Ramazan ayının ilk gününde, Siyonist işgalcilerin sözde polisinin korumasındaki 200'ü aşkın kişiden oluşan ırkçı Siyonist grup, Mescid-i Aksa'ya baskın gerçekleştirmiş ve bu baskın esnasında işgalcilerin sözde polisi, Harem-i Şerif’in içindeki İslam Müzesi’ne çıkan Silsile Kapısı’nın kilitlerini kırarak kutsal mabedi tahrip etmişti.
Siyonist işgalcilerin Filistin ve Mescid-i Aksa’da baskı ve işgal girişimlerine karşı MAZLUMDER Ankara Şubesi tarafından yapılan yazılı açıklamada, “işgale son Filistin'e özgürlük!” dedi.
Açıklamada, “Devam eden süreçte, işgal altında bulunan Doğu Kudüs’te, işgalci israil devleti polisi Şam Kapısı’nın önündeki oturma alanlarını barikatlarla kapatmıştır. Bu durum Filistin halkı tarafından tepki ile karşılanmış ve her gün Mescid-i Aksa’da ve Şam Kapısı önünde kılınan teravih namazlarıyla birlikte bu bölgedeki barikatların kaldırılması adına eylemler gerçekleştirilmiştir. Ramazan ayının başından beri yaklaşık iki haftadır devam eden protestolar esnasında işgalci israil polisi, atlı birlikler, TOMA’lar, plastik mermi ve ses bombası kullanarak protesto gösterilerinde bulunan Filistin halkına orantısız şiddet uygulamıştır. Şam Kapısı başta olmak üzere Eski Şehir çevresinde yaşanan tüm bu olaylar sonucunda yüzlerce Filistin vatandaşı polis müdahalesi sonucunda yaralanmış ve onlarcası da gözaltına alınmıştır. Aynı zamanda, işgal altındaki Filistin topraklarında yasa dışı yerleşim birimlerinde yaşayan ırkçı gruplar tarafından bu bölgede gerçekleştirilen kışkırtıcı eylemler de olayları tetiklemiş, Filistin halkının huzur ve güvenliği tehdit altına alınmıştır.” denildi.
Siyonist işgalciler Filistinlileri bir açık hava hapishanesine hapsettiklerini belirten açıklamanın devamında şunlar aktarıldı:
“israil hapishanelerine giren ilk Filistinli olan Hicazi, geçtiğimiz ocak ayında 85 yaşında vefat etmiştir. Bu durumun bizlere işaret ettiği bir nokta var ki, yaklaşık bir asırdır milyonlarca Filistinli, hiçbir meşru güvenlik gerekçesi olmaksızın temel haklarından mahrum bırakılmaktadır. Günümüzde 5 milyon Filistinli muhtelif ülkelerde mülteci olarak yaşamlarını güçlükle idame ettirmekte, en temel insan haklarından mahrum bırakılmaktadırlar. Gazze’de 2 milyon Filistinli en basit ihtiyaçlarını bile güçlükle karşılayabildikleri bir açık hava hapishanesine hapsedilmektedir. Filistinliler kendi topraklarında her gün polis korumasındaki Yahudi yerleşimcilerin en ağır hakaretleriyle birlikte fiziki ve psikolojik şiddetin her türlüsüne maruz kalmaktadırlar.”
Açıklamanın sonunda, “Ramazan ayı İslam ümmeti için önce eşyayı sonra ruhu dirilten bir aydır. 1948’den beri sürekli zulümlerle beslenmiş, çatışmalarla boğulmuş ve sonunda bir ‘Cinnet Toplumu’ haline gelmiş olan israil devleti bilinçaltının derinliklerine yerleşmiş olan katastrofik korkularını bastırabilmek ve bu dirilişin önüne geçmek için her sene Ramazan ayında farklı gerekçelerle aynı senaryoyu uygulamaktadır. Bizler bu senaryoya 2014’te de şahit olduk. Bizler bu senaryoya 2016’da da şahit olduk. Bizler bu senaryoya 2019’da da şahit olduk ve bugün de şahit olmaya devam ediyoruz. MAZLUMDER Ankara Şubesi olarak; İslam ülkeleri başta olmak üzere, uluslararası toplumu, bir apartheid rejimi olan israilin, Kudüs’ü Yahudileştirmek ve Filistin topraklarındaki işgalini kalıcı kılmak adına uyguladığı devlet terörüne bir an önce müdahale etmesi gerektiğini vurguluyor, Filistinlilerin evlerine dönüş hakkı başta olmak üzere, tüm sorunlarına karşı duyarlı olmaya davet ediyoruz.” ifadelerine ver veridi. (İLKHA)