Yeni tip Coronavirus (Covid-19) salgını nedeniyle dünya ülkeleri mücadele verirken salgının yanında ciddi kuraklık tehlikesi de günden güne kendisini göstermeye başladı.

 

Diyarbakır, Mardin ve Şanlıurfa’da yaşanan ciddi kuraklığa dikkat çeken uzmanlar, bölgede afet ilan edilmesi gerektiğini savunuyor.  

Mezopotamya'nın verimli ve bereketli topraklarını bünyesinde barındıran Mardin Ovası'nda da kıştan sonra beklenen yağışlar bahar mevsiminde de gelmeyince kuru tarım arazilerinde ekinler başakta kurumaya başladı.

Yağışlar geçen yıla göre 3 kat azaldı

Tahıl ambarı Mardin’de kasım, aralık ve ocak ayında yağışların normalin altında seyretmesinin ardından şubat ve marttan sonra nisan ayı da kurak geçti. Uzmanların paylaştığı verilere göre; Mardin’de yağışlar geçen yıla göre 3 kat azaldı.

Tarlada buğdayı kuruyan çiftçiler, İLKHA muhabirine, ekim zamanında tohum, gübre, ilaç, mazot gibi giderleri borçla aldıklarını ve şu an ödemelerinin derdine düştüklerini söylediler.

Çiftçilerin sesini yetkililere duyurmaya çalışan çiftçi temsilcileri de bir an önce mağdur olan çiftçiye destek olunması için çağrılar yapmaya devam ediyor.

 

“Borçlarımızı ödeyecek gücümüz kalmadı”

Bölgenin bir an önce afet bölgesi olarak ilan edilmesi gerektiğini vurgulayan Çiftçi Humut Yalur, Kürtçe yaptığı konuşmasında şunları söyledi:

“Bizim tarlalarımız susuzdur ve şu an hepsi kurumuş. Yeteri kadar yağmur yağmadı. Ekim zamanında tohum, gübre, ilaç, mazot gibi giderleri borçla almıştık. Şimdi bizim bu borçları ödeyecek gücümüz yok, ne yapacağımızı bilemiyoruz. Devletten yardım talep ediyoruz, destek bekliyoruz.”

 

“Ekinlerimiz tarlada kuruyup saman oldu”

Kuraklık nedeniyle zor günler geçirdiklerini belirten Çiftçi Hadi Artopar da yetkililerin bir an önce bölgede afet ilan ederek desteklemelerde bulunması gerektiğini ifade etti.

Artopar, “Girdi maliyetleri çok yüksek. Bu yıl gübre, tohum, ilaç çok pahalıydı. Pahalı olmasına rağmen borçla almak zorunda kaldık. Şu an mevsimimiz gördüğünüz gibi çok kötü geçti. Ekinlerimiz tarlada kurudu, saman oldu. Çiftçiler olarak borçlarımız vardır, girdi maliyetleri belimizi büküyor. Bu yüzden devletten yardım bekliyoruz.” diye konuştu.

“Tarla ile tarım ekipmanına haciz gelebilir”

Çiftçiler olarak mağdur olduklarını kaydeden Abdulvahap Akdağ ise şöyle dedi:

“Mağdur bir çiftçi olarak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere Tarım Bakanına sesleniyorum: Lütfen bize yardım edin! Bölgede afet ilan edilmelidir. Şu an durumumuz çok kötü, artık ne yapacağımızı bilemiyoruz. Bölgenin geneli bu şekildedir. Kimi çiftçiler kredi çekmiş, kimi borçla traktör almış, kimi farklı ekipman almış, ama şu an hepsi zor durumda. Tarlasına ve tarım ekipmanlarına haciz bile gelebilir. Böyle olursa çiftçiler, gelecek yıllarda bile ekim yapamaz hale gelir. Hal böyle olunca hem bölge çiftçileri hem de ülke ekonomisi olumsuz etkilenir.”  

 

“Son 20 yılın en kurak iklimini yaşıyoruz”

Mardin Ovası’nın son 20 yılın en kurak iklimini yaşadığını belirten Kızıltepe Hububatçılar Derneği Başkanı Mehmet Şerif Öter, kuraklık nedeniyle bölgede afet ilan edilebileceğini veya başka desteklerin verilebileceğini aktardı.

Öter, “Özellikle dağa yakın kesimlerde, tarlasında su kuyusu bulunmayan çiftçilerin ürünleri tamamen telef olmuş durumda. Şu an bulunduğumuz tarlada buğday ekilmişti, ancak şu an saman olmuş durumda. Çiftçiler çok mağdur olmuş ve destek çıkılması lazım. Mardin’in Kızıltepe, Derik, Nusaybin ve Artuklu ilçelerimizde özellikle hububat ekimi yapılıyor. Bu 4 ilçelerimizdeki tarlaların yüzde 50’sinin suyu yoktur. Buda şu demek: Mardin çiftçisinin yüzde 50’si mağdur durumdadır. Bizler hükümetimize bir kez daha yardım çağrısında bulunuyoruz. Çiftçilerimiz tohumunu, gübresini, ilacını borçla almıştır. Belki kimisi kredi çekerek almış ve şu an ürünü telef olmuş, gitmiş. Bu telef olan buğday saman bile olmuyor. Bu çiftçimiz gübre ve ilaç parasını ödeyecek gücü yoktur. Hükümet, sahada gerekli incelemeyi yaparak mağduriyetin giderilmesi noktasında adım atması lazım. Afet bölgesi de ilan edilerek çiftçiye destek yapılabilir, lokal da destek yapılabilir. Bir şekilde bu çiftçinin desteklenmesi gerekir. Yardımcı olunmadığı takdirde çiftçi bu borcu ödeyemez ve tarlasına haciz gelecek, zor durumda kalacak. Çiftçilerimiz milli servet üretiyor, bu yüzden hükümetten üzerine düşen görevi yerine getirmesini bekliyoruz.” dedi.

“Elektrikten kaynaklı sorun oluşursa bölge tamamen kırılır ve milyonlarca ton hububat telef olur”

Sulu arazilerde ürün kaybının olacağının altını çizen Öter, sulu tarlaların kurumaması için elektrik kesintilerine kesinlikle gidilmemesi gerektiğini anlatarak şunları söyledi:

“Şu an görüldüğü gibi yan yana olan iki tarla var. Birisi tohum, gübre, ilaç atılmasına rağmen kurudu ve biçer girmeyecek. Yanındaki tarla ise şu an sulanıyor. Çiftçi borca girerek tarlasına kuyu kazmış ve şu an sulamasını yapıyor. Eğer bu yıl elektrikten kaynaklı bir sorun veya sıkıntı oluşursa bölge tamamen kırılır ve milyonlarca ton hububat tamamen telef olmuş olur. Sadece bölge ekonomisi değil ülke ekonomisi de bundan olumsuz etkilenir. Bu yüzden elektrik kesintisine gidilmemesinin yanında vergilerden de arındırılması lazım. Vergiler çiftçilerin belini büküyor.”  (İLKHA)