HABER MERKEZİ
HÜDA PAR Genel Başkanı Sağlam, Epözdemir’i, Hak ve Özgürlükler Partisi (HAK-PAR) Ankara’daki genel merkezinde ziyaret etti. İki lider, baş başa görüşmelerinin ardından ortak basın açıklaması düzenleyerek gazetecilerin sorularını yanıtladılar. Ziyaretlerinden dolayı HÜDA PAR Genel Başkanı ve beraberindeki heyete teşekkür eden HAK-PAR Genel Başkanı Epözdemir, yapılan ziyaretin memnuniyet verici olduğunu söyledi.
“YENİ ANAYASANIN TEKRAR GÜNDEME GELMESİNİ ÖNEMSİYORUZ”
Yeni anayasa çalışmaları Türkiye gündeminden hiç düşmediğini ifade eden HÜDA PAR Genel Başkanı Sağlam, “Türkiye’de yaşanan sorunların temel kaynağı anayasada temel haklar ve özgürlüklerin bir kısmının tanımlanmamış olması ya da anayasadaki bazı temel haklar ve özgürlüklerin kısıtlanmasından kaynaklıdır. Bu nedenle yeni anayasanın tekrar gündeme gelmesini önemsiyoruz. Bu çerçevede Türkiye’de siyaset yapan bütün siyasi partilere bu konudaki düşüncelerimizi iletmek ve gerekirse ortak paydada ortak çalışmalar yapma amacıyla siyasi partilerle görüşmelerimiz devam ediyor. Bu anlamda bugün HAK-PAR ile bir görüşme gerçekleştirdik. Olumlu ve verimli bir görüşme oldu. Eğer bir ülkede sorunlar çözülmek isteniyorsa bunun tek yolu var. İnsanların bir araya gelip bunu konuşmaları, çözüm arayışları içerisine girmeleri, ortak paydada buluşmalarıyla olur. Zaten anayasalar farklılıkların bir araya gelmesi ve farklılıkların bir payda etrafında toplanması anlamına gelen bunun ilkelerini oluşturan belgeleridir.” dedi.
“ÜLKEDE YAŞAYAN BÜTÜN İNSANLARIN KENDİSİNİ İÇİNDE BULACAĞI SAHİPLENECEĞİ BİR ANAYASA OLMAK ZORUNDADIR”
Açıklamasının devamında Sağlam, “Yeni anayasada bu çerçevede ülkede yaşayan bütün insanların kendisini içinde bulacağı sahipleneceği bir anayasa olmak zorundadır. Daha önceki anayasaların sıkıntıları bir darbe sonucu bir dayatma ile cuntanın yazdığı metinler olduğu için ülkenin ve toplumun gerçekleri ve istekleri dikkate alınmadan sadece cuntacıların biraz daha iktidarda kalmak veya kendilerine göre toplumu dizayn etmek ve tek tip bir vatandaş tanımını yapmak için oluşturulan metinlerdir. Bununla ilgili birçok vesayet kurumu zaman ile oluşturulmuş ve o gün bu gündür bu ülke hep bu cunta anayasasının vermiş olduğu açıklar nedeniyle darbeler, müdahaleler ve bildirilerle hep toplumun karşısına toplumun hilafına işler götürülmeye çalışılmıştır. Bu nedenle biz artık halka rağmen halkçı, halkın isteğine rağmen bir şeylerin dayatılma döneminin geçtiğini düşünüyoruz.” ifadelerini kullandı.
“TOPLUMUMUZA UYGUN BİR ANAYASAMIZ YOK”
Sağlam, “Türkiye’de söz söyleyebilecek bütün siyasi partilerin sivil toplum kuruluşları anayasa konusunda ne olup ne olmaması gerektiğini bir masa etrafında oturup tartışıp bir sonuca varmasının tek yol olduğunu düşünüyorum. Belki şu anda görüşülüyor olması bile inşallah bu yeni anayasa çalışmalarının bir yazımı için bir başlangıç olur diye diliyoruz. İnşallah gayretimizi bu konuda sonuna kadar da devam ettireceğiz. Bu ülkenin yeni bir anayasaya ihtiyacı var. Bu anayasa artık bu toplumu taşıyamıyor ve gerçekten 84 milyon insanımız bu anayasayı hak etmiyor. Toplumumuza uygun bir anayasamız yok. Mutlaka yeni ve herkesin hemfikir olduğu gerçekten ortak paydada buluşabileceği yeni bir anayasaya ihtiyaç var. Bu çerçevede biz inşallah ziyaretlerimizi devam ettireceğiz. Diliyoruz ki bu görüşmeler neticesinde yapılacak çalışmalar bütün kamuoyuna referans olur ve halkın desteğini alan bir anayasa haline gelir.” diye konuştu.
