İsrail tarafından ‘kırmızı çizgi’ olarak duyurulan İran Nükleer Gücü konusu ziyaretin belki de en temel konusu olacak.
Rauters’ten Dan Williams’ın analizine göre , bir İran-İsrail savaşı, Ortadoğuda risk ve Körfez de petrol krizi Washington’nun yanaşmadığı iki olgu olarak ortada duruyor.
Aynı zamanda İran’ın potansiyel bir nükleer bomba için yeterli yakıt olan orta düzey uranyum zenginleştirme programına başlamasıda İsrail’i ‘tedirgin’ eden bir başka durum.
İran ise Birleşmiş Milletler denetçilerini ülkelerine davet edip barşçıl amaçlı uranyum zenginleştirme programına ikna etmeye çalışacaktır.
Ortadoğu’nun karmaşık yapısı ve Suriye belirsizliğini korumaya devam ediyor.
İsrail ise planını Waşingtonda ‘onaylatmama’ rahatsızlığını dile getirmişti. Bahar aylarına ertelenen İsrail-İran problemi bir kez daha masaya konulacak.
Netanyahu’nun bu arada, Washington`un herhangi bir savaşta yanında olup olmayacağını kesin öğrenmek için bazı ‘çılgınlıklara’ başvurabileceğini de unutmamak lazım.
ABD bugüne kadar Körfez sularındaki kuvvetlerini seferber ve son çare olarak askeri güç kullanımına açık olduğunu söyleyerek Tel-Aviv’e yakın durduğunu ancak Obama yönetimi Tahran’a askeri operasiyon seçeneğine şu anda sıcak bakmadığı ve İsrail taleplerine direndiği de konuşuluyor.
Obama katıldığı Channel 2 televizyon programında da İran ile meseleyi diplomatik yollarla haletmek istediğini söyledi. Bu arada İran’ın nükleer bombaya ulaşmak için bir sene kaldığı yorumları da yapılıyor.
İsrail’i bir güvenlik yetkilisine göre ise ‘başkan’ bu sefer blöf yapmıyor. Tabi bunlar İsrail’in dünya kamuoyuna yaptığı ‘cambazlıklar’ da olabilir.
BM raporlarına göre İran katı yakıt reaktörünü çalıştırmaya başlamış ve uranyum gazını depolamaya başlamıştır.İran yeraltı istasyonlarında santrifüjleri çalıştırarak zenginleştirilmiş uranyumla enerji üretmeye başladı bile.
Washington`daki İsrail yanlısı lobiler ‘kırmızı çizgi’yi belirgin hale getirseler bile Dünya kamuoyu buna ikna olmuş değil.
Tüm bunların üstüne ABD yönetimindeki ‘stratejik belirsizlik’ ve İran’ın sahip olduğu uzun radarlı füzeler İsrail’i düşündürmeye devam edeceğine benziyor.
Anlaşılan odur ki İsrail , Ortadoğu’da ‘yüzyıllık yalnızlık’ sendromunu atlatmadı hala. Filistin Sorunu da gündem ve güncelliğini korumaya devam ederse yakın zamanda önemli değişiklikler olmayacağı anlamına da gelmektedir.
Ama en önemlisi Ortadoğu Coğrafyası artık kan görmek istemiyor…
(çeviri-Emrullah Altuntop)