İlimizde yaptığımız taramalarda uzaktan eğitim sürecine katılım oranının yüzde 30-40 civarında olduğu, yüz yüze eğitime katılım oranı yüzde 50’yi geçmedi, bazı bölgelerde çok daha düşük oldu.
Türkiye’de ilk Covid-19 vakasının resmi olarak kabul edildiği 11 Mart 2020 tarihinden itibaren bir yıl aşılmış oldu. Dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi Türkiye’de de okullar yüz yüze eğitime kapatıldı ve adına “uzaktan eğitim” denilen süreç başlamış oldu.
Bu dönemde uzaktan eğitime erişim oranları arasında çok ciddi farklılıklar olduğu ortaya çıktı. Covid-19 salgını nedeniyle alınan uzaktan eğitim kararının ardından binlerce öğrenci interneti, bilgisayarı ve tableti olmadığı için uzaktan eğitimden de geri kaldı.
Özellikle yoksul ailelerin yaşadığı semtlerde uzaktan eğitime erişmek neredeyse mümkün olmadı. Bu süreç eğitimde var olan eşitsizlikleri de gözler önüne çıkardı.
Yeni eğitim öğretim yılına kademeli ve seyreltilmiş olarak yüz yüze başlansa da vakaların artmasıyla birlikte bütün kademe ve sınıflarda yeniden uzaktan eğitim sürecine geçildi. Bu dönemde EBA dışında değişik dijital platformlar da devreye konuldu.
Her çocuğun eşit bir şekilde ulaşması gereken eğitim hakkına erişim zorluğu, özellikle yoksul ailelerin oturduğu semtlerde uzaktan eğitim ile birlikte her çocuğun bilgisayar, tablet, telefon ve internet gibi teknolojik araçlarının olmaması nedeniyle canlı derslere katılım oranı da düşüktü.
Gaziantep’te öğrencilerin uzaktan eğitimden geri kalmaması için Gaziantep Valiliği’nin öncülüğünde “Askıda tablet” kampanyası başlatıldı. Kampanyaya Gaziantep Büyükşehir, Şahinbey ve Şehitkamil Belediyesi ile Organize Sanayi Bölge (OSB) Müdürlüğü yaklaşık 89 bin tablet bağışında bulunarak destek verdi. İl Milli Eğitim Müdürlüğüne teslim edilen tabletler okulları aracılığıyla öğrencilere dağıtıldı.
Kent genelinde genel itibariyle öğrencilerin tablet ve internet ile bazı köylerdeki alt yapı sorunlarının çözülmesiyle öğrencilerin derslere katılımı da arttı.
Gaziantep İl Milli Eğitim Müdürü Yasin Tepe, İLKHA muhabirine yaptığı açıklamada, tablet ve internet desteğinin ardından canlı derslere katılım oranının arttığını ifade etti.
Uzaktan eğitimin yüz yüze eğitimin yerini almadığına dikkat çeken Tepe, şu anki şartlarda öğrencilerin eğitimden geri kalmaması için en ideal yönetimin uzaktan eğitim olduğunu söyledi.
Öğrencilerin eğitimden geri kalmamaları için tablet ve internet desteğinde bulunduklarını anımsatan Tepe, şimdiye kadar yaklaşık 89 bin tablet dağıttıklarını belirtti.
“Gaziantep'te 88 bin 585 adet tablet bağışı yapıldı”
Gaziantep'te yerel yöneticilerin ve şehrin önde gelen iş adamlarının destekleriyle Türkiye'de en fazla tablet bağışında bulunan şehir olduklarını ifade eden Tepe, “İstanbul 40 bin tablet dağıtımında bulunduklarını ifade etmişlerdi. Gaziantep'te şu anda 88 bin 585 adet tablet bağışı yapıldı, bu tabletleri teslim aldık, interneti ile beraber ailelere ve çocuklara ulaştırdık. Dolasıyla çocuklar uzaktan eğitim sisteminde değilken uzaktan eğitim sistemine dahil oldular. Yine bazı köylerimizde internet sorunu vardı. 27 tane köy tespit ettik. Bu 27 tane köyümüze biz bulut sistemi ile internet ağı sağladık. Bu şekilde sınırsız internet kullanımını sağladık.” dedi.
“Askıda tablet kampanyası karşılık buldu”
Gaziantep Valisi Davut Gül’ün öncülüğünde Büyükşehir Belediyesi, Şahinbey ve Şehitkamil Belediyesi başkanları ile birlikte uzaktan eğitimin başladığı süreçte bir araya geldiklerini hatırlatan Tepe, “Sayın valimizin liderliğinde 15 dakika gibi kısa bir toplantı ile beraber 88 bin tablet alımına hemen onay verdiler. Bir anda bunun kararını aldıktan sonra paraların yatırarak bizler Milli Eğitim Bakanlığı aracılığıyla Gaziantep'te çocuklarımız da bu tabletleri dağıttık.” ifadelerini kullandı.
