Bu yılda camilerde teravihlerin olmayacağı bir Ramazan geçirmenin hüznünü Müslümanlar olarak yaşayacağımızı dile getiren Taşcı, evlerde ailce cami havasında ibadet edilmesi gerektiğini belirtti.
Orucun önceki kavimlere farz kılındığı gibi Müslümanlara da farz kılındığının ayetle sabit olduğunu dile getiren Taşcı "Günahlarımızdan, kusurlarımızdan, isyanlarımızdan ve hatalarımızdan dönmek için yeniden Rabbimize ve rızasına dönebilmemiz için bizlere bir fırsat daha verdi. Cenab-ı Allah nasip eylerse inşallah bu gece ilk sahurumuzla beraber yarın ilk orucumuzu tutarak Ramazan ayına gireceğiz. Cenab-ı Allah bir ayetinde buyuruyor ki 'Ey iman edenler! Sizden öncekilerin üzerine yazıldığı gibi sakınasınız diye sizin üzerinize de sayılı günlerde oruç yazıldı. İçinizden hasta veya yolcu olan, başka günlerden sayısınca tutar. Orucu tutmakta zorlananlar için bir yoksulun (günlük) yiyeceği kadar fidye yeterlidir. Bir iyiliği mecbur olmadan yapan için bu (yaptığı) iyidir. Ama orucu tutmanız -bilirseniz- sizin için daha hayırlıdır.' Oruç Cenab-ı Allah tarafından bizleri kıvama sokmak, bizleri Allah'ın razı olduğu kullar haline getirmek, bizleri Peygamberimizin sünnetini yaşayan örnek ve model Müslümanlar haline gelmemiz için farz kılındığı buyuruluyor. Onun için gerçekten çok farklı bir zaman dilimine dedelerimizin ve atalarımızın her daim söyledikleri gibi on bir ayın sultanı diye nitelendirdikleri aya adım atmak üzereyiz." dedi.
"Ramazan ayını gafletten uzak bir şekilde değerlendirmemiz lazımdır"
Bu ayın her bir anının rıza-i ilahi için geçirilmesi gerektiğini dile getiren Taşcı "Peygamber Efendimiz 'Her kim inanarak sevabını ve mükafatını da yalnızca Allah'tan umarak oruç tutarsa Allah onun geçmiş ve gelecek bütün günahlarını affeder.' diye bize müjdeler. Peygamberimiz yine başka bir hadis-i şerifinde şaban ayının son günü akşama doğru bir hutbe veriyor, o hutbesinde 'Ey insanlar şu an da gerçekten yüce, muazzam, muhteşem ve bereketle dolu bir ay sizi gölgesi altına almaya başladı.' diye buyurur. Ramazan ayının farklı bir konu olduğunu bize kanıtlar. Farklı bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğini bize vurguluyor. Ramazan ayını gafletten uzak bir şekilde değerlendirmemiz lazımdır." ifadelerini kullandı.
"Ramazan-ı şerif öyle bir ay ki cennetin kapıları ardına kadar açılıyor"
Ramazan'da Cennet kapılarının sonuna kadara açıldığını dile getiren Taşcı "Ramazan-ı şerif öyle bir ay ki cennetin kapıları ardına kadar açılıyor, cehennemin kapıları da kapatılıyor ve azgın şeytanlar zincirleniyor. Yani tabiri caizse Ramazan ayında cennette gezer gibi yaşayacağız. Adeta iyilik meydanı bize kalmıştır. Cenab-ı Allah, haydi ey kulum meydan senindir bana ulaşmak, bana vasıl olmak ve rızamı kazanmak için ne yapacaksan yap der gibidir. Bu ayın evvelinde rahmet vardır. İlk 10 gününde Cenab-ı Allah'ın rahmeti üzerimize o geçen aylarda yaşadığımız sağanak, güzel, bereketli yağmurlar gibi üzerimize yağacak. İkinci 10 günde Allah'ın affı, mağfireti ve bağışlaması yağacak, içinde Kadir Gecesi'nin de bulunduğu son 10 gününde inşallah cehennemden kurtuluşumuzun elimize verileceği zaman dilimidir." dedi.
Taşçı bir Müslümanın bütün azalarıyla oruç tutması gerektiğini ifade eden Taşçı "Oruçlar tutacağız, imsakla başlayıp iftara kadar yemeden, içmeden, eşlerimizle beraber olmadan imtina edeceğiz ve oruçlar tutacağız. Ancak orucun oruç olabilmesi için biz oruçlarımızı yalnızca midemize yüklemeyeceğiz. Oruç tuttuğumuzda tabiri caizse bütün vücudumuzla oruç tutacağız. Yani yalnızca midelerimizin değil, gözlerimizin de kulaklarımızın da dillerimizin de ayaklarımızın da orucu olacak. Ayaklarımız oruç tutacak harama ve uygun olmayan mekanlara ve iklimlere yürümeyeceğiz. Ellerimiz oruç tutacak harama erişmeyecek. Gözlerimiz oruç tutacak harama bakmayacak. Kulaklarımız oruç tutacak harama kesilmeyecek, duymayacak. Hepsinden önemlisi dillerimiz oruç tutacak, yalan söylemeyecek, gıybet, iftira etmeyecek. Allah'ın ve Resulünün razı olmadığı şeyler söylenmeyecek." şeklinde konuştu.
