Tarihi milattan öncesine kadar dayanan, Anadolu kültüründe süsleme sanatları içerisinde önemli yer tutan ahşap oymacılığı sanatı, unutulmaya ve yok olmaya yüz tutmuş meslekler arasındaki yerini almış durumda.  

 

Bu sanatın son temsilcilerinden Ahmet Ergül, İLKHA muhabirine, yeterli değeri görmediği için bu sanatın unutulma ve yok olmayla karşı karşıya kaldığını belirtti.

Çeşitli şehirlerde yıllarca mesleğini sürdüren Algül, iki yıldır Midyat ilçesinde mobilya atölyesi işletiyor.

Ahşap oymacılığının yeterli değeri görmemesi nedeniyle geçimini idame ettirmek için mobilya atölyesi işlettiğini belirten Algül, bir yandan da çok sevdiği ahşap oymacılığı sanatını devam ettirmeye çalıştığını ifade etti.

Atölyesinde uzun yıllardır uğraş verdiği bir cami minyatürü yapan Algül, yeni projeler yapmak ve mesleğini sürdürmek için bu sanata gönül verenlerin ve yetkililerin kendisine destek olması çağrısında bulundu.

Ergül, çok sevdiği sanatını ve mesleğini devam ettirmek için küçük de olsa kendisine ait bir ahşap oymacılığı sanatı atölyesi kurmak istediğini, maddi durumu olmadığı için bu hayalini gerçekleştiremediğini anlattı.

“İşi devamlı yapmak istiyorum”

Kendisine destek olunması halinde çok güzel eserler ortaya koyabileceğini belirten Algül, bu sanatı sürdürmek için de eleman yetiştirmek istediğini söyledi.

Algül “Bu baba mesleğidir. Küçüklüğümden beri devam ediyorum. Sevdiğim bir meslek ve sanattır oyma işi. Tarihi yerleri yapmak istiyorum. Bunu, değerli ağaçlar meşe, gürgenden yapıyoruz. Sevdiğim bir meslek. İzmir’de başladım. Boş zamanlarımda bu camiyi yaptım. İşte, yarım saat, bir saat gibi vakit ayırarak yaptım ve bu şekilde tamamlamaya çalıştık. Birkaç eksiği kaldı. Bu işi sevdiğim için boş zamanlarımda uğraşıyorum. Ben İzmir’deydim. 25 yıl orada çalıştım. Değişik modeller yaptım. Ondan sonra buraya geldim ama çevrem yok burada. Eğer çevrem olsa ve maddi durumum iyi olsa idi güzel bir yer açıp güzel şeyler yapardım. Özellikle tarihi yerlerin oyma sanatını yapardım. Ama durumum müsait değil şu anda. Yani devletten, büyüklerimizden biraz destek gelirse bana güzel bir yer açıp bu işi devamlı yapmak istiyorum.” diye konuştu.

Ahmet Algül

“Sanatı seviyorum”

Destek gelmesi halinde güzel eserler ortaya çıkaracağını ve bu sanatını devam ettirmek istediğini ifade eden Algül şöyle devam etti:

“Bu mesleği ve sanatı seviyorum. Ne proje gelirse yaparım. Cami, villa, kilise ve tarihi yerler gibi bunları yaparım. Oyma işi güzel bir meslektir. Birçok yerde çalıştım. Baktım bu işe fazla rağbet yok ve kimse değer vermiyor diye mobilya işine başladım. Boş zamanlarımda oyma işiyle uğraşıyorum. Bu camiyi mesela parça parça yaptım. Güzel ahşap malzemesi alıp bu işi yapmak istiyorum. Bir iki tane makine lazım bana. Torna makinesi gibi araç eksiğim var. Bunlar olsa çok daha güzel işler yaparım. Bu camiyi hep elimle yaptım.”

“Destek verilirse bu sanatı icra edecek eleman yetiştirmek istiyorum”

Ahşap oymacılık sanatını yaşatmak için bu sanatı icra edecek eleman yetiştirmek istediğini belirten Algül “Eğer destek verilip bu işi yapmaya devam edersem yanıma bir iki eleman alıp yetiştirmek istiyorum. Beraber daha güzel şeyler yaparız. Bu mesleğimi tekrar icra etmek istiyorum. Yeni nesillere aktarmak istiyorum. Bu meslek kaybolmasın. Değerli bir meslektir. Sevdiğimiz bir meslek. Bu oyma işi unutulmaya yüz tutmuş. Kimse artık bahsetmiyor. Bunu yapmak istiyorum. Bir çevrem olsun ve değerlendireyim bu mesleği. Birkaç kişi yanımda yetiştireyim. Yine piyasaya çıksın bu meslek.” ifadelerini kullandı.

Ahşap oymacılığı nedir?

Tarihi milattan öncesine kadar dayanan, Anadolu kültüründe süsleme sanatları içerisinde önemli yer tutan Ahşap oymacılığı, bir sanat biçimi olarak, küçük nesneler üzerindeki dekoratif şekillerden, mobilyalara ve mimari süslemelere kadar ahşaptan yapılan her türlü eseri içerir. Ahşap oymacılığında en yaygın kullanılan odun çeşitleri; şimşir, çam, armut, ceviz, söğüt, meşe ve abanoz türleridir.(İLKHA)