Doğruhaber

Tepkiler çığ gibi büyüyor

Kutlu Doğum etkinliğine katılmak, şehid olan Filistinliler için gıyabi cenaze namazı kılmak, Mekke’nin fethi programı düzenlemek ve katılmak suçlamasıyla İhya-Der üye ve yöneticileri hakkında açılan davada toplam 150 yıl ceza verilmesine tepkiler çığ gibi büyüyor.

Zalimleri O`na havale ediyoruz

Hizbullah Cemaati yöneticilerinden Edip Gümüş,  Elazığ İhya-Der`e verilen cezaya sert tepki gösterdi. Gümüş, “Kurgusunu tasarlayanlar, senaryosunu yazanlar ve senaryoyu uygulayıp kuzuyu kurdun önüne bırakırcasına bu insanları İslam ve Müslümanların düşmanı zalim ve gaddarlara teslim edenleri Allah’a (cc) havale ediyoruz" dedi.

Kuşatma ve sindirme olayıdır

İhya-Der hakkında verilen Yargıtay kararına Mustazaf-Der ve Mazlum-Der gibi birçok STK`dan da tepki geldi. STK`lar “Yasal faaliyetlerin suç olarak kabulü, ucu açık bir zulümdür. Ucu açıktır, çünkü bugün İhya-Der’e yapılan bu kuşatma yarın herhangi bir sivil yapıyı hedef alabilir. Olay sadece İhya-Der olayı değil sivil çalışmalara yönelik bir kuşatma ve sindirme olayıdır” fikrinde birleşti.

Kutlu Doğum etkinliğine katılmak, şehit olan Filistinliler için gıyabi cenaze namazı kılmak, Mekke’nin fethi programı düzenlemek ve katılmak suçlamasıyla İhya-Der üye ve yöneticileri hakkında açılan davada toplam 150 yıl ceza verilmesine tepkiler çığ gibi büyüyor.

Sivil Toplum Kuruluşları İhya-Der’e verilen 150 yıllık cezanın Yargıtay 9. Ağır Ceza Dairesince onanmasını kınarken verilen cezanın tüm Sivil Toplum Örgütlerine verilen bir gözdağı olduğuna dikkat çektiler. İşte o tepkiler…

52 STK’DAN KINAMA

Özgür Der, Mazlum Der ve Memur Sen’in de aralarında bulunduğu 52 STK, Diyarbakır’ın Sur İlçesindeki Dağkapı Meydanı’nda bulunan Selahaddin-i Eyyübi çarşısı üzerinde bir araya gelerek, verilen kararı kınadı. Yapılan basın açıklamasını 52 STK adına Yunus Memiş okudu. Memiş, İhya-Der’in yaptığı bütün faaliyetlerin resmi olduğunu hatırlatarak yerel mahkemenin verdiği keyfi kararı Yargıtay’ın da onadığını söyledi. Memiş şunları dile getirdi: “Yargıtay artık özel ve istisnai suç tipi olarak öngördüğü TCK 314. maddeyi çok geniş yorumlamakta ve her türlü sivil faaliyeti dilediğinde terör faaliyeti hazırlık aşaması olarak kabul etmektedir. Bu keyfi ve geniş yorum, yargının yasama organı yerine geçmesi anlamına gelmektedir. Bu uygulama 28 Şubat uygulamalarından farksız değildir. Bir an önce bu yanlıştan geri dönülmelidir”

“YARGITAY’IN İHYA DER ZULMÜNÜ LANETLİYORUZ”

Mustazaflarla Dayanışma Derneği (Mustazaf Der) de, İhya-Der üye ve yöneticilerine verilen 150 yıllık cezaya sert tepki gösterdi. Bir komplo sürecinin ardından İhya-Der üye ve yöneticilerine ceza verildiği belirtilen açıklamada yasal faaliyetlerin suç gibi gösterilerek kolluk-yargı paslaşması ile dernek üyelerinin insafsızca haksız yere cezalandırıldıkları ifade edildi. Açıklamanın devamında, “Başka yapılara yönelik yapılan bu türden komploları gören hükümet, nedense İhya-Der ve aynı paralelde çalışan derneklere kurulan komploları ve hukuksuz muameleleri görmüyor” ifadeleri kullanıldı.

