DOĞRUHABER

Tek suçları genç yaşta nikah kıyarak evlenmek olan genç evliler adalet bekliyor. Genç yaşta evlendikleri gerekçesiyle eşleri, cinsel istismar suçuyla cezaevine atılan kadınlar, eşlerinin bir an önce salıverilmesini ve yaşadıkları mağduriyetin son bulmasını istiyor.

HEM CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN HEM DE MİLLETVEKİLLERİ DEFALARCA SÖZ VERDİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşen mağdur aileler, mağduriyetlerinin giderilmesi için iki defa söz almışlardı. Meclis’e giderek Milletvekilliyle de görüşen mağdur kadınlar burada da kendilerine söz verildiğini hatırlattı. Genç evlilik mağduru binlerce aile şimdi verilen sözlerin tutulmasını ve hükümetin ‘Erken yaşta evlilik’le ilgili yapacağı kapsamlı düzenlemeyle mağduriyetlerin topyekûn çözüme kavuşturulmasını bekliyor.

“EŞİM CEZAEVİNE ATILDIĞINDA 3 ÇOCUĞUMUZ VARDI”

2008 yılında eşiyle severek ve hiçbir baskı olmadan evlendiğini belirten Şükriye Orhan, “17 yaşıma geldiğimde resmi nikahımızı kıydık. Aradan 8 yıl geçtikten sonra ise eşime ‘cinsel istismar’ suçlamasıyla ceza geldi. Eşim cezaevine atıldığında bizim 3 çocuğumuz vardı. 4’üncü çocuğumuz ise henüz dünyaya gelmemişti. İki kez Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan eşlerimizin serbest bırakılacağına dair söz aldık. Milletvekilleri yine bu mağduriyetin giderileceğine dair defalarca bize söz verdi. Ama bir türlü bir adım atılmadı.” İfadelerini kullandı.

“6 SENEDİR NELER ÇEKTİĞİMİ BİR BEN BİR ALLAH BİLİYOR”

Çok zorlu günler geçirdiklerini belirten Orhan, “Büyük oğlum şu an tip 1 diyabet hastası ve geçtiğimiz günlerde ölümden döndü diyebilirim. Kirada oturuyorum ve çocuklarıma hem babalık hem de annelik yapmaya çalışıyorum. Bu şartlarda 4 çocuk büyütmek çok zor. Hem de bunu kadın başıma, tek başıma yapıyorum. Sözde beni korumak için eşimi ceza evine attılar ama benim yuvamı başıma geçirdiler. Mutlu, huzurlu bir yuvamız vardı. Ben kimseye hakkımı helal etmiyorum. 4 evladımın da vebali eşimin ceza evine atılmasına vesile olanların ve içeriden çıkmasına engel olanların üzerindedir. 6 senedir neler çektiğimi bir ben bir Allah biliyor. Benim en küçük kızım bana dün ‘babamla neden her gün konuşamıyoruz. Cumhurbaşkanımız neden babamı çıkarmıyor’ dedi.

“SEVEREK EVLENDİK VE EŞLERİMİZİN BİR AN ÖNCE SERBEST BIRAKILMASINI İSTİYORUZ”

Kamuoyunda ‘istismar mağduru’ olarak anılmaktan rahatsız olduklarını dile getiren Orhan sözlerini şu şekilde noktaladı:  “Bize ve eşlerimize kötü suçlamalar yapılıyor. Bunları ret ediyoruz.  Biz genç yaşta evlendiğimiz için mağdur edildik. Eşlerimizle severek evlendik ve eşlerimizin bir an önce serbest bırakılmasını istiyoruz.”

“BU SÜREÇTE PSİKOLOJİK OLARAK ÇOK YIPRANDIK”

Genç yaşta evlendikleri için eşi cezaevine atılan kadınlardan Damla Şentürk ise “2013 yılında eşimle severek isteyerek kaçarak evlendik. Daha sonra ailem şikayetçi oldu. Sonrasında ailelerimiz tanıştı barıştı, fakat kamu davası olduğu için eşime 16 yıl 8 ay ceza verildi. 2016 yılında cezaevinde resmi nikâhımız kıyıldı. 6 senedir eşim cezaevinde ve 6 senesi daha var. Eşim ve ben bu süreçte psikolojik olarak çok yıprandık. Senelerdir ona kavuşabilmek için mücadele ediyorum. Benim eşim ‘tecavüzcü’ değil. Bizler bu kötü ithamı asla kabul etmiyoruz. Yetkililerden eşlerimizi bir an önce özgürlüğüne kavuşturmasını istiyoruz.” şeklinde konuştu.

“’KADININ BEYANI ESASTIR’ DENDİ BİZİM BEYANIMIZ ESAS ALINMADI”

Genç evlilik mağdurlarından Damla Atalay da eşiyle severek evlendiğini belirterek, “ilk başta ailem şikayetçi oldu ama daha sonra aileler görüşüp anlaştılar, ailem de şikayetini geri çekti. Ancak kamu davasına döndü. Eşime toplamda 11 yıl 4 ay ceza verildi. Bu süreçte düğünümüz oldu. Resmi nikahımız kıyıldı. İki evladım doğdu 10 yılı aşkın süre sonra bir gün ansızın eşimi yaka paça polisler aldı götürdü. Evlatlarım ve ben çok zor durumda kaldık. Oysa resmi nikahımız devlet tarafından kıyıldı. Severek evlendiğim eşimi istismarcım olarak pis bir leke ile cezaevine attılar. Kadının beyanı esastır dendi bizim beyanımız esas alınmadı. Bu cezalarla yuvalarımız darmadağın oldu. Evlatlarımızın boynu bükük kaldı. Hem maddi hem manevi olarak çok kötü zamanlar yaşıyoruz. Bizimle ilgili ne zaman bir haber yapılsa ‘tecavüzcüler dışarı çıkacak’ diye algı operasyonu yapıldı. Oysa eşlerimiz ‘tacizcimiz’ değil. Asıl zorumuza giden de bu tecavüzcülerle aynı koğuştalar” dedi.  

“ALNIMIZA SÜRÜLEN BU KARA LEKEDEN BİR AN EVVEL KURTULMAK İSTİYORUZ”

Atalay, “Ben artık yetişkin bir bireyim. 10 yılı aşkın süredir devam eden bir evliliğim var. Eşim istismarcım olsa neden mücadele edeyim, neden eşim çıksın diye çalmadık kapı bırakmayayım?  Eşim istismarcım değildir. Anlımıza sürülen bu kara lekeden bir an evvel kurtulmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.