Adana'nın merkez Yüreğir ilçesinde, 1994 yılında PKK tarafından evinin önünde çapraz ateş altına alınan ve ayağında kalan kurşun nedeniyle kansere yakalanan Hüseyin Şen, 4 sene boyunca kanser tedavisi gördü.

Dönemin karanlık güçleri tarafından hukuksuz bir şekilde başta Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde olmak üzere tüm yurtta İslami faaliyetler yapan insanlar, Hizbullah Cemaati'ne üye olma iddiasıyla gözaltına alınıyordu.

Hukuk kurallarının hiçe sayıldığı, İslami faaliyetler yürütenlerin günlerce gözaltında işkencelere maruz kaldığı o karanlık dönemde yakalanan Hüseyin Şen de Yusuf-i Medresede bir yıl kaldı.

1994 yılında saldırıya uğrayarak gazi olan ve ayağında kalan mermi nedeniyle kanser hastalığına yakalanan Hüseyin Şen, 4 çocuk babası olarak 18 Nisan 1998 tarihinde Rabbine kavuştu.

Gazilik mertebesine ulaştıktan sonra ömrünün son 4 yılını tedaviyle ve İslami çalışmalarla geçiren Şehit Hüseyin Şen'in şehadetini ve hayatını İLKHA muhabirine anlatan hanımı Hasine Şen ve küçük oğlu Musab Şen, onun şehadetiyle iftihar duyduklarını söyledi.

Evine yakın camide mahalle çocuklarına, genç ve yaşlılarına İslami değerleri aktaran ve hayatının her alanında benimsediği yüce değerleri savunan Hüseyin Şen, bu uğurda âşık olduğu Rabbine şehid olarak ulaştı.

Yaptığı faaliyetlerden dolayı marksist ve leninist örgüt PKK tarafından sürekli tehdit edilen Şehid Hüseyin Şen, davasından taviz vermeyerek Rabbinin huzuruna şerefli ve alnı pak biri olarak çıktı.

"Eşimin ahlakı İslam'dı ve bize hep şahadeti anlatırdı"

Kocası saldırıya uğradığında henüz 3-4 yıllık evli olan Hasine Şen, eşinin zalimler tarafından kurulan pusu sonrası aldığı yaraların etkisiyle şehadete kavuştuğunu söyledi.

Şehid Hüseyin'in eşi Hasine Şen

Şehid kocasının, ahlakıyla ve amelleriyle hem kendisine hem de çevresine huzur kaynağı olduğunu aktaran Şen, eşinin şehadet aşkını şöyle anlattı:

Eşimin ahlakı İslam'dı ve çok hoş bir insandı. Eşim bizlere hep şehadeti anlatırdı. Biz ona 'Neden sürekli şehadetten bahsediyorsun?' diye sorduğumuzda, kendisi 'İnşallah ben de bir gün şehid olacağım.' diyordu.

Eşinin sürekli Kur'an okuduğunu ve ilme çok büyük önem verdiğini dile getiren Şen, "Şehid, düzenli olarak nafile ibadetlerini yapar, pazartesi ve perşembe günleri titizlikle oruç tutardı. Allah da ona şehadeti nasip etti." diye konuştu.

"Yorgun ve aç olmasına rağmen İslami çalışmalarına asla ara vermezdi"

Eşinin rızık kazanma uğruna çok çaba harcadığını kaydeden Şen, şehidin çok maharetli olduğuna vurgu yaptı.

Hayatını insanları Rabbine davet etme yoluna adayan şehidin, akrabaları içerisinde de düzenli olarak tebliğ faaliyetleri yürüttüğünü dile getiren Şen, "Şehid kocam, işten eve dönerken yorgun ve aç olmasına rağmen İslami çalışmalarına asla ara vermezdi. Ben evde 3 aylık çocuğuma bakarken silah seslerini duydum. Kocamın ağır yaralı olduğunu gördüm. Sonrasında ise eşime şehadet nasip oldu. PKK eşime sürekli engel çıkarıyordu. Rabbimiz bizi bu şekilde büyük bir şerefe nail kıldı. Pişman değiliz ve gurur duyuyoruz." dedi.

