PKK tarafından katledilen Mustazaf-Der Yüksekova Şubesi Başkan Yardımcısı Ubeydullah Durna'nın şehadetinin üzerinde tam 10 yıl geçti. Bunca yıla rağmen failler bulunmazken bu durum "Ubeydullah Durna'nın davası rafa mı kaldırıldı?" sorusunu akıllara getiriyor.

Hakkâri'nin Yüksekova İlçesi'nde, Mustazaf-Der Şube Başkan Yardımcısı Ubeydullah Durna'nın PKK tarafından şehid edilmesinin üzerinden 10 yıl geçti. Aradan geçen bunca yıla rağmen faillerin tespiti ya da yakalanması adına devlet hiçbir şekilde bir adım atmadı ve olay faili meçhul olarak kaldı.

Hükümet yetkililerinin, kendi hükümetlerinden önce dahi pek çok faili meçhul cinayeti çözüp faillerini ortaya çıkardıklarını ve kendi dönemlerinde hiçbir cinayetin faili meçhul kalmadığını söylemesine karşın şehid Ubeydullah Durna cinayeti bir vesika olarak duruyor.

Ubeydullah Durna kimdir?

Şehid Ubeydullah Durna, 5 Şubat 1981 yılında Hakkâri'nin Yüksekova (Gever) ilçesine bağlı Aksu (Gagewran) köyünde doğdu. Ailenin en büyük çocuğu olan Ubeydullah'ın kendisinden küçük 5 erkek, 4 kız kardeşi bulunuyordu. İlkokul mezunu olan Ubeydullah, askerlikten sonra köy camisinde Kur'an eğitimi almış, daha sonra ailenin isteği üzerine İstanbul'a çalışmaya gitmişti. Yaklaşık iki sene İstanbul'da çalıştıktan sonra Yüksekova'ya dönmüş ve akabinde de evlenmişti. Ubeydullah, o yıllarda İslami çalışmalarına ağırlık vererek kendisini yetiştirme gayretine girdi. Evliliğinden bir kız ve bir erkek çocuğu olan Ubeydullah, inşaat işçiliği yaparak geçimini sağlıyordu. İş hayatında sahip olduğu güzel ahlak ile yanında bulunanların hep dikkatini çekmiş, işini sağlam yapan ve sözünün arkasında duran biri olarak tanınmıştı.

Şehadeti

Onlarca kez kendi eliyle onardığı ve başkan yardımcılığı yaptığı dernek binasının yeniden hedefte olduğunu duyan Ubeydullah, ailesinden son kez ayrılarak derneğe gitti. Daha çatıyı onarmasının üzerinden bir gün geçmemişti ki PKK/BDP (şimdiki HDP) yanlıları yeniden derneği yakmaya çalışıyorlardı. Ubeydullah ve arkadaşları saldırganları iki-üç kez püskürttüler. Dışarıda iki-üç kez püskürtülen saldırgan grup daha kalabalık ve silahlı bir şekilde olay yerine gelmişlerdi.

Polis oradaydı, kameralar kayıttaydı

PKK elemanları ve dönemin BDP yanlıları o gün polisi bırakarak Mustazaf-Der şahsında Yüksekova'nın imanlı gençlerini hedef almaya başladılar. Bir anda Mustazaf Der'e yönelen PKK/BDP'liler, ellerindeki molotofları dernek binasına atarak derneği içindekilerle birlikte yakmaya başladı. Polis oradaydı ve kameralar açıktı. Dernek binasında mahsur kalan Ubeydullah ve arkadaşları son çare olarak derneğin çatısına çıktılar. Pusuda bekleyen karanlık eller, uzun namlulu silahla ateş etmeye başladı. Açılan ateşle Ubeydullah Durna şehid edildi.

Olayın üzerinden 10 yıl geçti ama davayla ilgili en ufak bir gelişme yaşanmadı. Davanın üstü adeta örtülerek zaman aşımına bırakıldı.

Dava avukatı Mehmet Mehdi Oğuz, 2016 yılında Ubeydullah Durna'nın cinayete ilişkin İLKHA'ya önemli açıklamalarda bulunmuş dosyanın tamamen akamete uğratıldığını ve adeta rafa kaldırıldığını vurgulamıştı.

"HÜDA PAR ve Mustazaflar Cemiyeti’ne karşı birçok faili meçhul cinayet işlendi"

Oğuz, o dönem yapılan röportajda şunları söylemişti: "Ubeydullah Durna’nın şehit edilmesiyle ilgili dosyalar tamamen rafa kaldırılmış durumdadır. Dolayısıyla cinayet faili meçhul bir konuma geldi. Devlet yetkililerinin, adli birimlerinin dosya aydınlatma gibi bir dertleri söz konusu değildir. Bu bir siyasi ve bölgemiz açısından kritik öneme sahip cinayettir. O dönemlerde de bu cinayetin aydınlatılmaması durumunda, başka cinayetleri de beraberinde getireceğini söylemiştik ama maalesef cinayet aydınlatılmadı. Cinayetin aydınlatılmamasıyla beraber HÜDA PAR ve Mustazaflar Cemiyeti’ne mensup insanlara karşı birçok faili meçhul cinayet işlendi. Dolayısıyla o gün, o cinayet aydınlatılmış olsaydı, failleri adalet önüne çıkarılıp gerekli cezalar verilseydi belki de ondan sonra tekrar aynı cinayetleri işlemekten çekinecektiler."

Durna cinayetinin aydınlatılmamış olmasının büyük bir ayıp ve leke olarak bu işten sorumlu olan insanların önünde durduğuna dikkat çeken Oğuz, Adalet Bakanlığının dosyanın aydınlatılması için gerekli talimatları vermesi gerektiğini dile getirmişti. (İLKHA)