Konut sektörü, Türkiye ekonomisinin lokomotifi. GSMH içindeki payı yüzde 6’ya, toplam istihdam içindeki payı yüzde 8’e dayanmış durumda.
Sektörün şimdilerde kanatları yeniden pırpır etmeye başladı. Geçmişten daha büyük bir atılım yapacağına inanılan bir döneme giriliyor. Sebebi gayet anlaşılabilir: Kentsel dönüşüm.
Kimi yerde sancılı olacağa benzese de, bazı yerlerde dört gözle bekleniyor.
Türkiye’de son yıllarda inşaat markaları doğdu. Öyle ki pek çoğu artık dünyaya açılmak için uçuşa geçmiş durumda. Yıllardır ayaklarında pranga olarak gördükleri, “mütekabiliyet yasası” istedikleri gibi olmasa da çıktığı şekli ile önlerini epey açmış durumda.
Bu markalar, büyük şehirlerin çehresini değiştirdi / değiştiriyor. Markalar çıktıktan sonra geleneksel inşaat yöntemi ile sektörde hizmet verenler, birden bire “merdiven altı” olarak tanımlanmaya başlandı.
Ne de olsa güç onlarda, medya onların arkasında. Parayı bastırdıkları için istediklerine istedikleri sıfatı takıp medyadan pompalayabilirler.
Yalnız şu sıra sektör için için kaynıyor. Bir kısmını medyadan duydunuz. Yalnız sizinle bir noktayı paylaşmama izin verin. Medyada duyduklarınız devede kulak. Ülke genelinden söz etmiyorum. Yalnızca Esenyurt’ta olanları ve olacakları bir bilseniz…
Medyaya yansımayan neler yaşanmaya başladı ! Hatırlarsanız Rotahaber, geçtiğimiz yıl bugünlerde sektörün deve dişi gibi markalarından biri ile ilgili bir haber yayınlamıştı. Bu haberden olayı ensemizde boza pişirdiler.
Biz bu durumlarda firmalardan gelen tepkilere alışığız. Onların önüne belgeleri koyduğumuzda seslerini kesiyoruz. Biz o dönemde en büyük sıkıntıyı kendi meslektaşlarımızdan gördük.
Bana kişisel olarak o günlerde neler dediler bir bilseniz. Kimi, “Abi bizim o firmadan şu kadar reklam alacağımız var. Durun biraz” diyeni mi dersiniz, “Bu adamların ne yapacağı belli olmaz. Siz internette daha yeni var olmaya çalışıyorsunuz. Sizi sektörden silerler” diyeni mi?
Neyse bunlar geride kaldı.
Esas paylaşmak istediğim bugüne ilişkin.
Geçtiğimiz aylarda Başbakan Erdoğan, sektörle olup bitenlerle ilgili bir rapor istedi. Farklı boyutları ile rapor hazırlanıp sunuldu. Bu rapor içinde yer alan bölümlerden birisi de sektörde faaliyet gösteren büyük firmalara ilişkin memnuniyet anketi idi.
Memnuniyet anketi iki taraflı yapıldı. Ankete katılanlar iki şekilde belirlendi. Birinci bölümde söz konusu firmadan hizmet alanlar ve hizmet verenlere memnuniyetleri soruldu. Yani “Siz X firmasına tedarikçilik yaptınız mı ?” ya da “Siz şu firmadan bir daire ya da işyeri aldınız mı ?” diye soruldu.
Hizmet alan/verenlerle, hizmet almayan/vermeyenler arasında uçurumlar ortaya çıktı. Adını çok duyuran ve sektörün en büyüğü olarak bilinen markadaki fark dudak uçuklatacak cinsten.
Hizmet almayan/vermeyenlerden bu markaya güven konusunda bir not vermeleri istendi. Söz konusu şirketin bu kesimden aldığı not yüzde 75’in üzerinde.
Ancaaaakkk….
Aynı şirket için soru bu kez hizmet alan/verenlere yöneltildi. Memnuniyet oranının yüzde 30’lara indiği görüldü.
Bu araştırma yalnız bir şirket için yapılmadı. Sektörün genel tablosunu yansıtması için 10 dolayında marka için gerçekleştirildi.
Merakınızı gidermek için söyleyeyim. Diğer büyüklerde makas hiç bu kadar açılmış değil.
Ötekileri de bir vesile ile önümüzdeki günlerde bir liste halinde yayınlayabiliriz.
TEDBİR İÇİN İLLA BANKER KASTELLİ OLAYI MI YAŞANMALI
Bankacılık sektöründe, sermaye piyasası sektöründe kalıcı düzenlemeler hep derin krizlerden sonra yapıldı. Zaman içinde eksileri artılarını geçmiş olsa da BDDK’nın, TMSF’nin, SPK’nın sektörlerinde yaptığı hizmetler yabana atılamaz.
Konut sektörü, su üzerine çıkmaya başlamış bir sorunlar yumağı içinde. Bu sektörde doğru ve kalıcı düzenlemenin yapılması için illa bir Banker Kastelli benzeri olay mı yaşanmalı.
Sektörde yapılan reklamlarda konut almak isteyenlere neler vaat ediliyor neler. İnsan izlediği reklamlara kulak verecek olursa, canı istediğinde, canı istediği kadar ödeme yaparak rezidans sahibi olacak gibi sanıyor.
Şimdilerde, firmalar birinin diğerini finanse ettiği projelerle yürümeye başlamış durumda. Bunun adına ekonomide “saadet zinciri” deniyor.
Beyler / hanımefendiler ! kendinize gelin. Sektörünüze siz çekidüzen vermezseniz, bu ülkeye yazık edersiniz. Bu topluma yazık edersiniz.
Başbakan Erdoğan da umarım kendisine sunulan raporun gereğini bir an önce yerine getirir. Kentsel dönüşüm hamlesine başlanmadan buna şiddetle ihtiyaç var.
Ünal TANIK / Rotahaber
Başbakana Sunulan Konut Sektörü Raporu
Konut sektörü, su üzerine çıkmaya başlamış bir sorunlar yumağı içinde. Bu sektörde doğru ve kalıcı düzenlemenin yapılması için illa bir Banker Kastelli benzeri olay mı yaşanmalı.
18.03.2013 09:12:00 / Güncel