Şen, şehadetinin ardından kendisine ve çocuklarına eşinin arkadaşları tarafından sahip çıkıldığını aktardı.

Musab Şen

"Babama planlı bir tezgâh kurulmuştu"

Şehidin küçük oğlu Musab Şen, babasını dünyevi olarak kaybettiğinde 4 yaşında olduğunu ve şehid babasıyla fazla anısının olmadığını belirtti.

Şehid babasını şalgam tablasıyla eve doğru geldiğinde kendisini sokakta karşıladığını ve bu durumun kendisini çok mutlu ettiğini söyleyen Şen, babasının 1994 yılında saldırıya uğradığı dönemde yine aynı yılda babasının çok yakın arkadaşı olan Vasfi Tekin'in de silahlı saldırı sonucu şehid edildiğini anımsattı.

Babasının ve arkadaşı Vasfi Tekin'in PKK tarafından yakın takibe alındıklarını aktaran Mus'ab Şen, babasının evine yaklaştığı sırada çapraz ateşe alındığını söyledi.

Şen, "Ben yeni doğduğum için babam tatlı almış evine dönerken tatlının bir kısmını da şehid arkadaşı Vasfi Tekin'e bırakmıştı. Babam elinde tatlı ile eve gelirken saldırıya uğradı. Babam planlı bir şekilde şehid edilmek istendi. Saldırı sonrası babam gazi oldu. Vücudunda kalan kurşun sebebiyle kansere yakalanıp 4 sene sonra şehid oldu." dedi.

"Babamın şehadetinin bereketiyle bugünlere kadar geldik"

Babasının zalimlerin düzenini bozduğunu gururla anlatan Şen, "PKK sadece geçmişte değil günümüzde de İslami her türlü faaliyetin karşısındadır. Bu uğurda Türkiye'de yüzlerce kişi şehid oldu. Babam da o yüzlerce şehitten biridir." diye konuştu.

Babasız büyümeyi "kolsuz ve kanatsız" olmakla tarif eden Şen, "Küçükken yaşanan zorluklar insanın hayatını etkiliyor. Küçük yaşlarda babamızı kaybettiğimiz için maddi ve manevi sıkıntılar yaşadık. Fakat babamızın şehadetinin verdiği bereketle bugünlere kadar geldik. Şehid oğlu olmak insana gurur veriyor. Normal vefatlar gibi değil de şehadetle bu dünyadan gitmek şereftir. Babamız bir şehittir ve inşallah onun şefaatine nail oluruz." ifadelerini kullandı.

"Devraldığımız bu bayrağı kendi neslimize devredene kadar çalışacağız inşallah"

"Babasız büyüsek de üzerimizde bir mutluluk var. Babamın yokluğundan bu yana babamın arkadaşları tarafından sahiplendik." diye konuşan Şen, sözlerini şu şekilde tamamladı:

Şehitlik çok büyük bir mertebedir. Çünkü şehitlik dualarla talep edilen amel ile şehid gibi yaşanılan bir mertebedir. Babamızın bize bıraktığı miras ise İslam davasıdır. Babamızın maddi mirası gibi bir beklentimiz yoktur. Babamız çok büyük bir sorumluluğu ve davayı bizlere emanet etti. Devraldığımız bu bayrağı kendi neslimize devredene kadar bizler de İslam uğrunda çalışacağız inşallah.

Şehid Hüseyin Şen, her sene şehadeti dolayısıyla ailesi ve sevenleri tarafından hayır ve rahmetle yad edilirken, zalimler ise her dönemde işledikleri zulümle hatırlanmaya devam edecek. (İLKHA)