Sekülerizmin en bariz örneği sloganlaştırmadır. Ezber bir yaşam biçimini savundukları için ezberlerine yönelik en ufak eleştiriyi kaldıramazlar.
Misal, bilimin her şeyde ana kıstas seçilemeyeceğini zira bilimin bugün bir şeye beyaz derken yarın gri diyebileceğini seküler bir zihne anlatamazsınız.
En canlı örnekleri verseniz bile kavramak istemezler.
Bir misal daha verelim…
Bilim insanları 30 yıl önce “anne sütü zararlıdır, emzirmeyin diyorlardı” diye hatırlatmada bulunsanız size hak vereceklerine kılıf bulmaya çalışırlar.
Sloganlar da tıpkı bilim kelimesi gibi tabudur, eleştirilemez.
Misal onlar anayasanın ilk dört maddesi değiştirilemez derken siz çıkıp da neden değiştirilemesin kardeşim, hangi çağdayız?” diye eleştirseniz onlardan kimileri en rezil, en ahlaksız düzeyde saldırıya başlar.
Misal onlar “İstanbul Sözleşmesi yaşatır” diyorlarsa siz bunun hilafına(zıttına) bir cümle kullanırsanız linç başlar
Eski oyuncu Gamze Özçelik adına birileri işte bu ezberlerden birine, “İstanbul Sözleşmesi yaşatır” klişesine eleştiride bulundu ve "'İstanbul sözleşmesi yaşatır' bu konuda niye paylaşım yapmıyorsunuz diyenler var ben Allah'a iman ettim sadece ve sadece o yaşatır ve öldürür ve diriltir." dedi.
Aslında paylaşımı yapan Gamze Özçelik değildi. Fan, yani hayran sayfasıydı…
Bu cümle üzerine başladılar Özçelik’i linçe…
Garip bir şey değil mi Özçelik söylemediği ama söylediği sanılan cümleler üzerinden linç ediliyor ve geçmişi üzerinden vuruluyordu.
Neymiş eskiden pespaye bir yaşamı varmış şimdi kimseye akıl veremezmiş…
Özçelik o pespaye yaşamdan tevbe etti ama birileri Necip Fazıl’ın ifadesi ile ısrarla çöpleri karıştırıyor.
Ne diyordu Necip Fazıl Kısakürek "Ben geçmişimi dürdüm, büktüm ve kaldırıp çöpe attım. Bu çöpleri ise ancak kediler ve köpekler karıştırır."
Gamze Özçelik’in çöpünden kafalarını çıkarabilseler İstanbul Sözleşmesinin uygulandığı zamanlarda kadın cinayetlerinin tırmandığını görecekler… Dünyada kadına en fazla şiddetin Müslüman olmayan ülkelerde yaşandığını da görecekler ve belki de korkudan çığlık atacaklar. Çünkü onlar Batı’ya yöneldikçe yeryüzünde bir cennet inşa edeceklerini sanıyorlar, oysa kafalarını çöpten çıkarıp Batı toplumuna realist bir akılla bakabilseler, kokuşmuşluğa, kadına, çocuğa ve aileye yapılan zulmü iliklerinde hissedecekler…
Ama kafalarını çöpten çıkarmıyorlar ki…