Türkiye dizi belasıyla boğuşuyor. Değerlerimizi yozlaştıran, geleneklerimizi sulandıran, kötü örnekleri saatlerce evlere taşıyan dizilerin etkileri bilimsel araştırmalara da konu oluyor. Son dönemde dizilerin ihraç edildiği Arap ülkelerinde de Türk dizilerine karşı tepkiler oluşmaya başladı.

AİLELER FERYAT EDİYOR

Akit’ten Furkan Altınok’un haberine göre. Eskişehir Eti Sosyal Bilimler Lisesi öğrencileri Pakize Ümmügülsüm Memiş ile Ayşegül Çelik’in Danışman Öğretmen Mehmet Aksoy gözetiminde gerçekleştirdikleri, “Dizilerde Sunulan Evlenme Biçimlerinin Aile Kurumunda Oluşturduğu Erozyon: Eskişehir Örneği” başlıklı araştırma, dizi furyasının ailelerde yol açtığı tahribatı ortaya koydu. Memiş ve Çelik’in aralarında ev hanımı, sendikacı, medya mensubu, esnaf, öğretmen, taksici ve avukatların da bulunduğu 235 kişi ile yüz yüze görüşerek hazırladıkları araştırmada, dizilerin, hem ahlakî normları ağır bir erozyona uğrattığı, hem de gerçeklik duygusunu zedelediği belirtildi. Araştırmanın, sonuç bölümünde şu görüşlere yer verildi:

“Toplumun geneli televizyon dizilerinin içeriklerinden memnun olmadıkları halde dizileri seyretmeye devam etmektedirler. Türkiye’de aile kurumunun korunmasına yönelik alınan önlemler toplum tarafından yeterli bulunmamaktadır. Ankete katılanların büyük bir çoğunluğu dizilerde ortaya koyulan evlenme biçimlerinin etik ilkelere uygun olmadığını belirtmiştir. Gayri ahlaki olan ve Türk aile yapısına uygun olmayan dizileri yayınlayan kurumlara yönelik daha caydırıcı yasal düzenlemeler yapılması, eğer gerekli düzenlemeler var ise uygulanması takip edilmelidir. Alınan örneklemde çoğunluk, dizilerdeki nikâhsız beraberliklerin toplum üzerinde olumsuz bir etki bıraktığı görüşündedir. Toplumun büyük bir çoğunluğu dizilerdeki çarpık ilişkilerin günümüzde yaşanan birliktelikler üzerinde büyük bir etkisi olduğu görüşündedir. Uygulanan ankette dizilerde sunulan evlenme biçimleri çocuklarda en çok duygusal karmaşaya neden olduğu ortaya çıkmıştır. Toplumdan seçilen örneklemde dizilerin gençlerimizin ileride aile kavramının önemini yitirmesinde büyük bir rol oynayacağını belirtmişlerdir. Uygulanan ankette toplumun çoğunluğu dizilerde kadınlara gereken önemin verilmediği görüşünü belirtmiştir. Dizilerin senaryoları yazılırken kadınların sadece bir obje olarak işlenmemesi gerekmektedir. Alınan örneklemde büyük bir çoğunluk halkın dizilerden duyduğu rahatsızlığı RTÜK’e bildirme konusunda bilinçli olmadığını düşünmektedir. Bu konuda yapılacak çeşitli konferanslar, halkın bilinçlenmesine yardımcı olacaktır.”

ADRESLER FARKLI, ŞİKAYETLER AYNI

Dizilerin yol açtığı sosyal tahribat, başka araştırmalara ve tepkilere de yol açıyor. Konya Kadın- Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanı Ak Partili Orkun Ünler’in bir ekiple gerçekleştirdiği araştırma da benzer sonuçları verdi. Ünler ve ekibinin yaptığı incelemede, aile içi şiddet ve boşanmaları tetikleyici nedenler arasında alkol ve uyuşturucu kullanımının yanı sıra televizyon dizilerinin yer aldığı da belirlendi.

Araştırmada, “Bazı diziler insanlarda özentiye yol açmaktadır. İlçelerde yaptığımız görüşmelerde; özentiyi tetikleyen, tarihi gerçekleri saptıran, kişiler arasındaki çarpık yaşam şekillerini sergileyen toplumun milli ve manevi değerleriyle bağdaşmayan yapımlar halkımızı olumsuz etkilemektedir. Lükse özendirmek suretiyle insanların birbirini aldatmaları, birbirlerine olduğundan farklı görünmelerinin normalmiş gibi gösterilmesi, sadakati zedeler bir takım sonuçlar meydana getirmektedir. Araştırmamızda en çok bu nokta belirgin hale geldi. Bütün bu verilerin ışığında dizilerin aile içi şiddeti ve boşanmaları tetiklediği sonucu gözlemlendi” denildi.

Türkiye Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Vakfı Antalya Şubesi de gerçekleştirdiği bir araştırmada, dizilerin aile birliğini zedelediği sonucuna vardı. Şube Başkanı Remziye Kıymık’ın araştırmayla ilgili verdiği bilgiye göre, evlerde hemen herkesin odasında televizyon bulunması aile içi iletişimi zedelerken, aynı evin içinde eşlerin birbiriyle cep telefonuyla ya da bilgisayar üzerinden haberleşir hale gelmesi de görülür oldu. Çorum Barosu Avukatlarından Derya Öztekin ise Çorum’daki boşanmaları mercek altına aldı. Öztekin’in araştırmasına göre, Çorum’da 2012 yılında bin 656 çiftin evlenirken, 640 çift ise boşandı. Öztekin, televizyon dizilerinde çiftlerin çok kolay boşanmaya karar verip evliliklerini sonlandırdıklarını belirterek, "Bu durum dizileri seyreden çiftleri etkileyebiliyor. Çiftler boşanmayı dizilerdeki gibi kolay ve basit olarak görüp evliliklerini bitirebiliyorlar. Bazı dizilerde yaşananlar insanları özentiye sürüklüyor. Lüks yaşantı istekleri evliliği bitme noktasına getirebiliyor” dedi.

EL ARABİYA’NIN FERYADI

Öte yandan, son dönemde Türk dizileri salgınına maruz kalan Arap ülkelerinde de tepkiler yükselmeye başladı. EL Arabiya televizyonunun internet sitesinde yayınlanan bir haber-yorumda, Türk dizilerinin ahlâksızlık ve şiddeti tetiklediği belirtildi. Sitede, “Türk dizileri birçok aile problemine neden oluyor. Yemenli bir adam, ‘Kurtlar Vadisi’ni izledikten sonra beş kişiyi öldürdü. Yemenli kadınlar ise eşlerinden dizilerdeki karakterler kadar romantik olmadıkları için şikâyet ediyor. Özellikle Kıvanç Tatlıtuğ’un başrol oynadığı ‘Gümüş’ün yayınlanmasının ardından Yemen’de boşanma davaları arttı” denildi.