“HUKUKTA UCUBE BİR KARAR “

Elazığ İhya Der Üyelerine verilen 150 yıllık hapis cezasının onaylanmasıyla ilgili yazılı bir açıklama yapan Diyarbakır Hür-Der, legal çalışmayı ilke edinen derneklere illegal örgüt, dernek üyesi olarak faaliyet yürüten kişilere de terörist muamelesi yapılmasının hukuki hiçbir kritere uymadığı ifade etti. Açıklamada, “Legal çalışmayı ilke edinen, derneklere illegal örgüt, dernek üyesi olarak faaliyet yürüten kişilere de terörist muamelesi yapılması hukuki hiçbir kritere uymamaktadır. Bu karar hukukta ucube niteliğindedir” denildi.

AKIL ALMAZ BİR KARAR

Memur-Sen Batman İl Başkanı M. Şafi Özperk, İhya-Der üye ve yöneticilerine verilen ve Yargıtay tarafından onanan cezaya tepki göstererek, verilen ceza ile dindar kesimlerin sindirilmeye çalışıldığını belirtti. Özperk, Yargıtay’ın kararını akıl almaz, hukuka uymaz, mantık ve vicdan kabul etmez olarak ifade etti.

28 ŞUBATIN YENİ VERSİYONU

İslami ve yasal faaliyetlerinden dolayı Elazığ İhya-Der yöneticilerine Yargıtay 9. ceza dairesi tarafından verilen 150 yıllık haksız cezaya bir tepkide Gaziantep Umut-der den geldi. Gaziantep Umut-der Başkanı Yusuf Kiraz, verilen cezanın 28 Şubat post modern darbesinin yeni bir versiyonu olduğuna dikkat çekti.

KARAR, UCU AÇIK BİR ZULÜMDÜR

İhya-Der hakkında verilen Yargıtay kararına Mazlum-Der Genel Başkanı Faruk Ünsal tepki gösterdi. Verilen kararın ucu açık bir zulüm olduğunu belirten Ünsal, “Yasal faaliyetlerin suç olarak kabulü ucu açık bir zulümdür. Ucu açıktır, çünkü bugün İhya-Der’e yapılan bu kuşatma yarın herhangi bir sivil yapıyı hedef alabilir. Olay sadece İhya-Der olayı değil sivil çalışmalara yönelik bir kuşatma ve sindirme olayıdır” diye konuştu.

HERKES BU ZULME DUR DEMELİ

Batman’da aktif sivil toplum kuruluşlarından oluşan Hak ve Özgürlükler Platformu da İhya-Der’e verilen cezaya tepki gösterdi. Platform adına açıklamalarda bulunan Sevgi Der Başkanı M. Ali Ortaç “Bizler diyoruz ki adalet ve eşitlik hepimizin ortak değer ve haklarıdır. Anlaşılan o ki bu kavramlar inancını yaşamak isteyen Müslümanlar için halen lüks kabul edilmektedir. İslami hassasiyeti olan kesimlere yönelik gözdağına hep beraber kardeşçe dur demeliyiz” şeklinde konuştu.

Hz. Peygamberi anlatanlar cezalandırılmıştır

Elazığ İhya-Der’e verilen cezaya bir tepki de Hizbullah Cemaati yöneticilerinden Edip Gümüş’ten geldi. huseynisevda.net adlı internet sitesinde yayınlanan açıklamada Gümüş, Hz. Peygamberin sevgisini, sünneti seniyyesini anlatanların cezalandırıldığını belirterek, “Kutlu Doğum etkinlikleriyle binlerce insanı bir araya toplayıp Resulullah’ın (sav) sevgisini, muhabbetini, sünneti seniyyesini anlatarak O’na tabi olmamız gerektiğini anlatan ve salâvatlarla kendisini anan; Müslümanlara yapılan zulmü protesto eden ve zulme uğrayanların yanında olduklarını ilan etmek için bir araya gelen; mağdur, muhtaç insanlara el uzatmak, bir nebze de olsa dertlerine ortak olmak için bir çaba içerisine girmiş olan kardeşlerimiz, can dostlarımız, sevdiklerimiz cezalandırılmıştır” dedi.

PLANLI BİR SENARYO OYNANIYOR

“Bu mahkeme kesinlikle hiçbir kardeşimizin, ağabeyimizin isabetsiz söylem, yazı, icraat ve uygulamaları neticesinde açılmamıştır” diyen Gümüş, olayın temelinde İslam düşmanlarının olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: “Ceza alan kardeşler vicdanen rahattır. Zira yaptıkları işler, söyledikleri sözler ve yazdıkları yazılar Allah (cc) ve Resulü’nün (sav) razı olduğu, müminlerin razı olduğu şeylerden müteşekkildir. Bu kardeşlerimize yapılanlar, kendilerini İslami faaliyetlerinden alıkoymak ve bu uğurda yaptıklarından dolayı kendilerini cezalandırmak için gaddarca ve düşmanca düzenlenmiş planlı programlı bir senaryonun ürünüdür. Bu mahkeme kesinlikle hiçbir kardeşimizin, ağabeyimizin isabetsiz söylem, yazı, icraat ve uygulamaları neticesinde açılmamıştır. İslam düşmanları bu senaryolarına her ne kadar hukuki bir kılıf giydirmeye çalışsalar da, bu gerçeği bizzat mağdur edilen kardeşlerimiz, onlarla birlikte canla başla çalışanlar, yapılan hayırlı faaliyetlere katkısı olanlar, tüm dostlar, akrabalar, komşular ve hemşerileri bunu çok iyi bilmektedirler.”

