Dünya Müslümanları tarafından 1979 yılından beri Ramazan ayının son Cuma günü, "Dünya Kudüs Günü" olarak idrak ediliyor.

Bugünde düzenlenen çeşitlik etkinlik ve programlarla "Kudüs" ile ilgili farkındalık oluşturularak, Kudüs'ün Müslümanlar için önemine dikkat çekiliyor.

Dünya Kudüs Günü münasebetiyle İLKHA'ya konuşan ASTP Başkanı Mustafa Kır, Müslümanların kurtuluşunun Kudüs ile Kudüs'ün kurtuluşunun ise Müslümanlar ile mümkün olduğunun altını çizdi.

 

"Filistinli kardeşlerimiz işkencelere maruz kalmakta ve topraklarını kaybetmektedir"

Kır, "Bugün Dünya Kudüs Günü. 1979 yılından beri 42 yıldır İslam ülkelerinde Kudüs davasını, Kudüs sevdasını diri ve canlı tutmak amacıyla Kudüs'ün, Filistin'in ve Mescid-i Aksa'nın sorunları her yıl Ramazan ayının son Cuma günü dünya genelinde dile getirilmektedir. Buradan işgalci israili şiddet ve nefretle kınıyorum. Kudüs'ün muhafızlığını murakıplığını yapan kardeşlerimize selam ve saygılarımı sunuyorum. Özellikle 9 Aralık 1917'de Filistin'in Osmanlının himayesinden çıkmasıyla başlayan ve 100 yılı aşkın bir süredir Filistinli kardeşlerimiz dünyanın en acı ve zalimane zülüm ve işkencelerine maruz kalmakta ve topraklarını kaybetmektedir." dedi.

"Siyonist işgalciler Kudüs'ü Yahudileştirmektedir"

"Kudüs, Hazreti Muhammed'in (Sallallahu Aleyhi Vesellem) Müslümanlara bıraktığı emanettir." diyen Kır, "Üzülerek ifade edeyim ki başta Birleşmiş Milletler olmak üzere bütün dünya İslam devletleri Filistin'de yapılan zülüm ve işkencelere maalesef seyirci kalmaktadır. israil zülüm ve işkencelerini, işgallerini artan bir tempo ile devam ettirmekte. Salgın günlerinde şu mübarek Ramazan ayı içerisinde israil hem Filistinli kardeşlerimizin Mescid-i Aksa'ya gitmelerini ibadet etmelerine engel olmakta hem de Mescid-i Aksa'nın Kudüs'ün Şeyh Cerrah Mahallesinde bulunan Müslüman kardeşlerimizin evlerini ve meskenlerini maalesef uyduruk bir mahkeme kararıyla ellerinden almakta ve ellerinden alınan bu yerlere de Yahudileri yerleştirmektedir. İşgalci rejimin yayılmacı politikası sebebiyle akıl almaz hukuksuzluklar vuku bulmaktadır. israil kazı veya çevre düzenlemesi adı altında Mescid-i Aksa'nın altını oymakta, çevre düzenlemesi adı altında yapılan meskenlerden Müslümanları çıkarmakta ve çıkarılan yerlere Yahudileri yerleştirerek adeta Kudüs'ü Yahudileştirmektedir."

Ankara Sivil Toplum Platformu Başkanı Mustafa Kır

"İİT hem İslam davasına hem de Kudüs davasına ihanet etmektedir"

Konuşmasının devamında Kır, şunları aktardı:

"israilin zülüm ve işkenceleri devam ederken İslam ülkelerin tavırları bu zülüm ve işkencelere sadece seyirci kalmakla yetmiyor. 1969 yılında kurulan İslam Konferans Örgütü daha sonra 1970 yılında İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ismini aldı. Bu teşkilat, Filistinlilerin kaybedilen toprakları, temel hak ve hürriyetlerini iade etmek ve Kudüs'ü özgürleştirmek amacıyla kurulmuştu. Maalesef bugün İİT'in kurucusu kurucu üyesi olan Sudi Arabistan ve İslam Konferans Örgütüne ev sahipliğini yapan Fas, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Umman, Bahreyn ve Mısır gibi ülkeler siyonist israilin yaptığı zülüm ve işkenceleri gördükleri halde 'Normalleşme Antlaşması' imzalayarak adeta israilin yapmış olduğu zülüm ve işkenceleri meşrulaştırmaya çalışmakta ve onlara moral destek vermektedir. İİT ise bu olup bitenlere seyirci kalmaktadır. İİT öyle ki 1 milyar 750 milyonluk nüfusu ve ekonomik gücüyle Birleşmiş Milletlerden sonra dünyanın en büyük kuruluş örgütü. Ama böyle bir örgüt maalesef kendi kuruluş ilkelerine ve inanç değerlerine aykırı davranmak suretiyle hem İslam davasına hem de Kudüs davasına ihanet etmektedir." ifadelerini kullandı.  

