Zarif, mektupta nükleer bir tesise kasıtlı bir saldırının nükleer terörizm ve savaş suçu olduğunu belirtti.

Zarif, "Korunan bir nükleer tesisin kasıtlı olarak hedeflenmesi radyoaktif maddenin ayrım gözetmeksizin yayılması riskini ortaya çıkaran nükleer terörizm ve savaş suçudur." ifadelerini kullandı.

İşgalci Siyonist rejimin, ABD seçimlerinden sonra tekrar gündeme gelen nükleer antlaşmanın (JCPOA) hayata geçirilmesi sürecini sabote etmek için harekete geçtiğini belirten Zarif, "ABD bu aptalca kumarın sonuçlarını önlemek istiyorsa, Trump tarafından işlenen ekonomik terörizmi ve nükleer tesislere yönelik saldırıları bir müzakere aracı olarak görmeyi bırakmalı ve JCPOA'nın kabul edilmesinden bu yana uygulanan tüm yaptırımları kaldırmalıdır." dedi.

Zarif, mektubunda ayrıca ABD’nin yaptırımları kaldırılmasını kabul etmesi durumunda İran’ın da aldığı "iyileştirici önlemleri" durduracağının vurguladı.

Natanz'daki sabotaj

Pazar günü, düşük saflıkta rafine uranyum üreten Natanz tesisine yapılan sabotaj sonucu meydana gelen patlamada nedeniyle güç kaynağı geçici olarak kesintiye uğramıştı.  Olayda kimsenin zarar görmediği belirtilirken, Dışişleri Bakanlığı sözcüsü IR-1 santrifüjlerinin bazılarının hasar gördüğünü açıkladı.

Natanz daha önce 2009 ve 2010 yıllarında ABD ve İsrail tarafından ortaklaşa oluşturulan ve 1000'den fazla santrifüjü yok eden ve kontrolden çıkmalarını sağlayan bir bilgisayar solucanı olan Stuxnet virüsü tarafından hedef alındı.

Saldırı, işgalci siyonist rejimin şiddetle karşı çıktığı Viyana'daki 2015 ortak kapsamlı eylem planını (JCPOA) yeniden canlandırma görüşmelerinin ortasında gerçekleşti. Sekiz partili anlaşma, uranyum üretiminde katı sınırları kabul etmek karşılığında İran'a karşı ekonomik yaptırımları düşürdü. 2018'te Trump yönetimi, İran'ın ihlal ettiğini ve yaptırımları yeniden uyguladığını iddia ederek tek taraflı olarak anlaşmadan çekildi, ancak diğer Taraflar Washington'un kanıt eksikliği nedeniyle anlaşmada kaldı.

Sonuç olarak, İran JCPOA kapsamındaki yükümlülüklerini istikrarlı bir şekilde geri çekti, ürettiği uranyumun miktarını ve kalitesini arttırdı ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı müfettişlerinin hazırlıksız kontroller yapma kabiliyetine bazı kısıtlamalar getirdi.

ABD Başkanı Joe Biden daha önce JCPOA'ya duyulan ihtiyaçtan bahsetti, ancak Ocak ayında Cumhurbaşkanı olduğundan beri, Tahran'ın önce bunu yapması konusunda ısrar ederek anlaşmaya geri dönmek için çok az şey yaptı. Viyana müzakereleri bu çıkmazın üstesinden gelmeyi amaçlıyor. (İLKHA)