Riyad Makaev – Doğruhaber/Analiz
Batı dünya liderliğinin son yıllarını yaşıyor diyebiliriz. Gelişen teknolojiler ile birlikte Batı küresel anlamda uluslararası kontrolünü de kaybetmeye başladı. Gelişen internet teknolojisi ile birlikte Batı, televizyon kanallarından dünya gündemini belirleme gücünü yavaşça kaybetmeye başladı. Dünyayı kontrol etmek için başka teknolojilere ihtiyaçları vardır. Özellikle, İslam dünyasını kullanarak yürütülen politikalar artık bölgemizde eskisi gibi işlemiyor. İslami terör; Radikal İslam; Demokrasi; Özgürlükler gibi Batı zihniyetli yorumlardan dünya kamuoyu yorulmuş ve bıkmış durumdadır. Dolayısıyla, Batı, dünya kontrolünü ve liderliğini kaybetmemek için yeni stratejiler, yeni teknolojiler üzerine kafa yormaya başladı. Gelişen teknolojiler ile birlikte dünya kamuoyu da adeta güncellenmiş ve Batı’nın eski masallarını kimse inanmak istemiyor. Batı’nın bize dayatmak istediği demokrasi anlayışının sadece Batı ülkelerinde işlendiği ve bölgemizde geçerliliğini yitirdiği aşikardır.
İslam dünyası da Batı ile birlikte gelişmektedir ve adeta son dönemde büyük bir hız almış diyebiliriz. İslam dünyası geliştikçe ve güçlendikçe, Batı gücünü kaybetmektedir. Bunu bilen Batı bu gidişata bir çomak sokmak istemektedir. Gelişmekte büyük bir hız alan ülkeler Türkiye, İran ve Pakistan’dır. Ayrıca bu üç ülkeye Arabistan’ı da katabiliriz. Gençlerimizin anlaması için şunu diyebiliriz, gelişmek AVM’ler, Gökdelenler kurmak değil, eğitime ve yeni teknolojilere yatırım yapmakla olur. Özellikle, askeri teknolojilere yapılan yatırım çok önemlidir. Çünkü, ekonomi ve ülkenin parasal gücü askeri gücü belirliyor. Güçlü orduya sahipseniz güçlü ekonomiye ve güçlü ilişkilere de sahip olabilirsiniz. Dolayısıyla; Türkiye, İran, Pakistan ve dönem dönem Arabistan, eğitime ve askeri teknolojilere büyük yatırımlar ve önem vermeye başladılar. Pakistan artık nükleer silahlara sahip bir ülke, İran nükleer silahını yapmakta ya da yapmıştır. Türkiye’nin buna büyük önem verdiğini ve bunun üzerinde çalıştığını Başkan Erdoğan’ın sözlerinden biliyoruz. Türkiye, Batı için jeostratejik açıdan önemli olduğundan, Batı Türkiye’ye büyük bir önem vermektedir. Lakin, bugünkü Türkiye, Batı’nın yaverliğini yapmıyor. Eski Türkiye olmuş olsaydı, Batı rahat olurdu. Türkiye kendine yakışır bir şekilde bir İmparatorluğun torunu gibi davranıyor. Batı ise eski Türkiye’yi hayal ediyor. Güçlü Türkiye demek, Batı’nın dünya sömürüsüne eskisi gibi izin vermeyecek demek. Çünkü, Batı Ortadoğu’ya ve Afrikaya Türkiye üzerinden gitmek zorundadır. Özellikle ABD’nin “bölgemizdeki çıkarları” için Türkiye’ye ihtiyaç vardır. Ancak, şimdiki yönetim ile ABD bir türlü bunu istediği gibi sağlayamadı. Dolayısyla, Türkiye’de yönetim değişikliğine ihtiyaç vardır. Bir kaç kez bunu denediler ama; başarısız oldular. Şimdi ise geniş çaplı, yorucu, siyasi ve ekonomi yaptırımlar içeren yeni bir strateji ile Türkiye’nin üzerine gelmeyi düşünüyor diyebiliriz. Çünkü, Batılı liderlerin yaptığı açıklamalar ve attığı adımlar bizlere bunu göstermektedir. ABD, Ankara'nın Rusya ile giderek yakınlaşan bağlarından endişe ediyor. Dolayısıyla, ABD Başkanı Biden, Çin ve Rusya da dahil ortak dış politika çıkarları konusunda birlikte çalışmak istediğini dile getirdi. Galiba Batı, Rusya ve Çin ile yakınlaşıp Türkiye’yi durdurmak için hayal kuruyor. Fakat, Biden ile Batı başarılı olur mu, bilmem. Çünkü, Biden bana daha çok Türkiye’nin Ecevit dönemini hatırlatıyor. Dolayısıyla, Türkiye her türlü siyasi baskıya ve ekonomik yaptırımlara hazırlıklı olmalıdır.