DOĞRUHABER / ABUZER ATASOY
Siyonist işgal rejiminin Mübarek Kudüs ve Mescid-i Aksa topraklarına karşı baskı ve zulüm politikalarını çoğalttığı bir dönemde, Dünya Kudüs Günü münasebetiyle tüm dünya Müslümanlarından önemli açıklamalar gelmeye devam ediyor. Bu önemli günde gazetemize açıklamalarda bulunan HAMAS Sözcüsü Sami Ebu Zuhri, 1948 İslami Hareketi Başkan Yardımcısı Şeyh Kemal Hatip ve HÜDA PAR Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Eşin, İslam ümmetine seslenerek önemli mesajlar ilettiler.
“KUDÜS HAYATIMIZDAKİ HER GÜNDE İLK GÜNDEMİMİZ OLMALIDIR”
Gazetemizde konuşan 1948 İslami Hareketi Başkan Yardımcısı Şeyh Kemal Hatip öncelikle Kudüs’ün Müslümanlar için sadece bir gün veya aya sığdırılamayacağını belirterek “Kudüs için yılın bir günü veya belli bir döneminde siyonist işgalciye karşı durmamız kesinlikle yeterli gelmeyecektir. O yüzden Kudüs hayatımızdaki her günde ilk gündemimiz olmalıdır.” dedi.
Kudüs’ün sadece Filistinlilerin ve Arap halkların meselesi olmadığını belirten Hatip, “Kudüs ve Mescid-i Aksa Müslümanların ilk kıblesi ve peygamber efendimizin Miraç mucizesinde götürüldüğü yer olduğu için sadece Filistinlilerin veya Arapların değil tüm Müslümanların meselesidir” dedikten sonra: “İşte bundan dolayı Kudüs topraklarını siyonist işgal güçlerinin kirli ellerinden kurtarmak için tüm Dünya Müslümanları fiili olarak çaba ve gayretleri ile bu yolda birleşmeli ve bu çabayı sadece bazı günlere mahsur kılmamaları gerekmektedir.” ifadesini kullandı.
FİLİSTİN BİRLİKTELİĞE ŞİMDİ DAHA MUHTAÇ
Kemal Hatip, Siyonist işgal güçlerinin son günlerde başta Şeyh Cerrah mahallesinde olmak üzere Filistin’e yönelik baskı ve zulümlerini arttırdığı ve Mescid-i Aksa’ya yönelik büyük bir baskın düzenlediği böyle kritik bir dönemde tüm dünya Müslümanlarının Filistinli kardeşlerinin yanında olduklarını belirtmelerinin çok önemli olduğunu belirtti.
HAİN REJİMLER YİNE İŞ BAŞINDA
“Esefle belirtmek gerekir ki siyonist işgal rejiminin Mescid’i Aksa’ya yönelik planladığı kirli baskın planında, işgalci siyonistler ile normalleşme için can atan bazı Arap ülkeleri sessiz kalmak bir yana, bilakis bu çirkin saldırının gerçekleşmesi için ellerinden gelen her şeyi yapmaktalar.” diyen Hatip, hain rejimlerin bu çirkin girişimleri ile işgalci siyoniste güç verdiğinin altını çizdi. Kemal Hatip, Siyonistlerle normalleşerek ümmeti ilgilendiren diğer konularda olduğu gibi Filistin meselesinde de ihanet içinde olan hain rejimlerin, bu adımları sebebiyle işgalci siyonistlerin Mescid-i Aksa ve Kudüs’e yönelik işledikleri suçlar konusunda yerinde kararlar aldıkları ve bu çirkin adımlarına karşı hiçbir bir duruşun olmayacağı hissine kapıldıklarını belirtti.
TARİH HAİNLERİ YAZDIĞI GİBİ FİLİSTİN HALKININ MÜCADELESİNİ DE ALTIN HARFLERLE YAZACAKTIR
1948 İslami Hareketi Başkan Yardımcısı Şeyh Kemal Hatip, “Ancak çok iyi bilinmelidir ki, tarih Mescid-i Aksa ve Kudüs’e karşı siyonist işgalcilerle saf tutan bu hain rejimleri yazdığı gibi, Filistin halkının buna karşı dik duruşu ve mücadelesini de altın harflerle yazacaktır.” ifadelerini kullandı.
