Geçtiğimiz haziran ayında işgal makamları, Husan, Nahhalin ve Vadi Fukin beldelerindeki topraklara el koyarak Yahudi yerleşimcilerin yararına kullanmak üzere arazilerin tarım şeklindeki statüsünü sanayi olarak değiştirmişti.
Nahhalin beldesi son zamanlarda Filistinlilerin topraklarında yasa dışı kurulan yerleşkelerde yaşayan ve bölgeyi tamamen kontrol altına almak isteyen Yahudi yerleşimciler ile siyonist işgalci rejimin yoğun saldırılarına maruz kalıyor.
Nahhalin'in topraklarının yüzde 91'i Oslo Anlaşması sınıflandırmasına göre "C" bölgesine giriyor. İdare ve güvenliği siyonist işgalci rejime bırakılan bu topraklara, asıl sahipleri olan Filistinlilerin tarım ve inşaat için girip kullanması engelleniyor.
Oslo Anlaşması'na göre Husan beldesinin topraklarının ise 928 dönümü "B", 6433 dönümü de "C" bölgesi olarak sınıflandırılmış durumda.
Tarım arazilerinin ve açık alanların çoğunun (B) ve (C) bölgelerinde yer alıyor.
Filistin ile siyonist işgalci rejim arasında 1995'te imzalanan "İkinci Oslo Anlaşması" çerçevesinde Batı Şeria, A, B ve C bölgelerine ayrılmıştı.
Yüzde 18'i kapsayan "A" bölgesinin yönetimi idari ve güvenlik olarak Filistin'e, yüzde 21'lik "B" bölgesinin idari yönetimi Filistin'e, güvenliği siyonist işgalci rejime devredilirken, yüzde 61'ini kapsayan "C" bölgesinin idare ve güvenliği siyonist işgalci rejime bırakılmıştı. Bu bölgeler bütün halinde değil, Batı Şeria'nın tümüne dağılmış vaziyette. A kategorisine girenler genellikle şehir merkezlerinden, B kategorisine girenler Filistinlilerin çoğunlukta olduğu kırsal kesimlerden, C kategorisine girenler ise Yahudi yerleşkelerinden ve onlara bağlı kibbutzlar ile çevresindeki tarıma elverişli arazilerden oluşuyor. C kategorisine giren bölgelerdeki tarıma elverişli arazilerin önemli bir kısmının mülkiyeti Filistinlilerde. (İLKHA)