Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesi ve peşinden Ankara Sözleşmesi şeklinde yeni bir düzenlemenin hazırlandığı bu günlerde, Mil-Diyanet Sen Genel Başkan Celaleddin Gül, tarafından bir açıklama yapıldı.

Gül, boşanmaların önüne geçilmesi maksadıyla Diyanet İşleri Başkanlığının da Aile Arabulucusu olması yönündeki teklifini kamuoyu ile paylaştı.

Mil-Diyanet Sen Genel Başkan Celaleddin Gül

İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Kanun nedeniyle son yıllarda boşanmaların arttığına dikkat çeken Gül, “Gerek İstanbul Sözleşmesi, gerek 6284 sayılı yasa sebebiyle son yıllarda Türkiye'de evlilikler azalmış, boşanmalar ise katlanarak artmıştır. Resmi veriler de bu iddiayı destekliyor. Evlenen çiftlerin sayısı 2019 yılında 542 bin 314 iken 2020 yılında yüzde 10,1 azalarak 487 bin 270 olmuştur. Boşanan çiftlerin sayısı 2019 yılında 156 bin 587 iken 2020 yılında yüzde 13,8 azalarak 135 bin 22 olmuştur. Kesinleşen boşanma davaları sonucunda 2020 yılında 135 bin 22 çift boşanırken 124 bin 742 çocuk velayete verilmiştir. Aile Arabuluculuğu sisteminin temel felsefesi uyuşmazlıkların mahkeme kapılarında değil de mümkünse taraflarla bir kez daha iş ciddiye geldiğinde, köprüden önceki son çıkış anlamında müzakere edilmesine imkân sağlamaktır. Aslında bu girişim aile müessesesini ayakta tutmaya yönelik bir çalışmadır.” dedi.    

Gül, “Aile Arabuluculuğu Merkezleri il ve ilçe müftüleri, vaiz ve vaizeler, din ve eğitim hizmetleri uzmanları, din görevlileri, manevi rehberler ile daha da güçlendirilip aktif hale getirilerek boşanmaların önüne geçilmesi hususunda daha fazla katkı sunabileceklerdir. Bahse konu Diyanet personelimiz, kurulacak bu merkezlerde hukukçu arabulucuların yanı sıra değişik alanlardan uzmanlar istihdam ederek öncelikle tarafları barıştırma yoluna gideceklerdir. Diyanet personelinin de görev alacağı arabulucular merkezi, boşanmak için gelen çiftlerin barıştırılmasını sağlamak amacıyla öncesinde eğitimden geçirilerek hazır hale getirileceklerdir. Boşanmak isteyen çiftlerin arabuluculuk sonucu sağlanan uzlaşıları, aile hâkiminin de onayından geçerek aynı zamanda mahkemelerin iş yükü de hafiflemiş olacaktır. Çoğunlukla Aile mahkemelerinde aile davaları aleni bir şekilde yapıldığı için aile sırları ortalığa dökülüyor ve aile mahremiyeti korunamıyor. Diyanetin de dahil edileceği bu yeni uygulama (aile arabuluculuğu ile) ilişkiler yıpranmadan, aile mahremiyeti korunarak, husumetler büyümeden, diğer kişilere yansımadan sorunlar barışçıl biçimde çözüme kavuşacaktır.” ifadelerini kullandı.

Açıklamanın devamında Gül, “Nikâh kıyanların (il-ilçe müftülükleri) arabulucu olmasının önü açılarak son yıllarda artan boşanmaların kısmen önüne geçilebilecektir. Bahse konu Diyanet personeli kamu görevlisi olduğuna göre, arabuluculuğun Diyanet’e verilmesinde yasal bir engel bulunmamaktadır. Sadece boşanma süreçlerinde değil, evlilik sürerken devam eden sorunlara Devletimiz, görevlendirdiği Diyanet personeliyle zaten müdahale ediyor. Aile danışmanlığı uygulamalarıyla Diyanet personelimiz ‘çiftleri evlilik içinde tutmak’ gibi bir görevi zaten deruhte etmektedirler. Mahalle aralarına kadar yayılan aile merkezlerinde, belediyelerin ve kaymakamlıkların sunduğu danışma hizmetlerinde görevlendirilen sosyal çalışmacılar arasında aile içinde yaşanan sorunlar çözülmeye çalışılmaktadır. Aile arabuluculuğu, Türkiye’nin çekildiği İstanbul Sözleşmesi, Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ne aykırı olarak değerlendirilmişti. Çünkü bu sözleşmeye göre, şiddet söz konusu olduğunda arabuluculuğun zorunlu olması yasaktı. Ülkemizde yaşanan manevi tahribatın önüne geçmek, çareler ve çözümler bulmak için gece gündüz çalışan Mil Diyanet Sen, İstanbul Sözleşmesi sonrası 6284 sayılı yasanın yerine ikame edilecek Ankara Sözleşmesi’ne katkıda bulunmak amacıyla bahse konu teklifimizi kamuoyu ile paylaşıyoruz.” şeklinde belirtti. (İLKHA)