NİFAK KÜFÜRDEN DAHA ŞEDİTTİR

Nifakın küfürden daha şedid olduğunu vurgulayan Gümüş, “Kurgusunu tasarlayanlar, senaryosunu yazanlar ve senaryoyu uygulayıp kuzuyu kurdun önüne bırakırcasına bu insanları İslam ve Müslümanların düşmanı zalim ve gaddarlara teslim edenleri Allah’a (cc) havale ediyoruz. Bu olayla nifakın küfürden daha şedid olduğu ilahi hakikatine bir kez daha tanık olduk. Özellikle 2005’lerden bu yana Müslümanlara yapılan operasyon, tutuklama ve cezalar hep bu minval üzeri olmuştur” ifadelerini kullandı.

DÜN OLDUĞU GİBİ BU GÜN DE HALKA HİZMET EDİLECEK

Müslümanların hiçbir zaman davalarından vazgeçmeyeceğini vurgulayan Gümüş, “Dünyanın değişik coğrafyalarında İslam’a ve Müslümanlara hizmet eden, Rablerinin istediği çizgide hareket eden Müslümanlar aynı zihniyet sahipleri tarafından topluca şehid edilirken, coğrafyamızda ise İslam ve Müslümanlara hizmet eden Müslümanlar topluca sorguya alınıyor ve cezaevlerine konuluyorlar. Dolayısıyla karşılaşılan bu musibet Dünyadaki diğer Müslüman kardeşlerimizin karşılaştıklarına göre daha hafif kalıyor. Geçmişte zulmün çok daha ağırıyla karşılaşıldığı halde Müslümanlar inandıklarından ve davalarından vazgeçmemiştir. Hiç kimse Müslümanların inancını ve davasını terk etmesi gibi beyhude bir beklenti içerisine girmesin. Geçmişte nasıl İslam’a ve Müslüman halkımıza hizmet edilmiş ise, bugün de daha bir azim ve şevkle bu hizmetlere devam edilecektir. Rabbimizi razı etmek, bizden sonrakilere hayırlı bir çığır açmak ve gelecek nesillerin bizleri hayırla yâd etmeleri için bu hizmetlere devam edilecektir” dedi.

“CEZA ALANLARA BÜYÜK SEVAP VARDIR”

Ceza alan kişilerin büyük hayır ve hasenat alacaklarını belirten Gümüş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hadisi şerifte hasenelerin on mislinden 700 misline kadar hatta daha fazlasıyla kat kat sevap ile mükâfatlandırılacağı rivayet edilmektedir. Böylece Allah Teala’nın rızası uğruna nail olan bir kardeşimizin üyelik miktarı beş yıl zindanda kalması hadisi şerife göre en düşük sevap artırımıyla 50 yıla bedeldir. İlk 15 yıl bir insan üzerinde şerii teklif yoktur. Böylece inşaallah bu ceza tüm ömrü boyunca günahlarının kefareti olur. Aynı şekilde onunla beraber mağduriyet çeken tüm aile ve yakınları da bu sevaba dâhildir. Rabbim bizleri haktan ayırmasın. Gayretimizi fazlalaştırsın, ittihat ve uhuvvetimizi fazlalaştırsın ve daimi kılsın”

HAKSIZLIĞA KARŞI TEPKİ GÖSTERİN

Duyarlı Müslümanlara da çağrı yapan Gümüş, sözlerini şu cümlelerle bitirdi: “Rabbimden temennim; duyarlı tüm Müslümanların, sadece Allah (cc) rızasını dileyerek İslam ve Müslümanlara hizmet ettikleri için cezaya çarptırılan, tahkir ve taciz edilen Müslümanların dert ve sıkıntılarını kendilerine dert edinerek onların mükâfatlarına ortak olmalarıdır. Bunun en güzel göstergesi ise uygun görülen her platformda bu haksızlığa karşı tepkilerini en üst düzeyde göstermeleridir.”