Konuşmasının devamında bu hain plan karşısında Allah’ın izniyle zaferin olacağını müjdeleyen Hatip, “Rabbimizin izniyle önümüzdeki pazartesi günün Filistinlilerin siyonistler karşısındaki mücadelesi tüm Müslümanların Filistin halkı ile gurur duyacağı bir gün olacaktır. Filistin halkı Mübarek Mescid’i Aksa’ya sahip çıkacak ve bu işgalcilerin Mescid-i Aksa’nın kudsiyetini çiğnemesine müsaade etmeyeceklerdir. Rabbimizin izniyle Filistin halkımız tüm Müslümanları temsilen bu girişimi başarıyla def edecek ve Mescid-i Aksa’yı kirletmek isteyen bu kirli ellere karşı durup oranın temiz kalmasını sağlayacaktır” dedi.
KUDÜS MESELESİ, SİYONİSTLERİN KIYAMETE KADAR KUDÜS’TEN DEF EDİLESİYLE ÇÖZÜLÜR
Ancak bu zaferin tek başına yeterli olmayacağını belirten Hatip “Tekrar belirtmek istiyorum ki Filistin ve Kudüs meselesi işgalci siyonistleri sadece bir gün def etmekle değil işgalci oluşumu kıyamete kadar buradan def etmekle başarıya ulaşacaktır” diyerek Müslümanları sebata çağırdıktan sonra, “bu çalışmaların olumlu bir çaba vermesi de ancak tüm İslam ümmetinin çaba ve gayretleri ile mümkün olabilir” hatırlatmasında bulundu.
HER ŞEYDEN ÖNCE DESPOT REJİMLER YIKILMALI
Müslüman halkların bu söylenenleri başarabilmesi için öncelikle yapması gerekenler olduğunu belirten Hatip şöyle devam etti: “Şu anlık görünen o ki öncelikle bu yolda yürüyecek hayırlı halkların önünde duran diktatör despot rejimlerin ortadan kaldırılması gerekmektedir. Müslümanların önünü tıkayan bu engel aşılırsa sonrasında bu halklar Mescid-i Aksa ve Kudüs’ün özgürlüğü yolunda yürüyebileceklerdir.”
HALKLARA ŞEREF VE UTANÇ DİPLOMASINI DAĞITACAK OLAN KUDÜS’TÜR
“Çok iyi bilinmelidir ki, kim Kudüs ve Mescid-i Aksa’ya yardım ederse ve bu uğurda çaba sarf ederse şeref ve izzet sahipleri arasında zikredilecektir. Ve kim de Mescid-i Aksaya ihanet eder ve karşı tarafta saf tutarsa kendi adını utanç ve büyük ayıplar listesine yazmış olacaktır” diyen Hatip, “Şeref ve utanç diplomalarını dağıtacak olan Kudüs’tür. Ona yardım eden şeref ve ihanet eden de utancı hak edecektir” ifadelerini kullandı.
“KUDÜS AKİDEVİ BİR MESELEDİR”
Gazetemize özel değerlendirmelerde bulunan HAMAS Sözcüsü Sami Ebu Zuhri, “Öncelikle şunu çok iyi anlamamız gerekiyor ki Kudüs sıradan bir şehir değildir. Kudüs imanın gerekliliklerinden olan akidevi bir meseledir. O Kur’an-ı Kerimden bir süre, isra ve miracın gerçekleştiği toprak ve Müslümanların ilk kıblesidir. Bu ve diğer sebeplerden dolayı bizler Kudüs’e akidevi bir meseleye verdiğimiz önem gibi önem vermeli ve özgürlüğü için çaba sarf etmeliyiz. O yüzden bu yolda sarf edilen çaba ne olursa olsun bizler onu destekler ve önemli görürüz” dedikten sonra Dünya Kudüs Günü için “Bu minvalde olan Dünya Kudüs Günü de Müslümanlara Kudüs’ün önemini hatırlatma onu özgürleştirme ve bu yolda olanlarla birlikte olmayı hatırlatmada önemli bir çalışmadır” ifadelerini kullandı.