'Oruç her biriniz için bir kalkandır'
Bütün azalarıyla oruç tutan Müslümanlara orucun bir kalkan olacağına vurgu yapan Taşcı "Peygamber Efendimiz 'Oruç her biriniz için bir kalkandır. O kalkanı parçalamadığı müddetçe kalkanlığı geçerlidir.' diye buyuruyor. Sahabe soruyor 'Ne zaman kalkan kırılır, işlevsiz hale gelir.' diye soruyor. Peygamberimiz 'Günahlarla o kalkan kırılır.' Onun için peygamberimiz bir hadis-i şerifinde 'sizden biriniz yalanı ve yalanla işlem yapmayı terk etmediği sürece sizin aç ve susuz olduğunuz zaman dilimine Allah'ın ihtiyacı yoktur. Dolayısıyla hem oruç tutup hem de yalan konuştuğumuz ve benzeri şeyleri yaptığımız zaman Allah bizleri korusun. Eğer yapmamız gereken şeyleri yaparsak tutmuş olduğumuz oruç, açlık ve susuzluktan başka bir şey değildir. İki ay önce Ya Rabbi, Recep ve Şaban ayını hakkımızda mübarek kıl ve bizi Ramazan-ı Şerife eriştir, diyerek başladık. İki ay göz açıp kapayıncaya kadar bitti. Aynı şekilde kalan üç ayın şahı, on ayın sultanı olan Ramazan'da da aynen böyle olacak. İnşallah bu sayılı günleri iyi değerlendirelim." ifadelerini kullandı.
"Fakire, fukaraya, yetime, öksüze yardım edelim"
Ramazan'da infak, sadaka ve zekatlarla fakir, fukaranın gözetilmesi gerektiğini dile getiren Taşcı "Fakire, fukaraya, yetime, öksüze yardım edelim, kimsesizlerin kimsesi, çaresizlerin çaresi, sahipsizlerin sahibi olarak, yemeği ve ekmeği olmayanları koruyup kollayarak onlara yardımcı olalım. Üzerimizde salgın belası nedeniyle muhtaç kardeşlerimizin sayısı azımsanmayacak kadar çoktur. Onları arayarak onlara yardım edelim. Burada oruç tutmamızın asıl maksadı ve gayesi aç olanları ve susuz olanları hatırlamak ve anlamaktır. Birisi Hazreti Yusuf'a sormuş 'Ey Mısır'ın sultanı yeryüzünün hazineleri senin elinde, sen aç uyuyorsun.' Yusuf Aleyhisselam oruç tutarken, aç uyuyunca birisi böyle söylüyor. Hazreti Yusuf 'Ben sürekli tok olursam açların halinden anlamam diye korkuyorum da onun için aç uyuyorum.' diye buyurur." dedi.
"Müslümanlar olarak içinde bulunduğumuz olumsuz konumu fırsata çevirmesini bileceğiz"
Teravihleri evde ailece cemaat halinde kılınmasını tavsiye eden Taşcı "Geçen yılda olduğu gibi bilim kurulunun ve Diyanet İşleri Başkanlığının yetkililerinin almış olduğu kararla konuyu her şekilde görüştükten sonra teravih namazlarımızı evlerimizde kılmamızın daha uygun olacağı görüşü benimsendi. Müslümanlar olarak içinde bulunduğumuz olumsuz konumu fırsata çevirmesini bileceğiz. Cemaatimizle beraber teravih namazlarını kılamayacağız. Onun yerine eşimizle, çocuklarımızla evlerimizde teravih namazımızı kılacağız. Yine evlerimizde kim Kur'an-ı Kerim biliyorsa o okuyarak diğerleri dinleyerek hatimler yapalım. Okumuş olduğumuz o cüzün manasını da çocuklarımızdan birisi veya kendimiz okuyup çocuklarımızın dinlemesini sağlayalım. Peygamberimizi anlatan bir eseri çocuklarımızla bitirerek, Peygamber Efendimizin hadisleriyle ilgili müteşekkir kitaplardan okuyarak Ramazan ayı boyunca okuyup müzakeresini yapmak suretiyle bizde evlerimizi bir mektebe, medreseye ve üniversiteye çevirmemizin yolunu bulacağız." şeklinde konuştu.
Taşcı son olarak "Sabah, öğle, akşam, yatsı namazlarında camilerimiz açık mukabeleler okunacak. Maske, mesafe ve temizlik kurallarına riayet ederek camilerimize gelip namazlarını eda ederek, mesafeye dikkat ederek mukabelelerini yapabilecekler. Duamız salgınla geçirdiğimiz son Ramazan ayı olmasıdır. Bütün müminlerin Ramazan-ı şerifini canı gönülden tebrik ediyorum." dedi. (İLKHA)