“Dünyanın dört bir tarafında eğitim salgın süreci ile birlikte etkileniyor”
Uzaktan eğitimin yüz yüze yetimin yerini tutmadığının altını çizen Tepe, “Ama sadece Gaziantep ve Türkiye'de değil, dünyanın dört bir tarafında eğitim salgın süreci ile birlikte maalesef çok olumsuz etkileniyor. Bun süreçten etkilenen sağlık sektörü birinci ise ikinci sektör eğitimdir. Salgının etkilerini en aza indirmeye çalışıyoruz. 215 binin üzerinde çocuğa biz aslında tablet imkânından faydalanma fırsatı vermiş olduk. Dolayısıyla bu rakam bizim öğrencilerimizin 3'te 1'ine denk geliyor, bu da çok çok iyi bir rakam. İnşallah salgın biter yüz yüze eğitim süreci başlar. Çok daha güzel günler görürüz diye bekliyoruz.” şeklinde konuştu.
“Uzaktan eğitim hiçbir zaman yüz yüze eğitimin yerini tutmaz”
Tablet dağıtımı ile birlikte tableti, bilgisayarı ve interneti olmadığı için uzaktan eğitimden geri kalan öğrencilerin artık derslerinden geri kalmadığını ve canlı derse katılım oranının her geçen gün arttığını ifade eden Tepe, “Bu çocukların hem tabletleri hem bilgisayarları hem de internetleri yoktu. Biz bu imkanı götürünce ister istemez canlı derse katılım oranlarında büyük bir artış oldu. Şu anda da takip ettiğimiz kadarıyla çocuklar ya çevrimiçi internet üzerinden ya da EBA TV üzerinden eğitimlerine devam ediyorlar. Bu konuda en küçük bir sorun yaşamıyoruz. Fakat verimliliği tartışılır. Türkiye'de de bütün dünyada da tartışılır. Uzaktan eğitim hiçbir zaman yüz yüze eğitimin yerini tutmaz. Ama derse katılım oranları çok yüksek.” diye konuştu.
“Salgın ile her alanda mücadele etmeliyiz”
Okulların açılması ve öğrencilerin daha fazla eğitimlerinden geri kalmamaları için Covid-19 kurallarına sıkı uyulması gerektiğini belirten Tepe, “Öncelikle çocuklarıma ve öğrencilerime sesleniyorum; lütfen çok dikkat edin. Mesafenizi koruyun ve maskelerinizi takın. Velilerime sesleniyorum; lütfen çok dikkat ediniz. Toplu taşıma araçlarını kullananlar, bir şekilde marketlerde çalışanlar ve market ihtiyaçlarını giderenler, kasap, bakkal, manav, fırın ve kuaföre gidip gelenler bütün herkesin kurallara çok çok iyi uyması lazım. Gerçekten istenilen kurallar çok basit. Yani bir ortamda Covid-19 hastası varsa bile maskemizi, mesafemizi korursak, kurallara uygun bir şekilde riayet edilirse bu süreci atlatırız. Kurallar basit ve çok dikkat etmemiz lazım.” dedi.
“Vakaların düşmesi ve okulların açılmasıyla tekrar öğrencilerimize kavuşmayı diliyorum”
Öğretmenlerdeki vefat oranı ve Covid-19’a yakalanma oranının Gaziantep ortalaması örtüştüğünü belirten Tepe, “Bir artış yok. Gaziantep ortalaması örneğin 30 ise öğretmenlerde bu rakam 40 değil. Dolayısıyla okullarda gerçekten güvenilir ortam var. Bunu geçen seneki eğitimlerden temin ettiğimiz malzemelerden biliyoruz. Ama ne kadar olursa olsun yine de bunlar çocuklar, bazen kendilerini unutabiliyorlar, birbirlerine yakınlaşabiliyorlar. Sosyal mesafeye uymayabiliyorlar. Lavabo alanları var, kantin ve servis gibi ortak alanlar var. Kalabalık alanlar olduğu için ister istemez vaka bulaşabiliyor. Bu sebeple zaten Sağlık Bakanlığı eğitime bir ara verdi, kısıtlama getirdi. Vakaların düşmesini ve okulların açılmasını sabırsızlıkla bekliyoruz. Vakaların düşmesi ve okulların açılmasıyla tekrar öğrencilerimize kavuşmayı diliyorum.” diye konuştu. (İLKHA)