“YAPILACAK OLAN BİR ANAYASADA MUTLAK SURETTE KÜRT HALKININ GÜVENCE ALTINA ALINMASINI DİLE GETİRDİK”
Türkiye’de yeni bir anayasa çalışmasını Hak ve Özgürlükler Partisi olarak çok önemsediklerini aktaran Epözdemir, ise “Ne zaman ki Türkiye’de bir anayasa değişikliği veya bir yasa değişikliğinden söz edilirse HAK-PAR mutlaka bu konuda kendi görüşlerini dile getirmiş ve yaptığı açıklamalarla nasıl bir anayasa istediğini söylemiştir. Biz bugün de bu sürece karşı duyarlılığımızı gösteriyoruz. Yapılacak olan bir anayasanın mutlak surette Kürt halkının demokratik haklarını güvence altında tutup eşitlik ve adalet temelinde Kürt halkının haklarını koruyacak ve Kürt halkının kendi haklarını özgür bir biçimde kullanabilmesi için garanti olabilecek bir belgeye, ortak bir sözleşmeye ihtiyaç olduğunu dile getirdik. Bugün de söylüyoruz. Genel bir anayasa çalışması bizim açımızdan çok anlamlıdır. Biz bu sürece karşı duyarlıyız.” dedi.
“HİÇBİR ANAYASA KÜRT SORUNUNUN ADİL VE DEMOKRATİK ÇÖZÜMÜNÜ GERÇEKLEŞTİREMEDİ”
Bugüne kadar birçok anayasa hazırlandığını fakat Türkiye’deki Kürt meselesinin hiçbir anayasada çözüm bulmadığını belirten Epözdemir, “1924 yılından bugüne kadar hiçbir anayasa Kürt sorununu adil ve demokratik çözümünü gerçekleştiremedi. Kürt sorunu 100 yıldır devam ediyor. Kürtler 100 yıldır kendi statülerinin tanımını bekliyorlar. Bu son derece adaletsiz ve haksız bir uygulamadır. Bu yüzden HAK-PAR olarak biz yeni bir anayasa çalışmasıyla ilgili görüşlerimizi söylerken eski anayasalara benzemeyecek ve yeni bir anayasa olacaksa bu çok verimli ve önemli bir adım olur. Eğer bugüne kadar ki anayasalara benzemeyecek bir anayasaya ihtiyaç vardır. Eğer diğer anayasalara benzeyecekse böyle bir çalışma çok anlamlı değildir. Anayasanın ilk 4 maddesinin korunabileceği geride kalan maddelerin tadilat yapılacağı yeni bir anayasadan söz edilirse bu yeni bir anayasa olmaz. Esas sorunların büyük bir kısmı da anayasanın başlangıç ilkelerinde var. Daha demokratik, insani, eşitlikçi, adil Kürtlerinde varlığını ve ulusal haklarını güvence altına alabilecek bir anayasadan yanayız.” ifadelerini kullandı.
Konuşmaların ardından gazetecilerin sorularına geçildi.
“ÜLKEDE BİR SORUN VAR VE O SORUNUN KAYNAĞI ANAYASADIR”
HÜDA PAR Genel Başkanı Sağlam, bir gazetecinin Millî Eğitim Bakanlığı Ziya Selçuk’un “Türkçe'den başka hiçbir dil anadil olarak okutulamaz” açıklamasını sorması üzerine, “Sayın Milli Eğitim Bakanının orada okuduğu metin anayasada bir madde bunu o şekilde değerlendirmemiz lazım. Dile getirdiğimiz husus şu ülkede bir sorun var ve o sorunun kaynağı anayasadır. Bu sorunun kalkması için bu anayasanın değişmesi gerekiyor. Anayasadaki bu hüküm çok anlamsız hiç sonucu olmayan sosyal, siyasi, eğitim hayatında karşılığı olmayan bir metin olarak oraya konulmuştur. Yani bir dilin anadil olarak okutulmasıyla anadil dışında yaşayan diller olarak okutulması arasında bir fark yok ama bu anayasayı bu millete dayatanlar bu ülkede yaşayan insanların anadilleriyle eğitim almalarına engel olmak için sembolik olarak böyle bir cümle koymuşlardır. Zaten bu madde olmasa bile anayasada bu konuda anadil eğitime engel olabilecek birçok hüküm var. Mutlaka değiştirilmesi gerekir ve bunun için de yeni anayasanın yapılması gerektiğini düşünüyoruz.” yanıtını verdi.