“MESCİD-İ AKSAYA YÖNELİK İŞLENEN EN AÇIK SUÇ, MESCİDE BASKIN DÜZENLENİP İÇİNDE YAHUDİ AYİNİ DÜZENLEMEKTİR”
Siyonist işgal rejimi Kudüs şehrini ve Mescid-i Aksa’yı yıkmayı ve bir Yahudi merkezi haline getirmeyi kendisine hedef edindiğini belirten Zuhri, “Mescid-i Aksa uzun yıllar boyunca birçok yöntemi olan bu kirli plan ile karşı karşıya. Ancak bunlardan en açık olanı siyonist Yahudilerin işgal polisi eşliğinde Mescid-i Aksa’yı basmaları ve mescidin içerisinde kendi Yahudi ayinlerini yapmalarıdır. Dünyanın başka bir yerindeki hiçbir mescitte böyle bir olay söz konusu bile değildir. Bunu yapan siyonistler Müslümanların mukaddesatını ayaklar altına alarak kirletmekte ve hatta burayı bir Yahudi mabedine dönüştürmeye çalışmaktadırlar.” dedi.
KUDÜSLÜ MÜSLÜMANLAR SONUNA KADAR DİRENİYOR
Bu baskın ve çirkin saldırılara karşı bölge halkı ve Kudüs’lü Müslümanların camiyi korumaya ve işgalcilerin bu girişimlerini boşa çıkarmaya çalıştığını belirten Zuhri “Hatırlanacağı üzere bir ay önce siyonist işgal rejiminin Mescid-i Aksa’ya girenlerin üzerini aramak için caminin kapısına kurmaya çalıştığı elektronik kapı girişimi Müslümanların karşı çıkışı ve dik duruşu karşısında boşa çıkmış ve siyonistler geri adım atmak zorunda kalmıştı.
Diğer bir olay da Siyonist işgal güçlerinin Mescid’İ Aksa’nın kapılarından biri olan Şam kapısına kurduğu barikatlar kurarak kapıyı küçültme ve mescide giren Müslümanların sayısını azaltma girişimiydi. Nitekim aynı şekilde Kudüs’lü Müslümanların dik duruşu karşısında Elhamdülillah bu girişim de başarısız olmuş ve siyonist işgalciler büyük bir yenilgi daha yaşamıştır” ifade ederek siyonist işgalcilerin dik duran Müslümanlar karşısında ne kadar aciz olduklarını bir kez daha hatırlattı.
“BENZERİ GÖRÜLMEMİŞ BÜYÜK BİR TEHDİTLE KARŞI KARŞIYAYIZ”
Siyonist işgal rejiminin Mescid-i Aksa’ya yönelik planladığı baskın girişiminin boyutu ve tehlikesine değinen Zuhri: ” Bizler şu anda işgal tarihi içerisinde daha önce benzeri yaşanmamış büyük bir girişim ile karşı karşıyayız. O da on bine yakın Yahudi yerleşimcinin ramazanın 28’ine denk gelen günde hep beraber Mescid’i Aksa’ya baskın düzenleme planıdır. Şüphesiz Kudüslü Müslümanlar da planlanan bu girişime karşı tüm güçleri ile hep beraber karşı durmak için hazırlık yapmaktadırlar. Ancak Müslümanlarında da bilmeleri gerekiyor ki böyle bir girişimin benzeri daha önce yaşanmamıştır ve bu büyük bir plan doğrultusunda gerçekleştirilmektedir” dedi.
TÜM İSLAM ÜMMETİ KUDÜSE DESTEK ÇIKMALI
Gazetemiz vasıtasıyla İslam Ümmetine seslenen HAMAS Sözcüsü Sami Ebu Zuhri, “Ben buradan tüm dünya Müslümanlarını kardeşleri olan Kudüs halkının yanında olma ve onlarla dayanışma içinde olmaya çağırıyorum. Bu duruşları ile ilgili yerlere Kudüs’ün tek olmadığını ve bu çirkin girişime müsaade etmeyecekleri mesajını vermelidirler” ifadelerini kullandı.
“KUDÜS VE MESCİD-İ AKSA, TARİHİN EN ZOR DÖNEMLERİNDEN BİRİNİ YAŞIYOR”
HÜDA PAR Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Eşin, gazetemize verdiği özel değerlendirmede Kudüs’ün içinde bulunduğu acı durumu ifade ederken, “Kudüs ve Mescid-i Aksa, tarihin en zor dönemlerinden birini yaşıyor. Konjonktürel gelişmeler, covid-19’un küresel salgına dönüşmesi, her İslam ülkesinin kendi problem ve sıkıntılarıyla uğraşmak zorunda bırakılması, bazı ülke yöneticilerinin ‘normalleşme’ adı altında Siyonistlerle ilişki kurarak Kudüs davasına ihanet etmeleri, Kudüs’ü Müslümanların gündeminde arka sıralara taşıdı” diyen Eşin bu durumun işgalci siyonist rejimde, Kudüs ve Mescid-i Aksa’yı tamamen işgal etme emelini gerçekleştirme heveslerini depreştirdiğini belirtti.
