göreceğiz hep birlikte. Ne var ki, terörist israilin oluşturduğu kanlı politikalara karşı kulaklarını tıkayıp başını kuma gömenlerin büyük bir hüsrana uğrayacaklarını da hatırlatmak isteriz. Biz biliyoruz ki; israil, asırlara sari getto kültürüyle o bölgede hep düşman üreterek var olmaktadır. Evet, israil, korkularının esiridir. Ve israil, holokost endüstrisinden beslenen lobilerin esiri olduğu için şiddeti, politikalarının merkezine koymuştur. Kimileri bu söylediklerimizi hamaset diyebilir… Fakat biz imanımızla buradayız, yüreğimizle buradayız ve tarihi şuurumuzla buradayız. Tam da bu sebepten diyoruz ki, korku ve şiddet üzerine inşa edilmiş hiçbir sistem ayakta kalamaz. Korku ve şiddetin üreteceği tek şey vardır o da terör. israilin bu bölgeye yerleşme sürecine bir bakın, temelinde terör göreceksiniz. israilin sözde kurucusu ve sözde ilk cumhurbaşkanı Ben Gurion ve ondan sonra görev alan birçok yöneticisi, terör ve tedhiş hareketlerinin içinde bulunmuş kişilerdir. Yani israilin temelinde terör vardır, kan vardır, kin vardır ve ırkçılık üzerine bina edilmiştir. Siyonist rejimin oluşturduğu ipe sapa gelmez kör bir inanç vardır." diye belirtti.
"Tarih israili devlet olarak, bilim siyonizmi fikir olarak reddetmiştir"
Önver, "Siyonistlerin ilk saldırılarını hatırlamadan… işgal edilen ilk şehir Hayfa'yı hatırlamadan… İki yüzlü emperyalistlerin çatışmayla bölgeler teorisini bilmeden… Mescid-i Aksa'ya yapılan saldırıları anlayamayız. Va'd edilmiş topraklar bu kanlı sistemin motivasyon kaynağıdır. Holokost endüstrisinden beslenen lobiler, bu kanlı çarkın başındaki yapılardır. Ve maalesef bu yapılarla iş birliği yapan nevzuhur devletçikler, kabileci kafalar, mücadeleyi içten baltalamaktadır. Ama bu bir mücadeledir: Hak ve batılın mücadelesi. Evet, bu insanlık ve adalet mücadelesidir. Bugün israil ve onu destekleyenlere karşı, onunla iş birliği yapanlara karşı verilecek mücadelenin sonunda insanlık adalete ulaşacaktır. Tarih israili devlet olarak, bilim siyonizmi fikir olarak reddetmiştir. Bu açık ve net. Şimdi sıra Müslümanlarda ve dünyanın tüm iyi insanlarında. israili kanıyla, kiniyle ve kiriyle, zulmü ve terörüyle zihinlerimizde reddetmenin, işgalci olduğu coğrafyadan ve sistemlerden defetmenin vaktidir. Bakınız; bir Filistinli çocuğun gözünden düşen bir damla bugün insanlığın bütünü için Nuh Tufanı hükmündedir. Hepimizi kurtaracak Nuh'un gemisi ise israile karşı dirayet, Filistin'de, Kudüs'te ve Mescid-i Aksa'da adalet için mücadeledir. Bunun yolu da hükmü de bellidir: Adı Filistin, başkenti Kudüs, manevi zemini Mescid-i Aksa olan Bağımsız ve Özgür bir devlettir." diye anımsattı.
"Herkes bilsin ki, Mescid-i Aksa barış dini İslam'ın ve Müslümanların mabedidir. Mescid-i Aksa özgürleşmeden dünyada özgürlükten bahsedemeyiz"
Siyonizmin bilindik ilizyonlarına aldırış etmeden, kapitalizm ve emperyalizmin sığınağı söylemlerin tazyikine kapılmadan bu kutlu mücadeleye devam edeceklerini ifade eden Önver, açıklamasında Kur'an-ı Kerim'den Asr Suresi'ni okuyarak şöyle devam etti:
Asra yemin olsun ki, insan mutlaka ziyandadır. Ancak iman edenler, salih amel (iyi işler) işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye eden ve sabrı tavsiye edenler bunun dışındadır.' İlahi hükmünce hareket edip adalet sağlanıncaya, Mescid-i Aksa ve Kudüs özgürleşinceye ve dahi Filistin bağımsızlığına kavuşuncaya kadar mücadele devam edeceğiz. Herkes bilsin ve duysun ki, Mescid-i Aksa barış dini İslam'ın ve Müslümanların mabedidir. Bununla birlikte, bu kutlu mabed barış ve huzur için bütün insanların haremidir. Herkes bilsin, duysun ve inansın ki; Kudüs Filistin'dir. Kudüs İslam şehridir. Kudüs, bütün inançların medeniyet birikimidir. Ve herkes şunu görecek ki; Filistin, özgür ve bağımsız yaşayacak. Filistin, siyonist işgalden, Filistinliler siyonist vahşetten çok yakında azade olacak. İnanıyor ve iman ediyoruz, zulüm değil adalet hâkim olacak. Kurucumuz Mehmet Akif İnan ağabeyin satırlarında derç edilen kucaklaşma gerçekleşecek, Aksa'da siyonist postal izleri temizlenecek, insanlık ve Müslümanlar ve onlara kulak veren devletler hem küresel hem de diplomatik intifada başlatacaklar. Biz buna varız. Biz, duyarlı Malatya Sivil Toplum Kuruluşları olarak tüm sivil toplum kuruluşlarına ve adalet arayışı içinde olan her kesime bu mücadelede yerini alması için bir çağrıda bulunuyoruz. Kudüs'te adalet bütün dünyada adalet demektir. Çünkü adaletin düşmanı siyonizm ve onun beslendiği emperyalizmdir. Mescid-i Aksa özgürleşmeden dünyada özgürlükten bahsedemeyiz. Çünkü özgürlüğün en büyük düşmanı siyonizmin yeşerdiği bu kirli düzendir.
Basın açıklamasının ardından kalabalık araç konvoyu şehir merkezinde tur atarak, Filistin'e destek ve terör rejimine lanet yağdırdı. (İLKHA)