"Artık kınamak çözüm değil çözüm kıyamdır"

İşgalcilerle normalleşmenin döneklik ve Kudüs davasına ihanet olduğunu dile getiren Kır, "Artık bıçak kemiğe dayanmıştır. Kudüs sadece Filistinlilerin sorunu değildir. Peygamber Efendimizin Mescid-i Aksa ile ilgili tavsiyeleri olmuştur. Kudüs İslam beldesi ve İslam coğrafyasıdır. Kudüs İslam'ın ilk mescididir. Kudüs Müslümanların il kıblesidir. Dünyanın en büyük ikinci en eski büyük mescididir. Kudüs Peygamber Efendimizin Miraç durağıdır. Kudüs bir Osmanlı bakiyesidir. Kudüs Peygamber Efendimizin de Filistinlilere Araplara değil ümmete olan emanetidir. Bugün Müslümanlar bu emanete sırt çevirmekte, maalesef israilin yapmış olduğu zülüm ve işkenceler karşısında kınamadan öteye bir çözüm bulamamaktadır. Artık kınamak çözüm değil, çözüm kıyamdır, çözüm ayağa kalkmaktır, çözüm israilin fiili olarak yapmış olduğu zülüm ve işkencelere karşı filli olarak cevap vermektir." şeklinde konuştu.

"Bir buçuk milyardan fazla olan İslam coğrafyası Kudüs'e İslam barış gücü gönderilmeli"

Kudüs'ü eli kanlı işgalcilerin insafsızlığına terk etmenin emanete ihanet olduğunu belirten Kır, "14 Mayıs 1948'de siyonist devletin kurulmasıyla birlikte 15 Mayıs'ta 24 saat içerisinde 15 bin Filistinli kardeşimiz katledildi. 500'den fazla Filistin köyü haritadan silindi. 800 bin Filistinli topraklarının dışına sürüldü. O 800 bin Filistinlinin bugün nüfusu 6 milyondur. Kendi topraklarına hasrettirler. O topraklara ziyaret etmek için bile giremiyorlar. Bir buçuk milyardan fazla olan İslam coğrafyası bugün kendi sorumluluğunu müdrik bir şekilde ortaya çıkmalı gerektiği zaman Kudüs'e, Batı Şeria'ya İslam barış gücü gönderilmeli ve oradaki Müslüman kardeşlerimizi israil tarafından yapılan zülüm ve işkencelerine engel olmalıdır." dedi.

"Siyonist işgalciler güçlü olduğu için zulmetmiyor dağınıklığımızdan cesaret alıyor"

Kudüs kurtarılmayı ve kucaklanmayı beklemekte olduğunu hatırlatan Kır, "Biz halen sadece sözde kalıyoruz. israile olan ekonomik, siyasi, diplomatik ilişkilerimizi sürdürüyoruz. Onlar saldırdıkça göstermelik bir gaz alma babından bir kınama mesajı yayımlıyoruz. Biz kınıyoruz israil zülüm ve işkencelerine devam ediyor. Müslümanların konumunu, durumunu siyonist israil kanıksamıştır. Ne yaparlarsa yapsınlar artık kınamaktan öteye bir şey yapmayacaklarını bildikleri için bu zülüm ve işkencelerini sürdürmektedirler. 100 yılı aşkın süreden beri Kudüs muhafızları kardeşlerimiz murabıtları canları pahasına bütün işkence ve zulümlere meydan okuyarak Kudüs'ün onurlu bir koruyucusu olarak hayatlarını devam etmektedirler. Onlara selam ve saygılarımı sunuyorum. Şimdiden Ramazan Bayramlarını tebrik ediyorum. İnşallah bütün Müslümanlar Kudüs'ü kurtarmak için Kudüs ile kendilerini kurtarmak için İslam kardeşliğine sarılırlar. Kudüs'ü kurtaracak başka bir formelimiz ve reçetemiz yok. Bugün israil güçlü olduğu için bu zulümleri yapmıyor, Müslümanlar dağınık ve parçalanmış oldukları için bu gücü kendisinde buluyor. Çözüm Müslümanların birleşmesidir ve İslam kardeşliğinde buluşmasıdır. Temennimiz, inşallah yakın bir zamanda kendi içerisindeki vuruşmaları bir kenara bırakıp aklımızı başımıza toplayarak kendi kardeşlerimize Müslüman kardeşlerimize, bir arada, güç birliği oluşturarak gönül birliğini güç birliğine dönüştürerek bu işin üstesinden inşallah geliriz, Özgür Kudüs'ü inşa ederiz." dedi. (İLKHA)