SİYONİSTLER MESCİD-İ AKSA’YI TAMAMEN İŞGAL ETME PROVASI YAPMAKTADIR!
Eşin konuşmasının devamında “Ramazan ayının son Cuma gününü Dünya Müslümanları ‘Dünya Kudüs Günü olarak kutlarken; işgalci Siyonist de Mescid-i Aksa’yı tamamen işgal etme provasına dönüştürmektedir” diyerek siyonist işgalinin ne kadar tehlikeli bir boyut aldığını gözler önünde olduğunu ifade etti.
Siyonist işgal güçlerinin Mescid-i Aksa’yı Müslümanlardan izole etmeyi ve Mescid-i Aksa’sız bir Kudüs için büyük hazırlıklar yapmakta olduğunu söyleyen Eşin, siyonist işgal rejiminin, ‘Ramazan'ın 28. gününe denk gelen 10 Mayıs gününü İbranice takvime uydurarak ‘Kudüs’ün Kurtuluş Günü’ ilan ettiğini hatırlatarak sinsi planlarını gözler önüne serildiğini belirtti.
MESCİD-İ AKSA VE KUDÜS’ÜN TAMAMEN İŞGAL PLANLARI
Konuşmasının devamında " “Tapınak Örgütü” adı altında işgalci rejim güçlerinin koruması ve desteğiyle Bayram kutlaması yapmak üzere on binlerce siyonistle, Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlemeyi hedefliyorlar. Kudüs’ün Kurtuluş Günü dedikleri bu gün, Mescid-i Aksa ve Kudüs’ün tamamen işgal edildiği güne çevirmeyi planlamaktalar” diyen Eşin “Tabi bunun için Mescid-i Aksa ve Kudüs, Müslümanlardan tamamen izole edilmelidir. Bu planın bir parçası olarak da Mescid-i Aksa’ya sadece 2 km uzaklıktaki Şeyh Cerrah Mahallesinde Müslümanları evlerinden zorla çıkartarak işgalci Siyonistler yerleştirilmektedir” diyerek Müslümanları uyanmaya çağırdı.
SÖZÜN BİTTİĞİ NOKTADAYIZ
Yaşanan bu gelişmelere tepki gösteren Eşin “Bu düpedüz eşkıyalık ve haramiliktir. Uluslararası bütün yasa ve kanunların çiğnenmesidir. Bu hiçbir surette kabul edilemez.
Sözün bittiği noktadayız. Siyonist israil, bu pervasızlığı Müslümanların sessizliğinden, tepkisizliğinden ve bölünmüşlüğünden alıyor. Ayırım yapılmadan bütün İslam devletlerinin yöneticileri ve halkları topyekûn bu işgale karşı durmalıdır. İslam İşbirliği Teşkilatı acil toplantıya çağrılmalı, Türkiye, İran, Pakistan, Malezya gibi ülkeler bu işin öncülüğünü yapmalıdır. Salt bir açıklama ve kınama değil, işgali bitirecek somut adımlar atılmalıdır. Bütün seçenekler, yol ve yöntemler kullanılarak bu işgal durdurulmalıdır” diyerek tüm dünyaya seslendi.
DÜNYA KUDÜS GÜNÜ FIRSATA DÖNÜŞTÜRÜLMELİDİR
Tüm bunlara karşı Filistinli Müslümanların mücadelesini da hatırlatan Eşin, “Elhamdülillah, bu zulüm ve işgale karşı Kudüs’ün her köşesinde, Mescid-i Aksa’da, Şeyh Cerrah’da, Şam Kapısında ev ev, sokak sokak kardeşlerimiz direnmeye devam ediyorlar. Buradan kendilerini selamlıyoruz. Dünya Kudüs Günü, bu destek ve sahiplenme için bir fırsata dönüşmelidir. Devam eden işgal ve zulme karşı, orada direnen kardeşlerimize destek olmak için öyle bir tepki ortaya koyalım ki siyonistlerin işgal planı kursaklarında kalsın” diye konuştu.
ÇOCUK KATİLİ!