“ANADİLDE EĞİTİM MESELESİ TÜRKİYE’DE ARTIK BİR SİSTEM MESELESİ HALİNE GELDİ”
HAK-PAR Genel Başkanı Epözdemir, ise soruyu şu şekilde yanıtladı: “Esas itibarıyla Sayın Başkanımda buyurduğu gibi anayasada böyle aksine bir hüküm olmadığı için devletin bir yöneticisi olan Milli Eğitim Bakanı aksine bir şey söylemez. Anayasada yeri olmadığı için söyler. Burada önemli olan şey şudur ne yazık ki 100 yıldır Türk siyaset kurumu tekçi bir mantalite üzerine kurulmuş ve Türkiye’de siyaset tekçi dolayısıyla o tekçilikten aldığımız şey Türkçülük üzerinde devam ediliyor. Bu siyaset ne Türk halkını ne Kürk halkını memnun etmedi. Bu tekçi yaklaşım onlara hep faturası çok ağır oldu. Anadilde eğitim meselesi Türkiye’de artık bir sistem meselesi haline geldi. Anadilde eğitim meselesini programa alıp yasal bir çerçeveye kavuşturulursa aynı zamanda sisteminde tekçilikten kurtularak çoğulcu bir sisteme dönüşmesini beraberinde getirecektir. Dolayısıyla anadilde eğitim hakkına karşı gelinmesi Kürt dilinin (Kürtçe) Türkçenin yanı sıra resmi dil olamayışı bu konuda bu meselenin önündeki o bariyerleri o karşılaşılan dirençleri sistemin kendisinden kaynaklandığına inanıyorum. Sistem bu değişimlere cevaz veriyor. Yeni bir anayasa söz konusuyken gelecekte bu tür nahoş şeyleri duymamak ve yaşamamak için yapılacak olan anayasanın bu tekçi mantıktan Türkçülükten bir kesimin tahakkümünden mutlaka kurtulması lazım. Mutlaka çoğulcu, demokratik ve eşitlikçi bir anayasanın yapılması gerekiyor.”
“BİZİM KÜLTÜR VE ÖRFÜMÜZDE 1-2 DEFA RANDEVU İSTEDİKTEN SONRA KAPIYI AÇMIYORSA ARTIK KAPIYI ZORLAMANIN BİR ANLAMI YOK”
Eski HDP Milletvekili Hasip Kaplan’ın sosyal medyada “HDP ile HÜDA PAR aradaki buzları eritmelidir, Kürt Halkının Özgürlüğü için zorunludur..!” paylaşımını HÜDA PAR Genel Başkanı Sağlam’dan değerlendirmesini isteyen ve yeni anayasa ziyaretleri kapsamında HDP’yi de ziyaret edip etmeyeceklerini soran bir gazetecinin sorusu üzerine Sağlam, “Anayasa çalışmaları gündeme geldiğinde biz Türkiye’de siyaset yapan bütün partilere gidip görüşlerimizi dile getirmek için bir çalışma içerisinde girdik. HÜDA PAR kuruluşu 2012, yaklaşık 9 senedir siyaset yapıyoruz. Değişik vesilelerle seçim öncesinde seçim güvenliği için siyasi partilerle görüşmek için randevu talep ettik. Bu arada bazı siyasi partiler 2-3 kez kapılarını çaldığımız halde bize randevu vermediler. Bu son çalışmamızda 3 kez kapısını çaldığımız halde bize randevu vermeyen insanların kapısına gitmeyi uygun görmedik. Bizim kültür ve örfümüzde 1-2 defa randevu istedikten sonra kapıyı açmıyorsa artık kapıyı zorlamanın bir anlamı yoktur. Bu nedenle bu çalışmamızda bahsettiğiniz partilere gitmedik.” ifadelerini kullandı.