HÜDA PAR Genel Başkanı İshak Sağlam, haftalık yaptığı iç gündem değerlendirmesinde, halkın yaşadığı ekonomik sıkıntılara vurgu yaparken, Türkiye'nin yolsuzlukla mücadelesindeki başarısızlığıyla birlikte ekonomik sorunların korkutucu bir aşamaya geldiğine dikkatleri çekti.

Toplumun temsilcilerinin, toplumdan gelen eleştirileri dikkate almakla yükümlü olduğunu söyleyen Sağlam, "Enflasyon oranının toplumun belini büktüğü şu günlerde devlet, hatalarıyla yüzleşmeli ve daha sorumlu davranmalıdır." dedi.

"Halkın öncelikli gündemi ekonomik sıkıntılardır"

Yaşanan ekonomik sıkıntılara dikkat çeken Sağlam, "Pandemi sürecinin olumsuz etkileri, yükselen döviz kuru, artan faizler, enflasyon ve büyük oranda ithal hammaddeye dayanan üretim girdilerinde artan maliyetler aşırı fiyat artışlarını beraberinde getirmiştir. Yaşanan sıkıntılar diğer taraftan istihdamda daralma olarak karşımıza çıkmaktadır. Verileri tartışmalı olsa da TÜİK rakamları, işsizlik oranlarındaki artışları ortaya koymaktadır. ÇAYKUR'un istihdam edeceği 210 kişi için 22 bin başvuru yapılması, yine mart ayında bakanlıkların farklı yerlerde açtığı işçi alım ilanlarına, benzer şekilde rekor başvuruların yapılması vahim tablonun göstergesidir. Kısa Çalışma Ödeneği uygulamasına son verilmesi ve işten çıkarma yasağının kalkacak olması, işsizler ordusunu daha da büyütecektir. Diğer taraftan hükümetin açıkladığı büyüme rakamları umut aşılasa da bunların günlük yaşama yansımadığı bir hakikat olarak karşımızda durmaktadır." dedi.

"Esnafın elde etmediği kazançlardan vergi almak adil bir yaklaşım değildir"

Kısıtlamaların, esnafın belini büktüğüne işaret eden Sağlam, "Büyük gelir kaybına rağmen, aylık rutin giderleri eksiksiz bir şekilde devam etmektedir. Esnafın bunun altından kalkabilmesi için zorunlu ödemelerine yeni bir düzenleme getirilmelidir. Bu anlamda; aylık beyannameler ile birlikte tahakkuk eden vergiler, BAĞ-KUR ve SGK primleri, elektrik, su ve doğalgaz gibi sabit giderler ertelenmelidir. İşten çıkarma yasağı ve Kısa Çalışma Ödeneği revize edilerek yeniden devreye sokulmalı, işçi ve işveren katkılarıyla oluşturulan fonlardan destekler yapılmalıdır. Kira ve gelir kaybı destekleri devam etmeli, esnaf faizsiz kredilerle desteklenmeli, kredi borçları faizsiz olarak ertelenmelidir. Esnafın elde etmediği kazançlardan vergi almak adil bir yaklaşım değildir. Hayat normale dönünceye kadar bu iyileştirici adımların devam etmesi, sosyal devlet olmanın gereğidir." ifadelerini kullandı.

"Türkiye yolsuzlukla mücadelede başarılı değildir"

Türkiye'nin yolsuzlukla mücadelesinin başarılı olmadığını sözlerine ekleyen Sağlam, "Ekonomide mevcut kötü gidişata pandemi sürecinin getirdiği yükün de binmesi, uluslararası iktisadi ölçümlere de yansıdı. Yüksek işsizlik ve enflasyon oranları üzerinden hesaplanan sefalet endeksinde Türkiye'nin 4. sırada yer alması, ötelenen ekonomik sorunların korkutucu bir aşamaya geldiğini göstermiştir. Bununla birlikte Avrupa Yolsuzlukla Mücadele Grubunun (GRECO) yayımladığı 2017-2020 dönemine ait verilere göre Türkiye yükümlülüklerini yerine getirmediği için yolsuzlukla mücadelede kan kaybı yaşanmaktadır." dedi.

"Ciddi bir ekonomik kriz sürecini yaşıyoruz"

"İstismarların, yolsuzluklar ile usulsüzlüklerin ekonomik krizlerde önemli paylarının olduğu gözden kaçırılmamalıdır." diyen Sağlam, "Ciddi bir ekonomik kriz sürecini yaşıyoruz. Bu anlamda toplumun temsilcileri, toplumdan gelen eleştirileri dikkate almakla yükümlüdür. Enflasyon oranının toplumun belini büktüğü şu günlerde devlet, hatalarıyla yüzleşmeli ve daha sorumlu davranmalıdır. Halkın karşı karşıya kaldığı bu musibette devlet de şeffaflıkla israfı önleme konusunda üzerine düşeni yapmalı, sıfır tolerans ile yolsuzlukların üzerine gitmelidir." ifadelerini kullandı. (İLKHA)