Siyonist işgalciler her zamanki gibi küçük büyük ayrımı gözetmeksizin Müslümanları öldürmeye devam ediyor. Çocuk katili bu katil sürüsü işgal altındaki Batı Yaka’nın Nablus kentindeki baskınında 16 yaşındaki Filistinli bir çocuğu şehid etti.
KUDÜS – Filistin Kızılay’ından yapılan yazılı açıklamada, işgal güçlerince Nablus’a bağlı Odala beldesinde şehit edilen 16 yaşındaki Filistinli çocuğun naaşının teslim alındığı belirtildi.
Açıklamada, beldede çıkan olaylarda ayrıca gerçek mermiyle yaralanan bir Filistinli gencin de hastaneye kaldırıldığı kaydedildi.
Filistin Sağlık Bakanlığı da Odala beldesinde bir Filistinlinin şehit olduğunu yaptığı yazılı açıklamayla teyid ederken, şehidin kimliğine ilişkin bir bilgiye ise yer vermedi.
Filistin resmi haber ajansı WAFA’ya göre, işgal güçlerinin Batı Yaka’nın kuzeyindeki Nablus kentine bağlı Odala beldesine baskın düzenledi. Haberde, işgal güçlerinin karşılık veren Filistinlilere yönelik göz yaşartıcı gaz, plastik ve gerçek mermi kullandığı aktarıldı. İşgalciler, 2 Mayıs’ta Nablus yakınlarındaki Zaatara askeri kontrol noktası çevresinde Yahudi yerleşimcilere düzenlenen silahlı saldırının ardından failleri bulmak amacıyla Batı Yaka’daki baskın ve gözaltı dalgasını şiddetlendirmişti.
İŞGAL GÜÇLERİNİN DOĞU KUDÜS’TEKİ GÖSTERİYE MÜDAHALESİNDE 4. FİLİSTİNLİ YARALANDI
Siyonist güçler işgal altındaki Doğu Kudüs’ün Şeyh Cerrah Mahallesinde evlerinden zorla çıkarılma tehdidiyle karşı karşıya olan ailelere destek gösterisine müdahale ederek 4 kişiyi yaraladı, bazı Filistinlileri de gözaltına aldı. Filistinliler, işgal rejimi yönetiminin Doğu Kudüs’ün Şeyh Cerrah Mahallesi’ndeki bazı aileleri evlerinden zorla çıkarma planını protesto etti. Şeyh Cerrah’taki gösteriye, evlerinden çıkarılma tehdidiyle karşı karşıya olan aile üyelerinin yanı sıra çok sayıda Filistinli katıldı. Bölgede gerginliğin artması üzerine İsrail polisi göstericilerin üzerine toplumsal olaylara müdahale aracından tazyikli su sıktı.
Grubun dağılmaması üzerine ses bombaları ve atlı birliklerle göstericilere müdahale eden polisler, bazı Filistinlileri darp etti; biri sağlık çalışanı olmak üzere bazılarını da gözaltına aldı. Filistin Kızılay’ından yapılan yazılı açıklamada ise müdahale sonucu 4 kişinin yaralandığı belirtildi.
NE OLMUŞTU?
Yıllardır yerlerinden edilme tehlikesi yaşayan 27 Filistinli ailenin korku ve endişeleri işgal makamlarının baskılarıyla yeni bir boyut kazandı. Kudüs Sulh Mahkemesi, Yahudi yerleşimcilerin talebi üzerine 2019’da Şeyh Cerrah Mahallesi’nde oturan 12 Filistinli ailenin evlerini yerleşimciler lehine boşaltmaları kararı vermişti. Karara göre, bu ailelerden 4’ünün ocakta evlerini boşaltmaları gerekiyordu. Ailelerin itirazı üzerine kararın temyiz edilerek yeniden mahkeme sürecinin başlaması kararlaştırılmış ancak İsrail Merkezi Mahkemesi şubat ortalarında bu 4 ailenin itirazını reddetmişti.
İşgal rejiminin sözde Merkezi Mahkemesi, bu yılın başında 7 ailenin evlerini Yahudi yerleşimcilere bırakmak üzere boşaltması kararı vermişti. Mahkeme son olarak 4 Mart’ta Şeyh Cerrah Mahallesi’nde yaşayan Filistinli 3 ailenin evlerini boşaltmaları kararına yönelik itirazlarını reddetmişti. Yüksek Mahkeme, 2 Mayıs’ta Şeyh Cerrah’taki 4 aileye Yahudi yerleşimcilerle “anlaşmaları için” bugüne kadar süre tanımıştı. AA